Fatih bu cevabın üzerine biraz kötü olur.
Fatih: Ne dedin sen ?
Neşe: Sana ait olan bir şeyi istemiyorum. Aldırdım !
Merve o kadar çok sevinir ki gülümseden edemez.
Merve: Çok pardon sinirlerim bozuldu.
Meryem: Şunu alın şurdan Allah aşkına ya !
Fatih: Bunu nasıl yaparsın ? O benim de bebeğim ! Bana danışmadan nasıl böyle bir karar verdin ?!
Neşe: Sen de kafana göre iş yaptın. Hadi gidelim Meryem.
Meryem: Tamam canım.
Neşe: Ha bu arada. Ben Fatih'i boşuyorum Merve ! Al tepe tepe kullan.
Fatih: Neşee..! Bekle nolur.
Neşe hızlı adımlarla yürüyerek arabaya taksiye biner ve giderler. İbrahim'de onlarla gider. Neşe'ye sarılarak destek olmak ister.
İbrahim: Evimize gidelim hadi kardeşim.
Neşe: İyiyim burda, Meryem yanımda.
Meryem: Sen merak etme ben onunla ilgileniyorum. Atakan nikahı iptal etmek zorundayız. Neşe böyleyken olmaz.
İbrahim: Evleniyor musunuz ?
Atakan: Evet evleniyoruz, bi sakıncası mı var ?
Neşe: Abi hadi sen git.
Meryem: Aşkım lütfen hadi sende yorgunsun eve git yat.
Atakan: Tamam ben nikah tarihini daha ileri bir zamana alıyorum o zaman.
Neşe: Ya benim yüzümden yapmayın.
Meryem: Sen sus bakalım. Hadi git içeri yat yatağıma. Evet beyler sizide dışarı alalım.
Akşam Neşe, Meryem'in omzuna yaslanarak biraz uyumaya çalışır.
Meryem: Her şey düzelecek.. Biraz zor olacak biliyorum ama her şey düzelecek.
Neşe: O kadar yorgunum ki, sanki yıkık bir binanın en alt katında kalmış gibiyim. Gidicek bir yerim yokmuş gibi, dar bir yerde sıkıştım sanki..
Meryem: Ben varım, sen yalnız değilsin.
Neşe: Çok yorgun hissediyorum.
Meryem: Uyu, uyu ki ertesi gün biraz daha iyi olsun.
Neşe: Bebekle ilgili bir şey sormadın.
Meryem: Cevap vericek halin yok ki.
Neşe: Ne oldu bize böyle ?
Meryem: Bilmiyorum. Keşke bilsem.
Neşe: Artık her şey çok başka olucak. Unutucaz her şeyi.. Umudu, güvenmeyi, kardeşliği, sadakati, nefes almayı unutcaz ! Ve bir gün gelicek sevmeyide unutucaz biz. Belki de her şey sevmeyi unutmakla başlayacak..
Neşe bu sözlerinin üzerine gözlerini kapatır, bir damla yaş akar gözünden.. Meryem ona sıkıca sarılır.
Ertesi gün Meryem, Atakan'ı aradığında çok değişik bir olay duyar.
Neşe: Noluyor ?
Meryem: Bizimkiler karakoldaymış gene.
Neşe: Nolmuş ki ?
Meryem: Bilal, Timuçin'i dövmüş. Nihal'de şimdi karakola gidiyormuş. Atakan'da orda bizde gidelim.
Neşe: Bak bu Bilal çocuğu öldürmediğine dua edin.
Meryem: İlahi Neşe ya. Kızım şaka maka çok ileri gitti bu olay. Gidip el atalım.
Neşe: Ben gelmeyim ya zaten yorgun hissediyorum.
Meryem: Peki tamam. Ben gelene kadar acıkırsan dolap dolu yemek var istersen kahvaltılık yersin. Dikkat et kendine ben hemen gelirim.
Neşe: Tamam sağol.
Meryem karakola gider.
Meryem: Size inanmıyorum ya bravo ! Ne yaptınız böyle ?
Bilal: Bir şey yaptığımız yok !
Atakan: Tabi canım hiç bir şey yapmamışsın. Şu adamın haline bak ! Biz neden karakoldayız Bilal ?
Nihal: Timuçinnn..! Bilal ? Siz ne yaptınız ya ?
Bilal: Haketti..!
Timuçin: Dua et Nihal burda.
Bilal: Olmasa nolcak lan ?!
Atakan: Yeter kesin ! Neden yapıyorsun böyle şeyleri abi ?!
Bilal: Öfkelendim yaptım.
Nihal: Timuçin şikayetini geri çek lütfen.
Bilal: Hiç gerek yok, neyse cezam çekerim.
Nihal: Bilalll..
Bilal: İki gün nezarette kalmak bana koymaz Nihal.
Timuçin: Bırak biraz içerde kalsın anlasın.
Bilal: Ulan ben seninn..
Atakan: Hop hop tamam.
Nihal: Bilal, bir dakika.
Nihal, Bilal'in kulağına yaklaşarak fısıldar.
Nihal: Neden yaptığını biliyorum. Çünkü bende aynı şeyleri hissediyorum.
Bilal şaşkın surat ifadesi ile baka kalır. Duydukları karışında mutlu olan Bilal, gülümseyerek gider. Herkes dağalınca Meryem ve Atakan biraz sahilde el ele yürür.
Meryem: Yine evlenemedik. Özür dilerim.
Atakan: Senin mutluluğun benim için en önemlisi. Ben beklerim.
Meryem: Bir gün benden bıkıcaksın diye o kadar çok korkuyorum ki..
Atakan: Her şey değişir, ama sana olan sevgim asla. İsterse yıllar geçsin seni beklerim.
Meryem: Seni çok seviyorum Atakan.
Atakan: Bende seni çok seviyorum sevgilim.
Meryem, Atakan'a sıkıca sarılır. Bilal ise nezarette Nihal'i son söylediklerini düşünür. Nihal'de onu.. Neşe'ye dönersek camın hemen yanına oturmuş uğradığı ihaneti düşünüp durur. Düşündükce kahrolur, gözlerinden akan yaşlar çoğalır. Fatih'te kendi evlerindeki her bir anı, hatırayı gördükçe mahvolur.
Kanaya kanaya iyileşir bazı yaralar. Aşk gibi, ihanet gibi, yalnızlık gibi.. Geç olur, güç olur ama olur.. Neşe'de iyileşecekti ama uzun bir zamana ihtiyacı vardı. Epey düşündü, çok düşündü.. Bir mektup yazdı Fatih'e uzun uzun..
"Bu mektubu aşık olduğum, hayatıma hayat katan aşkıma yazıyorum. Şimdi sanki hiç bunlar yaşanmamış gibi düşünmek istiyorum. İhanetini silmek istiyorum aklımdan. Tanıştığımız günü düşünüyorum, sana aşık olduğum anıı.. Evlendiğimiz günn.. Yalan yok, hayatımın en anlamlı anlarını seninle yaşadım. Çünkü benim hayatımın tek anlamı sendin. Nasıl sevmişim seni böyle ? Gözlerine bakınca heycan duyduğum adam, bize noldu böyle ? Verdiğimiz sözlere noldu ? Çok korkunç bir kabusun içindeyim sanki.. Keşke tanımasaydım seni demiyorum. Ama keşke tanıdığım gibi kalsaydın. Ben aldatıldığım için değil, sana güvendiğim için paramparça oldum. Bir şeyleri artık kabullen. Bitti Fatih ! Biz çok güzel bir rüyadan uyandık. Her şey bitti ! Neden bitti biliyor musun ? İnanmaya gücüm kalmadığı için bitti. İncittiğin bu kalp yaraları asla kapanmayacağı için bitti. Senden vazgeçmeyeceğimi sandığın için bitti. Uğruna gösterdiğim aşka ihanet ettiğin için bitti. Hiç bir şey eskisi gibi olmayacağı için bitti. Evet bitti ! Zor oldu ama bitti ! Oysa benim çok güzel hayallerim vardı, aile olacaktık, bebeğimiz olacaktı. Hepsi yaşamadan bitti. İçim öldü benim Fatih, ama ben hâlâ ölemedim ! Gidiyorum, ayrılık taçlanmış başımda. Yollar uzadıkça uzuyor. Ben gidiyorum Fatih.. Tüm yaşanmışlıklarımızı, anılarımızı sana bırakıp gidiyorum. Onlara her baktığında yuvamızı nasıl dağıttığını hatırlamanı istiyorum, kahrolup keşke demeni istiyorum. Beni sakın arama, dönmemi bekleme çünkü bir daha beni göremeyeceksin. Elvedaa.."
Bu mektup üzerine çantasını hazırlayan Neşe evden çıkar. Çıkarken Meryem'le olan çevreli fotoğrafı çantasına alıp koyar. Son kez arkasına dönüp bakar. Mektubu gözükecek bir yere bırakır.
Neşe: Özür dilerim Meryem, sana veda etmeden gitmek zorundayım. Hepinizi çok özleyeceğim.
Diyerek kapıyı kapatır. Gözünden akıttığı yaşlarla otogara gider. Bir bilet alır. Otobüse yakın bir zaman içinde gelir. Bavulunu yerleştirir ve biner. Cam kenarında başını yaslayıp sessiz sessiz içine ağlamaya devam eder. Elinden bavula bırakmadığı Fatih'in fotoğrafına bakar. Baktıkça daha çok ağlar. Fotoğrafı öper, koklar. Gözündeki yaşlar bir bir fotoğrafa damlarken otobüs hareket eder. Bu şehire belki de bir daha gelemeyecekti. Bütün yaşadığı mutluluğu, acıyı bu şehire, İstanbul'a bırakıp gidiyor. Tek umudu unutmaktı. Ama bunu başarabilecek miydi bilinmez. Fotoğrafa bakar..
Neşe: Bu şehir hep sen, ben yapamıyorum hoşçakal sevgilim..
Neşe vedasını yapmıştı Fatih'e.. Bitirmişti her şeyi bir kalemde. Şimdi yaşlı gözlerini kapattı. Vedalar zordur, bazen gitmek gerekir..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÜÇÜZ KARDEŞLER
Roman pour AdolescentsKardeş demek hayat demektir. Kimi zaman aldığın nefeste kardeşim diyebilmek, kimi zaman üzüldüğüm anda karşında bulabilmek. Ne olursa olsun kardeş olunmaktan asla vazgeçilmeyecektir. Yolun sonu uçurumsa, kardeşim geri dön.. İlk adım benimdir ! Birb...