Meryem gözlerini açtığında çok temiz olmayan yarı boş bir odada bulur. Uyandığında sedyenin üzerinde yattığını fark eder. Karnına dokunur.
Meryem: Bebeğimm..
İbrahim: Şşş.. Sakin ol.
Meryem: Naptın, naptın ?!
İbrahim: Bir şey yapmadım sakin ol.
Meryem: Bebeğim, o burda değil mi karnımda ? Annesinin içinde o !
İbrahim: Şşş.. Tamam. Yine sen kazandın. Her ne kadar öfkelensemde o senin canın. Kıyamadımm..
Meryem derin bir nefes alır. Bebeğinin karnında olduğunu öğrenince rahatlar.
İbrahim: Sende bana bir söz ver. Bebeğin için, kendin için Atakan'dan uzak durucaksın. Atakan bu bebeği kendinin bilmeyecek. Bu bebek benim tamam mı ?
Meryem: Tamam, tamam. Çocuğuma dokunma yeter. Kimse bilmeyecek. Söz veriyorum.
İbrahim: İşte böyle sevgilim. Artık anlaşmaya başladık. Bu bebek ikimizede iyi gelicek.
İbrahim eve geçerken Neşe'ye uğramak ister. Meryem'i evine bırakıp Neşe'nin kapısına varır. Neşe kapıyı açtığında şaşırır.
Neşe: Ne işin var burda ?
İbrahim: Neşe, konuşalım.
Neşe: Konuşacak bir şey yok.
İbrahim: Neşe, biz kardeşiz.
Neşe: Şimdi mi aklına geldi kardeş olduğumuz ?
İbrahim: Beni senden uzak tutan Fatih'ti.
Neşe: Rahmetli kocamın adını ağzına alma. Kalbini kırmak istemiyorum, git burdan lütfen.
İbrahim: Neşe seni böyle bırakmam. Çoluk çocuk sefil olursunuz. Yanıma yerleşin.
Neşe: Ben bakarım başımın çaresine.
İbrahim: Lütfen Neşe. Bak bu akşam babam da eve gelicek. Artık bizimle kalacak. Kendini düşünmüyorsan çocuklarını düşün.
Neşe: Gelmem ! Fatih'in anıları var bu evde. Ben onun anılarına tutunuyorum yaşamak için.
İbrahim: Tamam. Ama fikrin ne zaman değişirse değişsin beni ara.
Neşe: Değişmeyecek abi.
İbrahim daha fazla ısrar etmeyerek oradan ayrılır. Neşe ise içeri geçer. Gerçektente nasıl para kazanacağını düşünür. Eline Fatih'in fotoğrafının olduğu çerçeveyi alır. Ona uzun uzun bakar.
Neşe: Çok zorlanıyorum Fatih. Yapamıyorum ben, başaramıyorum..
Diyerek ağlar.
Neşe gerçekten zor günler geçirir. Çok fazla seçeneği kalmaz. Çalışmak istese çocukları bırakacak birini bulamaz. Nihal'e bırakmak istediğinde aklına o vahim gün gelir. Tek çare abisinin yanına gitmektir. Eşyalarını toparlar. Toplanırken Fatih'le evi tuttukları ilk günü hatırlar. Duvarlara dokunur. Fatih'in giysilerine bakar. Ağlamaktan içi kıyılır. İçeri gidip çocukları uykusunda izler.
Neşe: Canlarım benim. Bunları da atlatıcaz. Söz veriyorum bu günleri atlatıcaz çocuklarım.
Ertesi sabah çocuklarıda hazırlayarak evden çıkmak için kapıya yönelir.
İnci: Nereye gidiyoruz anne ?
Neşe: Meryem teyzenin yanına bir tanem. Sizi çok özlemiş.
İnci: Yaşasın.
Neşe evin kapısını kapatırken kendini çok kötü hisseder. Onun için zorda olsa arkasına dönüp oradan ayrılır.
Meryem: Aaa.. Neşe ! Hoş geldin.
Neşe: Hoş bulduk canım.
Meryem: Batuşum kuzucum benim. Teyzesinin gülleri sizde hoş geldiniz. Gelin içeri gelin.
Neşe: Abim yok mu ?
Meryem: Uyuyor.
İçerden tekerlekli sandalye ile Neşe'nin babası gelir.
Neşe: Babaaa.. Babacım nasılsın ?
"Kızım."
Neşe: Evet hatırladın. Söyle babacım.
"Neşem, gözlerin niye böyle bakıyor ?"
Neşe: Nasıl baba ?
"Noldu kızım, seni ney üzdü böyle ?"
Neşe: Üzgün değilim ki ben, seni gördüm daha da mutlu oldum. Çok özledim seni. Bak baba torunların. İnci, dedenin elini öp kızım.
"Maşallah bunlar ne tatlılar böyle. Fatih nerde ?"
Neşe duraksar ve şaşırır.
Neşe: Baba sen Fatih'i hatırlıyor musun ?
"Kızım damadımı niye unutayım. Bana bunak muamelesi yapmayın."
Neşe: Estağfurullah baba.
"Nerde damat ?"
Neşe'nin gözleri dolar. Meryem destek olmak için sıratına dokunur.
Meryem: Neşe istersen ben açıklayım.
Neşe: Gerek yok ben hallederim.
"Ne fısır fısır noluyor ?"
Neşe: Baba, Fatih'i kaybettik.
"Ne demek kaybettik ? Sen benle dalga mı geçiyorsun ? Ben daha dün duydum iyidi."
Meryem: Ya biliyorsun babanın durumunu Neşe.
Neşe: Ne duydun baba ?
"Fatih.."
İbrahim: Hoş geldin Neşe.
Neşe: Hoş bulduk.
İbrahim: Sen doğru olanı yaptın kardeşim. Hayatım günaydın.
Meryem: Günaydın.
İbrahim: Hadi kahvaltıya geçelim. Gel baba acıkmışsındır.
Meryem: Aslında benim pek iştahım yok. Neşe, Batu'yu bana ver. Sen rahat rahat ye.
İbrahim: Olmaz aşkım sen iki canlısın yemen lazım.
Neşe: İki can mı ? Sen hamile misin Meryem ?
Meryem: Benn..
İbrahim: Evet bir bebeğimiz olcak.
Neşe: Anlamadım, nasıl yani Meryem sen..? Sizzz..!
İbrahim: Neden şaşırıyorsun ki ? Meryem benim karım. Beni sevdiğini anladı. Eskiden sadece aklı karışıktı o kadar. Şimdi bir bebeğimiz olcak, senin buna sevinmen gerek.
Neşe: Çok sevindim ! Tebrik ederim sizi.
Meryem: Neşee..
İbrahim: Hadi gel aşkım. Ya ben ne kadar mutluyum bugün. Sevdiğim kadın yanımda, kardeşim yanımda, babam ve yeğenlerim burda. Yeniden bir arada olmak çok güzel. Çocukluğumuzdaki gibi.
İbrahim istediği her şey gerçekleşmişti. Adım adım hedefine yaklaşırken bazı şeyler pekte yoluda gitmeyecekti. Çünkü unuttuğu bir şey vardı. O da Atakan..
Meryem: Neşe ben sana söyleyecektim.
Neşe: Meryem, aşkına sahip çıkman gerekirken..
Meryem: Atakan ayrılmak istedi.
Neşe: Ve sende onu aldattın öyle mi ?
Meryem: Saçmalamayı kes artık. Ben, benn..
İbrahim: Hayatım, işden aradılar çıkmam lazım. Erken dönerim.
Meryem: Tamam.
Neşe, Fatih'in fotoğrafını eline alır. Uzun uzun bakar. Fotoğrafa dokunur.
Meryem: Onu özlüyorsun değil mi ?
Neşe: Özlemek kelimesi hafif kalır. Yanıyorum, her gün yavaş yavaş yanıyorum. Ama senin bunu anlamanı bekleyemem. Ben ömrüm boyunca yalnız Fatih'i sevicem.
Meryem: Neşe yeter artık ! Bana kötü kadın muamelesi yapma !
Neşe: Ne yapmamı ister misin ?
Meryem: Atakan'ın bebeği bu !
Neşe: Ne ! Siz, nasıl ?
Meryem: İbrahimle olabileceğimi nasıl düşünürsün sen ya ? Ben senelerdir bu adamdan kurtulmaya çalışıyorum. Elini dahi süremedi, süremez ! Herkesin düşüncesini geçtim ama sen benin kardeşimdin.
Neşe: Meryem bekle tamam. Özür dilerim çok haklısın kızmakta. Ben salağın tekiyim. Neden saklamayı tercih ettin ? Neden abimin gibi gözükmesine izin verdin ?
Meryem: Çünkü senin abin eğer Atakan fark ederse benim bebeğimi benden alıcak ! Atakan vazgeçti benden ama ben bebeğimden vazgeçmiycem ! Onun için her şeyi yaparım.
Neşe: Senelerdir çektiğin bu acılar, bi köleden farkın kalmadı. Bir şey yapamamak beni delirtiyor.
Meryem: Herkesin yaşaması gereken bir hayat var. Benimki de buymuş, üzülme.
Bilal bütün olanlardan sonra bir kez daha yıkılıcağı bir olayı öğrenmiştir. Fakat bunu kimseye söylemek istemez.
Nihal: Noldu canım ?
Bilal: Yok bir şey. Bütün bu olanlar, kabus gibi. Sanki birazdan uyanacakmışım gibi.
Nihal: Çok zor şeyler yaşadık.
Bilal: Bütün bu olanlar neden bizim başımıza geldi ?
Nihal: Böyle olması gerekiyormuş Bilal. Artık kendini daha fazla yıpratmanı istemiyorum. Ben varım, Neşe gibi olmak istemiyorum. Onun yaşadıklarını yaşamak istemiyorum.
Bilal: Şş.. Düşünme böyle şeyler.
Bir kişiyi daha kötü bir haber beklemektedir. O da Meryem'dir..
Kapı çalar gelen Atakan'dır.
Neşe: Atakan, ne işin var burda ?
Atakan: Meryem evde mi ?
Neşe: Evde.
Meryem: Atakan ?
Atakan: Meryem konuşmamız lazım.
Meryem: Konuşacak bir şey yok.
Atakan: Dinle lütfen. İçeri geçelim. İbrahim nerde ?
Neşe: Çıktı, gelir birazdan. Ne söyleceksen çabuk söyle ve çık.
Atakan: Oturun şöyle.
Meryem: Napıyorsun sen ? Ne bu yüzündeki ifade ? Kötü bir şey mi var ?
Atakan: Meryemm..
Meryem: Noldu söyle ?!
Atakan: Baban.. Bir anda fenalaşmış..
Meryem'in gözleri dolar. Atakan'ın ağzından o kelimenin çıkmasını istemez.
Atakan: Hastaneye kadar dayanamamış..
Meryem: Sus !
Atakan: Çok üzgünüm Meryem..
Meryem: Üzgün olma, ölmedi benim babam. Biz konuştuk bugün çok iyidi. Telefonda duydum sesini iyidi. Beni çok sevdiğini söyledi, iyi olduğunu söyledi..
Neşe: Meryemmm..
Meryem: Neşe babam ölmedi, biz konuştuk diyorum iyidi. Bırakın beni ! Dokunma, kimse dokunmasın ! Sen yalan söylüyorsun Atakan ! Yalan konuşuyorsunnn..!
Atakan, Meryem'i tutup sıkıca sarılır.
Meryem: Benim babam ölmediii..! Yalan söylüyorsun, benim babam ölmediiii..!
Meryem kendine bunu kabullendiremezken içindeki acı daha çok büyür.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÜÇÜZ KARDEŞLER
Novela JuvenilKardeş demek hayat demektir. Kimi zaman aldığın nefeste kardeşim diyebilmek, kimi zaman üzüldüğüm anda karşında bulabilmek. Ne olursa olsun kardeş olunmaktan asla vazgeçilmeyecektir. Yolun sonu uçurumsa, kardeşim geri dön.. İlk adım benimdir ! Birb...