Neşe artık Fatih'lerin evine yerleşir. Ama orda da ne kadar rahat edebiliceklerdir bilinmez.
Fatih: Günaydın karıcım.
Neşe: Günaydın kocacım.
Fatih: Gözümü açınca seni görmek çok güzel bir şeymiş.
Neşe: Yaaa.. Fatihhh.. Utandırma beni.
Fatih: Utanmana gerek yok karıcım çünkü artık biz evliyiz. Ve ben artık sana böyle bir sürü iltifatlar edicem.
Neşe: Fatih biz daha ne kadar burda kalıcaz ? Bir ev tutmamız gerek.
Fatih: Haklısın böyle olmuyor. Ayarlıycam ben bir şeyler artık.
Neşe: Bencede ayarla artık Fatih. Neyse ben kahvaltı hazırlayım. Hem çocuklarda açtır şimdi.
Fatih: Ne ? Ya kazık kadar herifler bakarlar onlar başlarının çaresine. Sen yatsana şuraya.
Neşe: Fatih şşş.. Ne yapıyorsun ya ?
Fatih: Hayatım biz evlendik farkında mısın ?
Neşe: Biliyorum Fatih. Evlendik bin kere söyledin. İçerde kardeşlerin var ya duyucaklar.
Fatih: Ya onlar uyuyordur daha.
Neşe: Ya Fatih bırakır mısın of. İlk önce ev sonra söz gelicem yanına.
Fatih: Ya şimdiden başladık pazarlığa yani.
Neşe: İstersen bir de kavga edelim hayatım. İlk kavgamız diye hatırlarsın.
Fatih: Yok ben onuda kaldırmam. Yetti bu bana.
Neşe kahvaltı hazırlamak için mutfağa girer. Su içmek için kalkan Bilal'e karşılaşırlar.
Neşe: Günaydın.
Bilal: Günaydın yenge.
Fatih: Günaydın. Atakan yok mu ?
Bilal: Çıkmış yine sabahın köründe. Ya şu çocukla bi konuşalım Fatih. Bu böyle olmayacak. Ne oldu da ayrıldılar Meryemle ?
Neşe ve Fatih birbirine bakar susar.
Bilal: Abi benim bilmediğim bir şey mi var ?
Fatih: Bence biz onlara karışmayalım. İkiside yetişkin insanlar.
Bilal: Ya çocuk eve gelmiyor diyorum Fatih. Sencede biraz endişelenmemiz gerekmiyor mu ?
Neşe: Tamam Atakan'la ben konuşurum.
Bilal: Bence sen bi Meryem'le konuş. Sonuç olarak en yakın arkadaşı sensin.
Neşe hiç bir cevap vermeyerek işine bakar. O sırada içeri Atakan gelir.
Bilal: Atakan nerdesin sen ?
Atakan: Dışarda takıldım biraz.
Bilal: Of Atakan, içtin mi sen ? Leş gibi kokuyorsun. Çabuk banyoya çabuk !
Atakan: Ya ne diyosun Bilal, bi sus ! Başım çatlıyor zaten.
Fatih: Başın çatlar kardeşim. Ne vardı bu kadar içecek ?!
Atakan: Bana sakın karışmayın tamam mı ? Sakın !
Atakan odasına giderken Fatih arkasından bağırır ama dinlemez.
Neşe: Tamam Fatih bir de ben konuşayım. Hadi siz geçin masaya.
Fatih: Tamam canım.
Neşe, Atakan'ın odasına girer.
Atakan: Buyur, bir şey mi istedin ?
Neşe: Atakan, hepimizi korkutuyorsun. Lütfen artık kendine gel. Bak Meryem yoluna çoktan bakmış. Elimizden gelen hiç bir şey yok artık.
Atakan: Anlamıyorsun Neşe ! Sen bana nefes almayı bırak, öl diyorsun resmen. Ben Meryemsiz yapamam anlamıyor musun ? Çok seviyorum Neşe, hemde çok. Sana Fatih'i bırakman gerek deseler bırakır mısın ? Fatih'ten geçebilir misin ?
Neşe: Geçemem.
Atakan: O zaman benimde Meryem'den geçmemi bekleme.
Neşe: Ne yapacaksın peki ?
Atakan: Nisan'ı bulucam.
Neşe: Ne yapacaksın Nisan'ı ?
Atakan: Her şeyi söylettiricem. Onu sevmediğimi Meryem'e anlatacak.
Neşe: Bunu asla yapmaz.
Atakan: Yapıcak ! Yapıtırıcam..
Neşe: Atakan, dikkatli ol. Biz hep yanında olucaz tamam mı ?
Atakan: Sağol Neşe.
Neşe: Kardeşimi çok özledim. Beni ona kavuştur. Sana güveniyorum.
Atakan: Hiç merak etme Neşe, her şey eskisi gibi olcak. Meryem bize geri dönücek.
Fatih ve Bilal kahvaltısını yaparken konuşurlar.
Fatih: Bilal sen bugün Atakan'ı al gecelere kadar takılın.
Bilal: Ne ?
Fatih: Canım çocuk rahatlasın diye.
Bilal: Gecelere kadar ne yapıcaz oğlum ?
Fatih: Lan bulun işte bir şeyler. Yengenle biraz yalnız kalalım.
Bilal: Sen şunu başında desene. İyi iyi gelmeyiz.
Atakan evden çıkmıştır. Kahvaltısını bitiren Bilal'de müsade isteyerek çıkar.
Neşe: Hayatım bende çıkıyorum.
Fatih: Nereye ya ?
Neşe: İş bakıcam.
Fatih: Ne işi Neşe ? Ben müsade etmem çalışmana falan.
Neşe: Ya ne demek müsade etmem ?! Ben ikimizin iyiliği için yapıyorum bunu. Ayrı eve çıkmak için para lazım.
Fatih: Ya ben çalışıyorum. Yeter ikimizede. Gel sen şuraya otur bi.
Neşe: Oturmam.
Fatih: Neşe inatlaşma otur şuraya.
Neşe: İnatlaşan ben değilim Fatih, sensin.
Fatih: Tamam benim Neşe. Gel hadi benim güzel karım, çok özledim seni.
Neşe: Ya hayır Fatih, iş bakmaya gidicem diyorum. Ayrı eve çıkana kadar olmaz dedim.
Fatih: Ya biz niye evlendik o zaman ? Ev tutana kadar beklerdik hayatım.
Neşe: Ha sen sadece bunun için mi benimle evlendin Fatih ? Ben sana hiç bir şey demiyorum. Sakın arkamdan gelmeye kalkma !
Fatih: Ama Neşe bak, Neşeee.. Gitti ya arza ! Yemin ediyorum arza ya. Seviyorum ama ben bu arzayı.
Bilal, Atakan'a ulaşamayınca Meryem'in çalıştığı hastaneye gider. Kayıt işlemi yapan bürodaki kıza sorar.
Bilal: Pardon ben Meryem hemşiresi görecektim. Kendisi burada mı şuan ?
Nihal: Burda. Siz kimsiniz ?
Bilal: Arkadaşıyım.
Nihal: Biraz oturup bekler misiniz ? Ben kendisene ulaşınca size haber vericem.
Bilal: Peki.
Biraz zaman geçince Bilal tekrar sorar.
Bilal: Hanımefendi yarım saat oldu ya. Alt tarafı bi alo deyip çağırıcaksınız.
Nihal: Beyefendi görmüyor musunuz sıra ne kadar yoğun ? Acil burası !
Bilal: Bi alo demek bir dakikanızı bile almaz.
Nihal: Beyefendi çatlamadınız değil mi ?!
"Evladım benim şu sonuçları ben nerden alıcam ?"
Nihal: Bakıyorum teyzecim bir saniye.
Bilal: Ya siz işe yeni mi başladınız ? Biraz hızlansanız diyorum, işim acele.
Nihal: Ya madem arkadaşsınız, kendin arasana !
Bilal: Onu bizde biliyoruz heralde. Telefonu evde unuttum.
"Pardon acile kayıt burdan mı olunuyor ?"
Nihal: Evet hanımefendi. Sizi bir dakika bekleticem. Bana bak sende kaybol şurdan yoksa çok fena olucak !
Bilal: Şuna bak hastaya nasıl davranıyor ? Ayıp be ayıp.
Nihal: Ya sen hasta mısın ?
Bilal: Evet hastayım, Meryem hemşire benimle ilgilensin hemen.
O sırada Meryem, Bilal'i görüp gelir.
Meryem: Bilallll.. Ne işin var senin burda ? Hoş geldin.
Bilal: Hoş buldum Meryem. Seni ziyaret etmek istedim. Vaktin var mı, biraz cafeteryada konuşalım.
Meryem: Olur olur sen in ben hemen geliyorum. Acil biraz kalabalıkta, hasta var bi tane.
Nihal: Demiştim ben beyfendiye ama dinlemedi. İyi ki geldin Meryem, yoksa bu adam beni delirticekti.
Bilal: Asıl sen beni delirttin ya.
Meryem: Tamam sakin. Bilal sen hadi cafeteryaya geç. Nihal canım sende işine dön. Bak hastalar birikmiş.
Biraz sonra işi biten Meryem cafeteryaya iner. Ve Bilal'e konuşurlar.
Meryem: Eee.. Anlat Bilal seni dinliyorum.
Bilal: Aslında ben seni dinlemeye geldim Meryem.
Meryem: Ne konuda ?
Bilal: Atakan hiç iyi değil. Noldu birden böyle size ?
Meryem: Senin haberin yok mu ?
Bilal: Neyden ?
Meryem: İnanmıyorum ya senden de mi saklıyorlar ?
Bilal: Neyi ya ?
Meryem: Bak Bilall..
O sırada Bilal'in telefonu çalar.
Bilal: Pardon Meryem. Alo buyrun.
"Alo ben sağlık görevlisiyim. Siz Atakan Beyin yakını mısınız ?"
Bilal: Evet. Kardeşim olur kendisi. Bir şey mi oldu ?
"Kardeşiniz bir trafik kazası geçirdi beyfendi. Şuan ambulansla hastaneye gidiyoruz."
Bilal: Neeee..?!
Meryem: Bilal nolmuş ? Söylesene Atakan'a bir şey mi oldu ?
Bilal: Atakan, trafik kazası geçirmişş..
Meryem: Neee..?!
Bu haber herkesi derinden sarsar ama en çokta Meryem'i.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÜÇÜZ KARDEŞLER
Roman pour AdolescentsKardeş demek hayat demektir. Kimi zaman aldığın nefeste kardeşim diyebilmek, kimi zaman üzüldüğüm anda karşında bulabilmek. Ne olursa olsun kardeş olunmaktan asla vazgeçilmeyecektir. Yolun sonu uçurumsa, kardeşim geri dön.. İlk adım benimdir ! Birb...