Güzel bir akşam yemeği yiyen dörtlü. Uzun süre sonra bu kadar mutludur.
Meryem: Ben sofrayı toplayım.
Nihal: Bende yardım edeyim. Diyicem ama of biraz kalkar mısın ?
Bilal: Sofra falan toplayamam şuan, otur oturduğun yere.
Atakan: Ben yardım ederim.
Meryem: Olur mu hiç öyle. Sen dinlen ben yaparım.
Atakan: İlerde evlenincede yapıcam nasıl olsa.
Meryem şaşırarak Atakan'a bakar.
Meryem: Evlenince mi ?
Atakan: Evet. Soframızı birlikte kurup, birlikte toplıycaz.
Meryem: Mısır !
Atakan: Mısır mı ?
Meryem: Hı evet mısır. Sever misin ? Palatabilirim.
Atakan gülümser.
Atakan: Tamam patlat bakalım.
Bu sırada Bilal ve Nihal nasıl uyuycakları konusunda konuşurlar.
Bilal: Ben sanki çok meraklıyım senle yatmaya ya.
Nihal: Ya düzgün konuşsana.
Bilal: Bir gecelik idare edeceksin artık.
Nihal: Hepsi senin yüzünden oldu. Sana, beni kurtar diyen oldu mu ?
Bilal: Nankörlüğün bu kadarı ya.
Nihal sinirlenerek bir anda kalkar. Elini çekiştirdiği için bir anlık canı yanar.
Nihal: Ahhh..
Bilal: Noldu, iyi misin ? Bakayım bi izin ver.
Nihal: Of.
Bilal: Kızarmış birazcık. Uzak durma benden. Bak ne oldu gördün.
Nihal: Tamam iyiyim bırak.
Bilal: Buz tutalım.
Yakınlaştıklarında Nihal, Bilal'in bu ilgisini şaşkın bir şekilde izler. Biraz hoşunada gider. Bilal'de kendine baktığını fark edince Nihal'in gözlerine bakar.
Bilal: Buz tutarsak kızarıklığı geçer.
Nihal: Tamam.
Bilal: Çok acıyor mu ?
Nihal: Yok.
Bilal: Elini elime yakın tut.
Nihal: Hıhı.
Bilal hafif gülümser.
Nihal: Noldu, neden güldün ?
Bilal: Yanaklarıda mı bir yere çarptın ?
Nihal: Ne ?
Bilal: Kızarmışlar.
Diyerek yanağına dokunur.
Nihal: Evden. Kombinin ayarı mı açık acaba ? Çok sıcak burası.
Bilal: Yoo.. Baksana petekler buz.
Nihal: Ben kalın giyindim o zaman.
Bilal: Üstündekiler çok kalın değil ki.
Nihal: Neyse buza gerek yok. Acısı geçti zaten. Teşekkürler.
Bilal: Önemli değil.
Atakan, Meryem'e bir cihaz verir.
Meryem: Bu ne ?
Atakan: Benim nerde olduğumu bilmen için bu sende kalacak.
Meryem: Ne gerek var buna, anlamadım.
Atakan: İşte ben hatırlamıyorum ya hani. O yüzden kaybolursam falan bu cihaz sende kalsın tamam mı ?
Meryem: İyide ben seninle gelirim. Yalnız bırakmam seni. Buna hiç gerek yok.
Atakan: Meryem bunu al. Ve sürekli bak.
Meryem: Atakan, beni korkutuyorsun.
Atakan: Korkacak bir şey yok. Yanık mı koktu ?
Meryem: Eyvahhh..! Mısırlar yandı ya of, of..
Atakan: Tamam bırak yansın. Senden kıymetli mi ? Elini yakma.
Meryem: Of beni alan napsın ya, daha bir mısırı patlamadım.
Atakan: Niye öyle diyorsun ki, ben yanık mısır yemeyi seviyorum.
Meryem: Of dalga geçme Atakan. Yeme şunu zehirleniceksin.
Atakan: Imm.. Yediğim en güzel mısır bu olmalı.
Meryem: Hııı.. Yalancı seni.
Atakan: Acaba biz mısır işine mi geçsek senle.
Meryem: Of Atakan ya.
Atakan: Ne ya ?
Gece yatakları nasıl yapacakları konusunda kararsız kalınır.
Meryem: Siz ikiniz Neşe'lerin odasında yatıyorsunuz.
Bilal: Delirdin heralde Meryem.
Meryem: Başka seçenek yok. Çift yatak bir onların var. Diğerleri hep tek kişilik. Ayrılamadığınıza göre siz orda yatacaksınız.
Nihal: Tamam ben artık uyumak istiyorum. Bir an önce yarın olsun.
Bilal: İyi tamam ya.
Atakan: Meryem sende yalnız yatamam diyorsan yatağım geniş.
Meryem: Dua et hastasın Atakan. Şimdi git uyu.
Bilal: Bir dakika Fatih'ler gelmiyor mu ?
Meryem: Gelmiyor. Hadi artık ne bu soru ya gidin yatın. Işıklar kapansın.
Bilal: Tam bir anne gibisin Meryem.
Meryem gülümseyip Bilal'in odasına giderek yatar.
Nihal: Of ben böyle nasıl uyuycam ya.
Bilal: Daha demin çok uykum var, uyumak istiyorum demedin mi sen ?
Nihal: Dedim ama çok rahatsız edici böyle yatmak.
Bilal: Kıpırdamayı bırakırsan uyuycaz.
Nihal: Tamam özür dilerim.
Sabaha doğru birbirlerine yüzü dönük bir şekilde olurlar. Bilal gözünü açtığında Nihal'in yüzünü görünce hiç kıpırdamadan onu izler. Nihal'in uyanacağını fark edince hemen gözlerini kapar. Nihal gülümsemeyerek Bilal'e bakar.
Bilal: Sen beni mi izliyorsun ?
Nihal: Ne ? Hiçte bile. Hem sen uyumuyor muydun ?
Bilal: Tabi tabi.
Nihal: İnanmazsan inanma ne yapabilirim. Saat kaç olmuş hadi şu kelepçeyi açtıralım artık.
Bilal: Emredersiniz Nihal Hanım.
Erkenden evden çıkarlar. Biraz sonrada Meryem uyanır. Atakan'ın odasının kapısını çalar. Fakat ses gelmez. Uyuduğunu düşünerek içeri girer. Fakat Atakan oda da yoktur. Telefonunu arar ama açan yoktur. Dün mutfakta konuştukları şeyler aklına gelir. Hemen cihazı çalıştırır.
Bu sırada Atakan, İbrahim'in mesajı üzere sahile gelir. Nisan'da oradadır.
Nisan: Atakannn.. Şükürler olsun iyisin.
Atakan: Siz kimsiniz ?
Nisan: Çok sevdiğin biriyim. Hatırlayacaksın biliyorum.
Atakan: Üzgünüm ama hatırlamıyorum.
Nisan: Sana geçmişini hatırlacak bir yere gidicez. İbrahim'de bizimle olcak. Muhakkak burayı hatırlayacaksın. Gel bizimle.
İbrahim: Sana yardım etmek istediğimi söylemiştim. Nisan sana çok iyi gelicek. Her şeyi hatırlayacaksın.
Atakan: Tamam gidelim.
Planladıkları yere Atakan'ı götürler. Bu sırada Meryem'de çok yaklaşmıştır. Tam peşlerinden taksi ile ilerler.
Patika bir yolun yan tarafında büyük derin bir uçurum vardır.
Atakan: Neresi burası ?
İbrahim: Nisancım hadi hatırlat ona.
Nisan, Atakan'a elini uzatır. Onu uçurumun yanına kadar götürür. O sırada Meryem oraya varmıştır. Ama onları göremez. Taksiden inince biraz ilerler. Atakan ve Nisan'ı el ele görünce şaşırır. Ve sessizce ne konuştuklarını dinler.
Nisan: Biliyor musun ? Seni sevdim, gerçekten çok sevdim. Daha başka olmasını çok isterdim.
Atakan: Anlamadım.
Nisan: Özür dilerim Atakan. Çok özür dilerim.
Atakan: Özür dileme Nisan ! Çünkü senin yaptıklarının affı yok !
Nisan: Ne ? Nasıl, sen yoksaa..
Atakan: Evet geri zekalı ! Ben hiç bir zaman hafızamı kaybetmedim. O gün ikinizi öğrendim diye beni öldürmeye kalktınız !
Nisan: Hayır isteyerek olmadı.
İbrahim: Lan sen numara mı yaptın ?
Atakan: Hah sonunda anladın.
İbrahim: Asıl geri zekalı olan sensin. Şimdi Nisan !
Atakan, Nisan'ın kollarını tutar.
Atakan: Yaptığınız bütün numaralar bitti gençler. Hadi İbrahim'i anladım, sen nasıl yaparsın Nisan !
Nisan ağlayarak anlatmaya başlar.
Nisan: Beni ailemle tehdit etti. Yapamak zorunda kaldım. Benim hiç bir günahım yok.
İbrahim: Bunların ne önemi var ? Meryem bana inanıyor. Sen bittin ! Onun için yoksun artık !
Meryem arkadan çıkıp gelir.
İbrahim: Meryemm..!
Meryem: Allah belanızı versin ! Ne istiyorsun sen bizden ya ?!
İbrahim: Hâlâ anlamadın değil mi ? Sadece seni istiyorum.
Meryem: İğrenç, pislik herif ! Atakannn..
Diyerek yanına koşarken İbrahim, Meryem'i kollarıyla sarar.
Atakan: Lannn..! Dokunma Meryem'e, çek pislik ellerini !
İbrahim: Sana güzelce benimle ol demiştim. Beni seç demiştim. Israrla Atakan dedin. Bunların olmasını sen istedin. Nisan itekle şunu !
Nisan, Atakan'ı iteklemeye çalışırken ayağı kayar kendi düşer. Ama bir taşa tutunur.
Atakan: Tamam sakin ol, seni ordan çekicem.
Nisan: Atakan çabuk ol. Düşücem, yardım ettt..
Atakan: Elini uzat.
Meryem: Atakan, dikkat et. Bırak beni hayvan herif. Kız düşecek !
İbrahim: Tamam Atakan'a yardım edicem.
Diyerek Atakan'a yaklaşır. Nisan'ın diğer elinide o tutar. Ve bir anda hırslarına tekrar yenilir. Nisan'ın elini bırakıp Atakan'ı bütün gücü ile itekler. Atakan bir eliyle taşı tutarken diğer eliyle Nisan'ı tutar.
Meryem: Atakannnnn..! Hayııırrr..!
İbrahim ayağı ile Atakan'ın taşı tuttuğu eline basarak taşı bırakmasını ister.
Meryem eline ağır bir taş alarak arkadan İbrahim'in kafasına vurur. Yere yıkılır.
Atakan: Meryemmm.. Yardım et.
Meryem: Atakan nasıl yapıcam ? Yardım çağırıcam lütfen dayanın.
Nisan: Atakan elimi sakın bırakma.
Atakan: Dayanamıyorum ellerim acıyor. Meryem bir şeyler yap !
Meryem çaresiz ve göz yaşları içinde kalır. Atakan ise ne kadar dayanacağını bilemeden ter dökerek yaşam mücadelesi verir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÜÇÜZ KARDEŞLER
Roman pour AdolescentsKardeş demek hayat demektir. Kimi zaman aldığın nefeste kardeşim diyebilmek, kimi zaman üzüldüğüm anda karşında bulabilmek. Ne olursa olsun kardeş olunmaktan asla vazgeçilmeyecektir. Yolun sonu uçurumsa, kardeşim geri dön.. İlk adım benimdir ! Birb...