9.BÖLÜM

72 4 0
                                    

Nişan için sadece bir kaç saat kalmıştı. Neşe gergin bir şekilde odasında hazırlık için otururken Meryem yanına girer.
Neşe: Meryemm..
Meryem: Neşe, canım.
Neşe: Çok tedirginim. Umarım Fatih'in yaptığı plan işe yarar.
Meryem: Merak etme. Bu nişan olmayacak.
O sırada Meryem'in telefonu çalar.
Meryem: Alo, kimsiniz ?
Nisan: Merhaba Nisan ben. Ev için aramıştım.
Meryem: Merhaba Nisan Hanım. Meryem benim adımda.
Nisan: Acaba şuan eve bakmam mümkün mü ? Yalnış bir zamanda aramadım umarım.
Meryem: Aslında bi nişanımız var ama ev mesafesi yakın. Adrese göre gelirseniz size yardımcı olabilirim.
Nisan: Çok teşekkür ederim. Görüşmek üzere hoşçakalın.
Telefonu kapatır kapatmaz Neşe hemen sorar.
Neşe: Ne evi bu ?
Meryem: Ev arkadaşı arıyorum kendime. Bizim hastanenin bi kaç yerine ilan vermiştim. Artık kirayı ödemekte zorlanıyorum.
Neşe: Meryem deseydin ben sana yardımcı olurdum.
Meryem: Ya olur mu öyle şey. Sende zaten zor durumdasın.
O sırada içeri İbrahim girer.
İbrahim: Hazır mısın Neşe ?
Neşe: Birazdan hazır olurum.
İbrahim: Çok güzel olmuşsun Meryem.
Meryem: Sağol.
İbrahim: Sende çabuk hazır ol Neşe, gelmek üzereler.
Der ve çıkar. İyice gerilen Neşe sürekli Fatih'i aramasına rağmen Fatih telefonu bir türlü açmaz.
Neşe: Birazdan parmağıma yüzük girecek. Ama Fatih hâlâ yok !
Meryem: Tamam bi sakin olmaya çalış. Ben Atakan'ı arıyorum.
İbrahim tekrar içeri girerek haberi verir.
İbrahim: Geldiler, hadi gel Neşe.
Neşe: Geliyorum abi.
Salona inen Neşe ve Meryem hâlâ bir umut kapıya bakarlar.
Neşe: Nerdesin Fatihhh..
Mustafa: Efendim canım anlamadım. Bir şey mi söyledin ?
Neşe: Yok hayır.
İstenme olayı bitince yüzükler takılmak üzere ayağa kalktılar.
Meryem: Bir şeyler yapmam lazım. Biraz daha oyalamam gerek. Ahhhh...!
Neşe: Meryemmm..!
İbrahim: Meryemmm..! İyi misin canım ? Noldu ?
Meryem: İyi değilim İbrahim ! Nefes alamıyorum.
Neşe: Camları açın, bir şey yapın !
Mustafa: Ambulansı arıyorum hemen.
Meryem: Hayır ambulans olmaz !
İbrahim: Ama iyi değilsin, hastaneye götürelim seni.
Meryem: Ben biraz camdan nefes alırsam geçer.
İbrahim: Emin misin Meryem ?
Meryem: Evet.
Mustafa: İbrahim şu yüzükleri takalım artık terledim.
İbrahim: Tamam kardeşim.
Meryem, Neşe'ye bakarak sessizce şöyle söyler.
Meryem: Özür dilerimm..
Yüzükler takılır, kurdeleyi İbrahim keser. Orda olanlar büyük bir alkış yapar. Neşe'nin gözünden bir damla yaş düşer.
Neşe: Her şey bittii.. Ona güvenmiştim.
Meryem: Neşee...
Neşe: Çok güvenmiştim Meryem.
Meryem: Neşe yapma, ağlama.
Nişan bitip dağıldıktan sonra Meryem, Neşe'yi alıp kendi evine geçer.
Meryem: Neşe kendini harap ettin ya, yeter artık.
Neşe: Gelicem demişti. Orda olucam demişti.
Meryem: Fatih'ten bunu beklemezdim.
Neşe: Kimseye güvenmemeliydim. Ben bu hayatta tek başımayım. Neden ona güvenerek hata yaptım ki ? Ben neden bu hatayı bir kez daha yaptım Meryem ?!
Meryem: Bu hata değil, bu aşk.. Aşkın önüne geçip müdahale edemezdin. Aşk öyle bir şeyki insanın aklını başından alır. Ne yapacağını, nasıl davranacağını bilemezsin.
Neşe: Kendimi çok kötü, kandırılmış hissediyorum. Peki bu aşkta benim suçum neydi ? Sevmek mi, güvenmek mi ?
Meryem: Fatih'le konuş. Belki geçerli bir açıklaması vardır.
Neşe: Meryem ben nişanlandım farkında mısın ? Bi nedeni olsa nolucak ? Ben bu Allah'ın belası yüzüğü, bu kelepçeyi ben parmağıma taktım ! Fatih şimdi bana açıklama yapsa nolcak ? Ne değişecek ? Hiç bir şey olmamış gibi mi davranıcam ? Ben bu yüzükle Fatih'i hayatıma almadan kaybettim ! Ona merhaba diyemeden, hoşçakal dedim.
O sırada kapı çalar. Gelen Nisan'dır.
Nisan: Merhaba, Nisan ben.
Meryem: Aaa.. Evet hatırladım. Telefonda konuştuk bugün.
Nisan: Evet, Meryem'di değil mi ?
Meryem: Evet. Aslında bakarsan şuan misafirim var Nisan.
Nisan: Ya benim bugün çok acil bir yere yerleşmem lazım. Çünkü kalacak bir yerim yok.
Meryem: Daha önce nerde kalıyordun ki ?
Nisan: Pansiyonda. Ama artık tek bir bayan için tekin olmamaya başladı. Zaten eşyam bir bavulum var. Onun içinde kıyafetlerim var o kadar. Özel bir firmada sekreterim. Kiranın bana ait kısmını ödeyebilirim. Ev işlerinde de yardımcı olurum. Bir oda bile yeter bana.
Meryem: Tamam o zaman çok fazlada seçenek kalmıyor zaten. Geç bakalım Nisan.
Nisan direk Meryem'in boynuna sarılır.
Nisan: Çok teşekkür ederim Meryem, söz veriyorum çok iyi bir ev arkadaşı olucam.
Meryem: Ona ne şüphe. Aç mısın ?
Nisan: Yok dışarda yemiştim.
Meryem: İşte odan burası. Bavulunu yerleştirmek için yardım edebilirim.
Nisan: Vaoovvv..! Oda harika.
Meryem: Abartma kız sıradan bi oda. Görende beş yıldızlı otel odası sanacak.
Nisan: Yok yok baya iyi ya. Ama yardıma gerek yok ben hallederim. Sen misafirinle ilgilen.
O sırada arkadan Neşe gelir.
Neşe: Merhaba, hoşgeldin. Neşe ben, yeni evin hayırlı olsun.
Nisan: Merhaba, hoşbulduk. Nisan bende. Teşekkürler.
Meryem: Neşe benim en yakın arkadaşım. Bu mahallede oturuyor.
Nisan: Ne güzel, daha sık görüşücez desene. Ya çok özür dilerim ama ayıp olmazsa bir şey sorabilir miyim Neşe ? Neşe diyorum direk ama problem olmaz değil mi ?
Neşe: Yok olmaz. Sor bakalım.
Nisan: Neden bu kadar üzgünsün ? Ağlamaktan gözlerinin içi kızarmış.
Neşe: Sen hiç aldatıldın mı ?
Nisan: Hayır.
Neşe: Ben aldatıldım.
Nisan: Çok üzüldüm. Ne diyeceğimi bilemedim.
Neşe: Bende öyle. İnsanın inanası gelmiyor. O kadar güveniyorsun ki, asla diyorsun. Asla yapmaz. Seni asla bırakmaz. Ama işte asla dememek lazım.
Meryem: Neşe sen çok yorgunsun. Hadi git biraz benim yatağıma uzan. Bende birazdan yanına gelirim canım.
Neşe aldığı bu ağır darbeden dolayı epey sarsılmıştır. Tutunduğu tek dal olan Fatih'te elinde kırılarak yok olduğunu düşünen Neşe oldukça çöker.
Sabah yeni bir güne uyanan kızlar kahvaltı yapmak için mutfakta toplanırlar.
Nisan: Günaydın kızlar.
Meryem: Günaydın.
Neşe: Hiç aydın gibi değil.
Meryem: Neşe sana menemen yapayım mı ? Şöyle bol acılı, yumurtalı. Sen çok seversin.
Nisa: Neşe çok şanslısın ben menemeni harika yaparım.
Neşe: Kızlar çok sağolun ama canım hiç bir şey istemiyor. Özür dilerim sizinde tadınızı kaçırdım.
Meryem: Saçmalama, sen benim Neşemsin. Başka birşey yaparız. Biraz olsun yersin.
O sırada Neşe'nin telefonu çalar arayan Mustafa'dır.
Mustafa: Kahvaltı için nişanlımı almaya gelicem, müsaitsindir umarım.
Neşe: Müsaitim.
Der ve kapatır.
Meryem: Atakan'lardan hâlâ ses seda yok.
Neşe: Hâlâ onlardan haber beklediğine inanmıyorum Meryem ya ! Onlar gitti Meryem, onlar artık hayatımızda yok !
Diyerek evden çıkar. Mustafa ile bir cafede kahvaltı yaparlar. Tabi Neşe ağzına bir lokma sürmez.
Mustafa: Hiç bir şey yemedin canım.
Neşe: Midem rahatsız biraz.
Mustafa: Geçmiş olsun canım.
Neşe: Sağol.
Mustafa'nın telefonu çalar. Arayan mekandaki adamlarındandır.
Mustafa: Adamlar ötmeye başladı mı ?
''Konuşmuyorlar abi. Ama üzerinden kimliklerini aldık. Kim olduklarını biliyoruz.''
Mustafa: Ben onları bülbül gibi şakıtmasını bilirim.
Neşe: Bir sorun mu var Mustafa ?
Mustafa: Yok bir şey hayatım, işle alakalı boş ver sen.
Mustafa işi çıktığını söyleyerek mekanına gider. Neşe'nin içine giren büyük sıkıntı ise onu doğrulara götürür.

ÜÇÜZ KARDEŞLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin