Kapıyı açınca herkesin surat ifadesi düşer.
Meryem: İbrahim !
İbrahim: Ne işin var senin bunların yanında ?
Neşe: Ben davet ettim.
İbrahim: Yürü eve gidiyoruz.
Diyerek Meryem'in elini sert bir şekilde tutarak çeker.
Atakan: Hop, noluyor ?!
İbrahim: Sen hiç karışma seninle sonra hesaplaşıcaz.
Fatih: Ne hesabı lan ? Ne istiyorsun sen benim kardeşimden ?
Neşe: Fatih dur lütfen.
Atakan: Meryem..
Meryem: Atakan gitmem gerek, özür dilerim.
Diyerek arkasını dönüp İbrahim'le giderler. Atakan deliye döner, elini hızla duvara vurur.
Atakan: Allah kahretsin ya !
Bilal: Tamam Atakan, yapma böyle otur hadi.
Atakan: Nasıl yapmayım ya ?! Meryem'i alıp götürdü ve ben hiç bir şey yapamıyorum.
İbrahim oldukça öfkelidir, Meryem hiç sesini çıkarmayarak odasına geçmek için ilerler.
İbrahim: Dur.
Meryem durup, döner.
İbrahim: Siz kendiniz çok mu akıllı sanıyorsunuz ya ?
Meryem: Ne diyosun İbrahim ? Hiç bir şey anlamıyorum.
İbrahim: Atakan'ın şikayet ettiğini biliyorum. Her şeyi öğrendi değil mi ?
Meryem: Öğrenmemesi için elimden geleni yaptım. Ya ben seninle evlendim daha ne yapabilirim ?
İbrahim: Daha fazlasını istiyorum.
Meryem: Hâlâ anlayamadın değil mi ? Daha fazlası hiç bir zaman olmayacak !
İbrahim: Atakan durmayacak değil mi ? Amacı seni benim elimden almak.
Meryem: Yapamaz korkma çünkü sana mecbur olduğumu biliyor. O sen değil, o beni düşünür. Yorgunum, sende yorgunsundur çıkıp dinlen.
Diyerek merdivenlere yönelir. İbrahim arkasından bir kez daha seslenir.
İbrahim: Sana ondan uzak durmanı söylemiştim.
Meryem: Derdin ne İbrahim ?
İbrahim: Sözümü dinlemedin.
Meryem: Demekki senin sözünün bende bir hükmü yokmuş.
İbrahim: Ben nezarete sen onların yanına gittin. Bir saniye bile aklına gelmedim mi ?
Meryem: Gelmedin İbrahim.
İbrahim: Dünya yansa umrunda değil. Tek derdin o salak herifle olmak.
Meryem: Evet, senin bütün psikopatlıklarına rağmen tek istediğim şey sevdiğim adamla birlikte olmak.
İbrahim: Dans ettiniz mi ?
Meryem: Seni gerçekten çekemiycem. Diyerek yürür. İbrahim kolunu sıkarak Meryem'i çekip durdurur. Beline sarılır, kendine çeker.
İbrahim: Böyle mi tuttu belinden ? Böyle mi dans ettiniz ?
Meryem: İbrahim bırak !
İbrahim: Böyle mi hı ? Cevap versene.
Meryem: Evet ettik ! Bırak beni.
Diyerek sıyrılıp yukarı çıkmak ister. Fakat İbrahim onu kolundan tuttuğu gibi duvara yaslar.
İbrahim: Sarıldı mı sana böyle ha ?
Meryem: İbrahim bırak diyorum !
İbrahim: Cevap ver ! Yoksa kurtulamayacaksın. Sarıldı mı sana ?
Meryem: Hayır sarılmadı, bırak ! Manyaksın sen !
İbrahim: Sadece manyak değilim, yaralı bir hayvanımda ben. Sen yaralı hayvanın inine böyle girmeye korkmuyor musun ?
Meryem: Korkmuyorum.
İbrahim: Beni cesaretinle çaresiz bırakma. Çaresiz kalırsam her şeyi yaparım. Seni bir kez çıkışsız bıraktım, hemen onun kollarına atladın. Sen hiç düşünmüyor musun, İbrahim çıkışsız kalırsa neler yapar ?
Meryem: Ne yapar, söylesene ?!
İbrahim elini Meryem'in boğazına götürür.
İbrahim: Ne yaparım sence ?
Meryem: Öldürür müsün beni ?
İbrahim: Öldürmem, ben senin olmak istiyorum.
Diyerek saçlarına öper. Meryem tiksinerek yüzünü çevirir.
Meryem: İbrahim bırak !
İbrahim: Seninle yaşamak istiyorum.
Meryem: İbrahim bırak, iğreniyorum senden ! Dokunma bana !
İbrahim: Her seferinde zorluyorsun beni. Beni zorlama Meryem.
Meryem: Bırak İbrahim, bırakkk..!
İbrahim: Seni ona yâr etmem anlıyor musun beni ? Şu sıktığım boğazın benim, bu koklayıp öptüğüm saçların benim. Daralan nefesin benim ! Çünkü sen benim nefesimsin. Ben senin bedeninde yaşıyorum. Burayı sıktıkça asıl ben nefessiz kalıyorum.
Meryem: İbrahim gerçekten canımı acıtıyorsun bırak.
İbrahim: Beni çıkışsız bırakma ! Beni kötü biri olmam için zorlama ! Eğer çıkışsız kalırsam her şeyi yaparım. Senide kendimide öldürürüm, duydun mu beni ? Birlikte ölürüz !
Meryem: Bırak, Allah aşkına bırak.
İbrahim: Öleceğimi bilerek öldürürüm seni Meryem !
Meryem elinin arkadan ulaştığı vazoyu eline alır ve hızla İbrahim'in kafasına vurur. Fakat İbrahim bayılmaz biraz sarsılır. Meryem kaçmak için kapıya koşar. İbrahim arkasından ilerler kolunu tutup odasına götürür.
Meryem: Bırak Allah'ın cezası ! Senden de bu cehennemden de kurtulucam anladın mı ? Bitti İbrahim bitti !
İbrahim: Beni delirtmeee..!
Meryem: Delisin sen zaten, ruh hastası adam !
İbrahim: Hiç bir yere gidemezsin, bu evden çıkamayacaksın.
Meryem: Dokunma bana ! Şimdi yukarı çıkıp eşyalarımı toplayacağım.
İbrahim: İzin vermiyorum gidemezsin.
Meryem: Senden izin isteyen kim ?
İbrahim: Gidemezsin !
Meryem: Ne yapacaksın ha ? Kapıyı üstümden mi kilitleyeceksin ?
İbrahim: İyi fikir, yürü.
Meryem: Hayır, bırak !
Meryem kendini geri çekmek isterken merdivenlerden yuvarlanır.
İbrahim: Meryem, iyi misin ?
Meryem: Yeter bırak ! Bıktım senden. Beni ne hale getirdin, görmüyor musun ? Ahh..
İbrahim: Eve doktor çağırıcam şimdi.
Meryem: İstemiyorum, rahat bırak beni diyerek odasına girip kapıyı kitler.
Ağlamaya başlar. Etlerinin acıdığını hisseder. Atakan'dan mesaj gelir.
"Baban geldi, şimdi onunla sahile iniyoruz. Hiç merak etme her şey çok güzel olucak. Sen iyi misin ?"
Meryem telefon açar.
Meryem: Alo Atakan.
Atakan: Canım. Ağladın mı sen ? O şerefsiz sana bir şey mi yaptı ?
Meryem: Hayır hayır ben iyiyim. Babam nasıl ?
Atakan: İyi, pasaportlarına bakıyorlar. Sınırı geçtikten sonra her şey daha kolay olacak. İbrahim orda mı ?
Meryem: Hayır evden çıktı.
Atakan: Meryem, ey ceylan gözlüm.. O gözünden akan yaşlar için ölürüm ben. Dayanmıyor bu yüreğim, sana bir şey mi yaptı ?
Meryem: Ben artık dayanamıyorum Atakan. Çok kötüyüm ben.
Atakan: Şşş.. Tamam güzelim. Az kaldı, güzel günlerimizi düşün. Seni o evden çıkarıcam.
Meryem: Babam sana emanet Atakan, sağsağlim tekneye bindir.
Atakan: Merak etme canım.
Meryem: Dikkat et kendine, seni seviyorum.
Atakan: Bende ceylan gözlüm, bende.
Haluğun bütün işlemleri bittikten sonra teknenin kalkmasını beklerler.
Haluk: Her şey için teşekkür ederim.
Atakan: Önemli değil, siz iyi olun.
Haluk: Kızım sana emanet.
Atakan: Gözünüz arkada kalmasın efendim.
Haluk: Benim yüzümden zor günler yaşadı. Onu çok incittim.
Atakan: Eminim böyle olmasını istemezdiniz. Şimdi her şey geride kaldı merak etmeyin. Meryem o cehennemden çıkıcak.
Haluk: Umarım.
Haluk tekneye binmek için hakarete geçerken sahile polisler gelir. Atakan buna çok şaşırır. Polisler Haluğu göz altına alır.
İbrahim: Bu adamıda alın memnun bey. Kaçmasına yardım ediyordu.
Atakan: Allah senin belanı versin İbrahim ! Memur bey bir dakika.
"Derdinizi karakolda anlatırsınız beyefendi, buyrun şöyle zorluk çıkarmayın lütfen."
İbrahim: Kendinizi çok akıllı sanıyordunuz değil mi ?
Atakan: Bunun hesabını vereceksin İbrahim ! And olsun bunların hesabını senden misliyle sorucam !
İbrahim: Hadi canım hadi, güle güle. Meryem benimle merak etme. Ona gözüm gibi bakıcam.
Atakan: Şerefsiz ! Dokunmayacaksın ona !
Meryem bir şekilde evden çıkmayı başarır. Atakan'ın daha önceden attığı sahildeki konuma gelir. Polislerin babasını ve Atakan'ı götürdüğünü görür.
Meryem: Durun ! Atakannn..
Atakan: Meryem korkma sakın babanda bende kurtulucaz.
İbrahim: Tabi tabi.
Meryem: Baba, babacım iyi misin ?
Haluk: Özür dilerim kızım.
Meryem: Baba böyle konuşma nolur.
"Beyler alın bu iki beyfendiyi arabaya bindirin."
Meryem: Atakannn..
İbrahim: Hadi canım gidiyoruz.
Atakan: Meryem, çıkacağım burdan söz veriyorum.
Meryem: Biliyorum canım. Seni bekliyor olacağım.
Haluk ve Atakan polis arabasıyla götürülürken, Meryem göz yaşları içinde arkalarından baka kalır.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÜÇÜZ KARDEŞLER
Teen FictionKardeş demek hayat demektir. Kimi zaman aldığın nefeste kardeşim diyebilmek, kimi zaman üzüldüğüm anda karşında bulabilmek. Ne olursa olsun kardeş olunmaktan asla vazgeçilmeyecektir. Yolun sonu uçurumsa, kardeşim geri dön.. İlk adım benimdir ! Birb...