Neşe eve geçtiğinde Meryem'i evde telaşlı görür.
Neşe: Noluyor Meryem ?
Meryem: Bak dünden beri Atakanların telefonunu açmaması, beni endişelendiriyor. Başlarına bir şey gelmiş olabilir mi ?
Neşe: Saçmalama, onlar çoktan topuklayıp gitmişlerdir.
Meryem: Ya nereye gidecekler. Ben buna inanmıyorum Neşe. Dün gecede hiç uyuyamadım zaten. Bütün gece rüyamda Atakan'ı gördüm. Canı yanıyordu. Kesin başına bir şey geldi.
Neşe: Meryem bi sakin ol. Hadi sen git hastanelere bak. Bende polise gidicem.
Meryem: Tamam.
Neşe karakola gidip ifade verir. Oradan çıkıp parkta yürürken Fatih'le tanıştığı gün aklına gelir. Sesini hayal eder, yanında olduğunu düşünür.
Neşe: Neden gittin Fatih ? Neden beni bırakın ?
Neşe biraz sonra Mustafa'nın telefon konuşmasını hatırlar. Hemen Mustafa'nın mekanına gider. Fakat Mustafa'nın adamları Neşe'yi içeri almaz.
Neşe: Görmem gerek onu ! Çağrı, Neşe gelmiş deyin, bir şey yapın !
Mustafa, Neşe'nin bağırma seslerini duyunca kapıya gelir.
Mustafa: Tamam siz çekilin. Neşe, ne işin var senin burda ?
Neşe: Mustafaaa..
Neşe, Mustafa'nın elindeki kanı görünce şaşırır.
Neşe: Bu kan ne ?
Mustafa: Burnum kanadı. Onu pansuman ederken bulaştı.
Neşe: Mustafa bana bak, gözlerimin içine bak ! Bana yalan söyleme.
Mustafa: Neşe tamam. Akşam sana her şeyi anlatıcam. Şimdi eve git.
Neşe: Hayır. İçeri girmek istiyorum.
Mustafa: Neşe, hayırrr..!
Neşe, Mustafa'yı dinlemeyerek içeri girer. Karşısında Fatih'i elleri bağlı yüzü kan revan içinde görür.
Neşe: Fatihhh..! Ne yaptılar sana böyle ?
Fatih'in konuşmaya mecali kalmamıştır. Neşe ise onu bu halde görünce yıkılır.
Mustafa: Canım iyi misin ?
Neşe: Kim bu ? Neden onu burda tutuyorsun ?
Mustafa: Neşe bak bu olay benim işimle alakalı. Bu adam benimle kumar oynarken şu yanında oturan adamlara fotoğraflarımı çektirmiş. İhbar edecekti beni.
Neşe ağlamamak için kendini zor tutarken gözleri hafif buğlanır.
Neşe: Bu yaptığın suç Mustafa ! Bırak gitsinler, fotoğrafları almışsındır zaten.
Mustafa: Aldım ama neden yaptıklarını öğrenmeden bu adamları salmam.
Neşe: Başını belaya sokma. Bırak gitsinler.
Mustafa: Neşe sen karışma.
Neşe: Mustafa lütfen. Yoksa bu nişan daha fazla sürmez !
Mustafa: Tamam. Çözün şunların ellerini, ayaklarını.
Yürümeye bile gücü kalmayan Fatih'in koluna Atakan ve Bilal girer. Giderken Mustafa'nın, Neşe'nin elini tuttuğunu görerek giden Fatih, aldığı darbelerden daha çok canı yanar.
Meryem ise hastanede onları görünce şok olur.
Meryem: Atakannn..! Hemen sedye getirin !
Atakan: Fatih'le ilgilen çok yarası var.
Biz iyiyiz.
Meryem: Atakan bu nasıl oldu ?
Atakan: Sonra anlatıcam Meryem. Fatih'e bak, lütfen iyi olsun.
Meryem: Tamam siz Bilal'e şurda oturun. Doktorlar Fatih'le ilgileniyor. Sizinde ufak yaralarınız var, izin verin temizleyim.
Atakan: Peki tamam.
Meryem: Atakan, bir daha seni göremeyeceğim diye çok korktum. Gittin sandım. Benden vazgeçtin sandım.
Atakan: Ben senden vazgeçersem ölürüm Meryem. Nefes alamam.
Meryem: Neredeydiniz Atakan ?
Atakan: Plan çöktü. Mustafa'nın adamları bizi kaçırdı.
Bilal: Fatih'e çok fazla yüklendirler.
Meryem: Merak etme iyi olucak. Fatih çok güçlü. Nasıl kurtuldunuz peki ?
Atakan: Neşe geldi. Mustafa'ya bırakmasını söyledi. Parmağındaki yüzük karşılığında tabi.
Meryem: Engel olamadım Atakan. Dün nişanı yaptılar.
Atakan: Şşş.. Sen neden ağlıyorsun ? Engel olması gereken kişiler bizdik.
Meryem: Neşe ve Fatih ne olucak böyle ?
Bilal: Artık bi karamsar düşünmeyi bırakır mısınız gençler. Başka bir yol bulucaz.
Bir kaç dakika sonra telaşla Neşe hastaneye gelir.
Neşe: Meryemm..! Meryem, Fatih iyi mi ? Nasıl, nerde şuan ?
Meryem: Canım sakin ol. Fatih iyi, müşahede odasında.
Neşe: Meryem, Meryem çok kötü durumdaydı. Yaraları ağırdı.
Meryem: Müdahale ettik hemen merak etme, iyi olucak.
Neşe: Atakan siz nasılsınız ?
Atakan: İyiyiz yenge ya, işte gördüğün gibi.
Bilal: Merhaba, Bilal bende. Tanışma fırsatı bulamadık.
Neşe: Merhaba Bilal. Neşe bende. Memnun oldum. Geçmiş olsun.
Bilal: Bende. Sağolun.
Neşe: Fatih'i görmek istiyorum Meryem. Lütfen içeri girmemi sağla.
Meryem: Tamam ben bir şeyler ayarlama çalışıcam.
Meryem doktorlar çıktıktan sonra Neşe'yi içeri sokar.
Meryem: Bak sadece beş dakika Neşe.
Neşe: Tamam teşekkür ederim.
Neşe, Fatih'in başına giderek oturur.
Neşe: Fatih, ben geldim. Yanındayım sevgilim. Sana inanmadım, seni suçladım. Bu haksızlığı sana nasıl yaptım ben !
Fatih zor güçlükle konuşur.
Fatih: Neşee..
Neşe: Fatih, canım burdayım.
Fatih: Kendini üzme... Her şey benim yüzünden..
Neşe: Hayır, hayır. Sen benim için kendini tehlikeye attın.
Fatih: Çünkü seni seviyorum. Seven sevdiği için ne yapmaz. Sen olsan benim yerimde her şeyi yapmaz mıydın ?
Neşe: Yapardımm.. Her şeyi yapardım.
Fatih: Artık üzme kendini. Her şey çok güzel olucak. Söz veriyorum her şeyi düzelticem.
Neşe: Sen nefes al bana yeter. Senin iyi olman benim için yeterli Fatih.
Fatih: Seninle olamadıktan sonra neye yarasın bu nefes.
Neşe: İyice şair oldun başıma. İyileştin sen galiba.
Fatih: Bilemem. Belki bir öpücük verirsen hemencecik iyileşebilirim.
Neşe: Fatih ne diyorsun saçmalama. Hastanedeyiz farkındaysan.
Fatih: Farkındayım sevgilim. Burdaki hiç bir ilaç, hiç bir doktor beni senin verdiğin öpücük kadar güçlü yapamaz. Hadi yaa..
Neşe: Biri görecek Fatih ya.
Fatih: Ya kim görecek ? İkimizden başka kimse yok. Hem sen beni öpmek istemiyor musun yoksa ?
Neşe: Hayırrr.. Yani evet, yani aslında hem hayır hem evet.
Fatih: Tamam tamam aldım ben cevabımı.
Neşe: Artık benim çıkmam gerek.
Fatih: Tamam. Dikkat et kendine.
Neşe: Sende.
Neşe giderken Fatih'in yanağına bir buse kondurarak hemen çıkar. Suratı hafif pembeleşen Neşe gülümseyerek çıktığı için kapıdakiler oldukça şaşkındır.
Atakan: Fatih iyi mi ?
Neşe: Hı, efendim ?
Atakan: Fatih diyorum nasıl, iyi mi ?
Neşe: İyi, iyi. Gayet iyi. Çok iyi hatta.
Atakan: Tamam anladık. Bir kere iyi demen yeterli.
Meryem: Neşe peki sen iyi misin ? Biraz garip görüyorsun.
Neşe: Yo iyiyim bende. Fatih'i görünce daha da iyi oldum.
Bilal: Ya şu iyi olma fasılatınız bittiyse hadi sizi eve bırakalım. Zaten işten kaç gündür izin alıp alıp çıkıyoruz. Bu gidişle kovulmazsak iyi.
Atakan: Abi şimdi sen bunu niye söyledin, kızlara suç arar gibi.
Bilal: Ya hadi zaten canım sıkkın.
Atakan: Hayırdır.
Bilal: Hayır Atakancım hayır. Hadi artık çıkalım. Kızları bırakalım. Ordan da sen eve geç. Ben Fatih'in yanına dönerim. İşimiz erken biterse eve döneriz. Buyrun bayanlar.
Kızları evin önüne kadar bırakırlar.
Meryem: Buraya kadar geldiniz, yukarı çıkın. Bir şeyler hazırlayım size.
Bilal: Yok hiç zahmet olmasın.
Atakan: Abicim kız davet ediyor o kadar ayıptır ya.
Bilal: Aman duyanda her davete icabet ediyorsun sanacak Atakan. İyi hadi tamam. Yalnız az oturup kalkıyoruz.
Atakan: Tamam ya.
Meryem anahtarla kapıyı açmaya çalışırken Nisan kapıyı açar.
Meryem: Sen evde miydin ya ? Erken gelmişsin bugün.
Nisan: Biraz öyle oldu. Eee.. Siz neredesiniz sabahtan beri ? Arıyorum telefonlarıda açmıyorsunuz.
Neşe: Kusura bakma Nisan ya. Bugün oldukça yoğun bir gündü. Misafirlerimiz var. İçeri müsait değil mi ?
Nisan: Evet, evet geçin. Hoşgeldin, merhaba. Ben Nisan. Meryem'in yeni ev arkadaşıyım.
Atakan: Merhaba bende Meryem'in arkadaşıyım, sadece arkadaşı.
Diyerek Meryem'e bakar.
Bilal: Merhaba, Bilal bende.
Nisan: Memnun oldum.
Sohbet bir şekilde koyu olur ve saatin nasıl geçtiği anlaşılmaz. Ve tam o sırada kapı çalar. Gelen bu ani zil sesi içerdeki herkesi korkutur. Peki gelen kimdi ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÜÇÜZ KARDEŞLER
Teen FictionKardeş demek hayat demektir. Kimi zaman aldığın nefeste kardeşim diyebilmek, kimi zaman üzüldüğüm anda karşında bulabilmek. Ne olursa olsun kardeş olunmaktan asla vazgeçilmeyecektir. Yolun sonu uçurumsa, kardeşim geri dön.. İlk adım benimdir ! Birb...