7. Bölüm "Acaba hangimiz hangimizi siktik lan?"

24K 576 185
                                    

Söylediği şeye her ne kadar nedensizce bozulsam da çaktırmadım. O sırada telefonum çaldı ve sehpanın üzerindeki telefona uzandım.

"Alo Mavişim!"

"Aman Tanrım Derek!"

"Evet bebeğim, benim. Küçük velet bir kardeşim vardı, ne yapıyor diye aradım." dedi kıkırdayarak. Kıkırdamasına karşı ben de kıkırdadım ve en sonunda cevap verebildim.

"Şapşal."

"Ee, yakışıklı abini özlemedin mi?"

"Bir yanlışınız var bayım, abim olduğu doğru. Ama yakışıklılık konusunda size katılmıyorum."(Francisco o lan yakışıklı değil diyor bir de aq ya /-jerrytime) Justin kaşlarını çatmış bir biçimde bana bakıyordu.

"İyi o zaman, ben Los Angeles uçağına felan binmiyorum. Nasıl olsa beni özlememişsin." Söylediği şeyle şok oldum.

"Ne? Sen buraya mı geliyorsun? Gerizekalı bu şimdi mi söylenir? Ne zaman geleceksin? Bugün mü? Saat kaçta burada olursun? Kaç gün kalacaksın? Nerede kalacaksın? Tek başına mı geliyorsun? Annem babam gelmiyor mu? Niye gelmiyorlar? Yoksa babama bir şey mi oldu? Şeker hastalığı mı tuttu gene? Ama ben diyorum ona hep telefonda, fazla tatlı bir şeyler yeme diye. Dinleyen kim? Gene senin yüzünden oldu değil mi? Aldın gene çikolataları ortalıkta bıraktın adamcağız da kendini tutamadı yedi hepsini. Ben daha seni bu konuda kaç kere uyaracağım? Öz babanın sağlığı söz konusu burada-" Ben daha devam ediyorken konuşmamı engelledi.

"Yavaş be! Bir nefes al. Motorun soğusun. Bir bok anlamadım zaten." derin bir nefes aldım.

"Tamam. Susuyorum ve seni dinliyorum."

"Beni yarın öğlen saat 3'te  xxxxxxxx Havaalanı'ndan al ya da adres ver ben geleyim."

"Bekle." dedim ve telefonu kulağımdan uzaklaştırıp Justin'e döndüm.

"Justin, arabam ne zaman çıkar demiştin?" Omuz silkti.

"Büyük bir ihtimalle işi bugün biter. Akşam almaya gideceğim."

"Benim abim geliyor ve-" Sözümü keserek konuştu.

"Burada kalmasında herhangi bir sakınca yok." Teşekkür ederek telefonu tekrar kulağıma getirdim.

"Ben seni almaya gelirim Derek."

"Hiç abi yok zaten. Saygı da kalmamış. Neyse. O ses neydi? Eve erkek mi attın yoksa? Nasıl? Yakışıklı mı?"

"Sen nasıl abisin ya? Olmadı bir de sana ayarlayayım."

"Terbiyesiz ahlaksız."

"Neyse hadi ben çok yorgunum sana herşeyi yarın anlatırım bay bay."

"Şimdi de yüzüme kapatıyorsun yani?"

"Bay bay Derek. Bay bay." dedim ve hattın öbür ucundan da 'görüşürüz' cevabını alınca kapattım.

"Ee, ne yapıyoruz?" dedi Justin bana dönerek.

"Dediğim gibi ben çok yorgunum. Deney tüpü patlatmak da az efor gerektiren bir şey değil yani. Bu yüzden uyuyacağım."

"Saat daha beş." diyerek gözlerini pörtletti.

"Olsun. Ben hep yorgunum." dedim ve merdivenlerden çıkarak dün üzerimi değiştirdiğim Pattie'nin odasına geçerek uyudum.

******************

Uyan! (uyan uyan!)

Ne?

~Benim Öküzüm~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin