Zaman biraz geçer, öfkeler diner, sessizlik sarar etrafı fakat acılarrr.. Yaşanan acılar asla unutulamaz. Sadece biraz hafifler.
Neşe bir haftadır Meryem'in evinde kalır. Abisi kapıya gelir.
İbrahim: Neşe içerde mi ?
Meryem: İçerde.
İbrahim: Görebilir miyim ?
Meryem: Çok yorgun. Sence seni görmek istiyor mu ?
İbrahim: Meryemm..
Meryem: İbrahim, olanları fazla zorlaştırma. Git burdan. Neşe benim yanımda, o iyi.
İbrahim: Meryem, Neşe'ye görücü gelicek. Toparlanıp eve dönmesi lazım. Sen onun arkadaşısın seni dinler.
Meryem: İbrahim sen ne diyorsun ? Kız yorgun diyorum, bitap düştü ya.
İbrahim: Sen beni duymadın galiba. Adamlar kızı görmeye gelecek diyorum !
Meryem öfkelnerek sessizce kapıyı örter. Ve İbrahim'le konuşmak için aşağıya iner.
Meryem: O senin kardeşin ! Hiç mi vicdanın yok senin ? Kendini onun yerine koysana bi. İstemediğin biriyle olduğunu düşün.
İbrahim: Herkesin her istediği olmaz Meryem. Bende birini çok istedim. Ama o beni görmüyor bile. Beni görsün diye her gün gözlerinin içine bakıyorum. Saçlarına dokunmak istiyorum. Kokusunu içime çekmek istiyorum.
İbrahim, Meryem'in saçlarının arasından parmaklarını geçirir. Meryem bir adım geriye çekilir.
İbrahim: Çok mu üzülüyorsun arkadaşına ?
Meryem: Evet. Hayatının mahvolmasına istemiyorum. Kardeşine bu kötülüğü yapma.
İbrahim: Tamam.
Meryem: Gerçekten mi ?
İbrahim: Gerçekten.
Meryem: Sen doğru karar verdin İbrahim.
İbrahim: Biliyorum. Neşe'yi zorla evlendirmeyeceğim. Amaa..
Meryem: Ama ne ?
İbrahim: Benimle evleniceksin Meryem !
Meryem: Neee..?! Hayır !
İbrahim: O zaman Neşe evlenir.
Meryem: Sen kafayı yemişsin ! Zorla hiç bir şey olmaz anlamıyor musun ?
İbrahim: Ben istersen her şey olur. Yıllardır bu mahallede seni bekliyorum. Seni istiyorum ! Hiç mi anlamadın ? Hiç mi sevmedin beni ?
Meryem: Ben bunları duymadım farzediyorum. Sende bunları söylemedin.
İbrahim, Meryem'in kolunu tutar.
İbrahim: Sen bilirsin. O zaman Neşe o görücülere çıkacak !
Meryem: Dokunma bana !
O sırada Atakan Meryem'i görmek için oraya gelir. Ve onları görür.
Atakan: Meryemmm..!
Meryem: Atakan.
İbrahim: İyi düşün Meryem. Bir karar ver ! Ben hep buralarda olucam.
Diyerek Atakan'a dik dik bakarak oradan uzaklaşır.
Meryem: Atakan neden geldin ?
Atakan: Bırak beni ! Ne istiyor bu adam senden ? Neden kolunu tutuyordu ?
Meryem: Bir şey yok.
Atakan: Meryemmm..! İllaki öğrenirim, söyle güzellikle.
Meryem: Atakan bak ben şuan iyi değilim tamam mı ? Sakın üstüme gelme. Sakın !
Gözleri bir anda dolan Meryem dizlerinin üzerine çöker. Ne olduğunu anlamayan Atakan, Meryem'in yanına çöker.
Atakan: Meryem noldu ? Bu adam sana ne dedi ? Anlat bana hadi. Hadi canım lütfen.
Meryem tek bir kelime etmeden ağlar. Atakan göz yaşlarını silerek yanağından öperek, sarılır.
Atakan: Kimsenin seni ağlatmasına izin vermeyeceğim. Söz veriyorum !
Meryem: Benim gitmem gerek. Neşe'nin bana ihtiyacı var. Yanında olmam gerek.
Diyerek oradan ayrılır. Eve girdiğinde Neşe görmesin diye gözündeki yaşları siler.
Neşe: Canımm.. Noldu, sen ağladın mı ?
Meryem: Birazcık.
Neşe: Noldu Meryem, neden ağladın ? Kıyamam sana ben, kötü bir şey mi oldu ?
Meryem: Sokakta bir kedi gördüm yaralıydı. Bütün kuşlar başına üşüşmüş.
Neşe: Ya sen buna mı ağladın ?
Meryem: Ama arkadaşı onu sürekliyerek o pis kuşların elinden kurtardı.
Neşe, Meryem'e sarılarak gülümser.
Neşe: Sen ne kadar iyi bir insansın böyle benim canım kız kardeşim. Ben seni iyiki tanımışım. Amanda kedilere kıyamazmış.
Meryem: Bende, sana bir şey olsa dayanamazdım Neşe.
Neşe: Ya nerden çıkarıyorsun böyle şeyleri Meryem ? Duygusallığın üzerinde galiba.
Meryem: Ben, senin artık acı çekmeni istemiyorum. Artık sen hep gül istiyorum.
Neşe: Sen yanımdasın ya. Ben hep gülücem artık.
Meryem bugün yaşadıkları olaylardan sonra gözüne bir damla uyku girmez.
Bir sabah uyandığında Neşe'yi yatağında bulamaz.
Meryem: Neşeee..!
Neşe: Meryem burdayım. Neden bağırıyorsun ? Kahvaltı hazırlıyorum. Of sucuk gibide terlemişsin sen. Kabus mu gördün ? İyi misin canım ? Tamam geçti yanındayım.
Meryem: Neşe, neşe benn..
Neşe: Söyle canım.
Meryem: Yok bir şey. Kabus işte gidip bir elimi yüzümü yıkayım, geçer.
Neşe: Tamam. Üstünüde değiştir çok terlemişsin. Hasta olucaksın böyle.
Meryem: Tamam. Hadi sen git.
Neşe: Tamam.
Kapı çalar. Ama görünürde kimse yoktur. Meryem yerde bir demet gül görür.
Neşe: Kimmiş ?
Meryem: Bilmiyorum çiçekleri bırakıp gitmiş. Üzerinde bir kart var.
Neşe: Aaa.. Bakayım. Dur okuyum. "Bu güller senin için. Bir an önce seni görmek için sabırsızlanıyorum Neşe." (Mustafa)
Meryem: Mustafa kim ya ?
Neşe: Abim dediğini yapıcak. Bu onun arkadaşlarından biri. Evlendiricek beni.
Meryem: Polise gidelim Neşe. Senin bu abin manyak.
Neşe: Ölürümde evlenmem zaten.
Meryem: Ölürümlü falan konuşma Neşe yaaa..! Allah korusun.
Neşe: Evet duydun. Asla evlenmem ! Kendimi öldürürüm daha iyi.
Meryem: Saçmalama başka bir yol buluruz.
Tekrar kapı çalar. Gelen İbrahimdir.
İbrahim: Günaydın Meryem. Neşe çiçeklerin ne güzelmiş.
Neşe: Ben senin o kumarcı arkadaşın Mustafa ile asla evlenmem. Bunu kafana sok abi.
İbrahim: İlk önce dinle istersen.
Neşe: Neyi dinliycem ya ?
İbrahim: Bana bak Mustafa ile evleneceksin. Bende birinize bakmaktan kurtulucam. Eğer evlenmee..
Neşe: Ne yapacaksın ya ?
İbrahim: Babama bakmayıda bırakırım. Artık sen verirsin huzur evinin parasını.
Neşe: Veririm. Çalışır veririm.
İbrahim: Çok kolaydı değil mi ? Sen daha kendine bakamıyorsun. O masrafları çalıştığın maaşla ödemen imkansız. Kızım ben bu işlere girmesem burnumuzu sokacak ev kalmamıştı.
Neşe: Yaptığın işler senin gibi iğrenç. Beni bulaştırma bunlara.
İbrahim: Neşe bak beni delirtme ! Bu ay babamın ödemesi yapılmadı. Hastalığı için özel ilgilenen doktor parasını hiç demiyorum. Babam alzheimer olduğunu biliyorsun. Normal huzur evlerinde bile kalamıyor. Özel bakılması lazım. Parayı ben ödüyorum. Eğer evlenirsen ödemeye devam edicem. Ama yok ben evlenmem dersen sen bilirsin. Babamının masraflarını sen karşılarsın.
Neşe: O senin baban ! Ona bu kötülüğü yapamazsın. Bu kadar kötü olmazsın abi !
İbrahim: Hayat şartları bu kardeşim. Herşey senin elinde. Bak Mustafa bu işlerde benden çok daha ilerde. Hayatın rahat olucak. Seninde, benimde, babamızında.
Neşe: Hayır ! Hayır dedim abi asla evlenmem !
İbrahim: Peki. O zaman bundan sonra babama sen bakacaksın kardeşim. Benden bu kadar.
Diyerek evden çıkar. Gözünden yaş hiç eksik olmayan Neşe ise çaresizdir. Meryem ile huzur evine gidip babasını tekrar ziyaret eder.
Neşe: Babamın masraflarını ödemeye gücüm asla yetmez.
Meryem: Sana yardım ederim.
Neşe: Yinede yetmez Meryem. Birini ödesek diğerini ödeyemeyiz.
Meryem: Başka bir yolu olmalı.
Neşe: Evlenicem.
Meryem: Hayırrr..!
Neşe: Babamı çok seviyorum Meryem. O benim yaşama nedenim. Annemin bana emaneti. Bir gün yaşlanırsa ona bakacağım söz verdim. Babam en güzel şeyleri hak ediyor. Onu devlet hastanesi köşelerinde görmek istemiyorum. Burda iyi bakıyorlar. Benim başka şansım yok.
Meryem: Neşeee..
Neşe: Meryem babam benin herşeyim. Ona birşey olursa kendimi asla affetmem.
Ağlayarak birbirine sarılırlar. Neşe babası için göze aldığı bu acı hayat içinde kendine bir ışık ararken, Meryem kendini yapılan acı teklifi aklına getirmek bile istemezken şimdi kardeşi gibi sevdiği arkadaşı için bir çıkış yolu olarak düşünür.
İkisi içinde çok zor bir dönem başlar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÜÇÜZ KARDEŞLER
Ficção AdolescenteKardeş demek hayat demektir. Kimi zaman aldığın nefeste kardeşim diyebilmek, kimi zaman üzüldüğüm anda karşında bulabilmek. Ne olursa olsun kardeş olunmaktan asla vazgeçilmeyecektir. Yolun sonu uçurumsa, kardeşim geri dön.. İlk adım benimdir ! Birb...