26.BÖLÜM

40 3 0
                                    

Hayat kaldığı yerden devam ediyor. Günler üçüz kardeşler için biraz daha iyi olmaya başlıyordu. Acılar hafifliyor, dertler azalıyordu.
Fatih: Canım ben çıkıyorum.
Neşe: Tamam canım. Bende seninle çıkayım.
Fatih: Sen nereye ?
Neşe: Babamı ziyaret edicem.
Fatih: Peki. Bende gelmeyi çok isterdim ama bu işde de diğerlerinde olduğu gibi başarısız olmak istemiyorum hayatım.
Neşe: Tamam canım, senle de başka bir zaman gideriz.
Evden çıkarlar. Neşe babasını ziyaret etmek için huzur evine gider.
Neşe: Baba ben geldim.
"Siz kimsiniz ?"
Neşe: Baba benim kızın Neşe.
"Neşe kim ? Tanımam ben."
Neşe: Babacım kızınım ben senin.
"Kızım, sen mi geldin ?"
Neşe: Evet ben geldim babacım.
"Neden epeydir gelmiyorsun ? Neden bir başıma bıraktın beni burda ? Annen beni merak etmiştir evde. Çok üzülür, eve götür beni."
Neşe: Baba, annem öldü. Yıllar önce hemde.
"Hayır, ne diyosun sen ? Annen beni bekliyor. Rüyamda söyledi, beni yanına çağırdı."
Neşe kendini tutamaz gözleri dolar. Ağlamamak için çok çabalar.
"Beni eve götür kızım. Ben burda olmak istemiyorum. Neşe beni bırakma burda kızım."
Neşe: Baba, canım babamm.. Seni götürmem. Sana burda çok iyi bakıyorlar. Sen ne zaman istersen ben yanına gelirim.
"Abine söyle gelsin alsın beni burdan. Gidicem ben."
Neşe: Babacım bak beni dinle. Burdan çıkman senin için iyi olmaz. Bak bir sürü arkadaşın var burda.
"Arkadaş mı ? Annen beni bekliyor diyorum kızım !"
Neşe: Baba, annem öldü ! Öldü anlıyor musun ?! Biz onu gömdük !
"Hayır yalan konuşuyorsun. Sen benin kızım değilsin. Kimsin sen, git !"
Neşe: Baba ben senin Neşenim.
"Tanımıyorum ben sizi. Yoksa sen Turgut'un kızı mısın ?"
Neşe: Hayır baba, kızın ben Neşe !
"Benim kızım yok ki."
Neşe daha fazla dayanamayıp dışarı ağlayarak çıkar. Doktoru konuşmak için yanına gelir.
"Üzülmeyin Neşe Hanım. Biliyorsunuz babanız Alzheimer hastası. Bu kadara bile sevinmelesiniz. Arada da olsa sizi hatırlıyor. Onun bu halini kabullenmelisiniz."
Neşe: Anladım. Abim ziyarete geliyor mu ?
"Ödelmelerden sonra hiç gelmedi."
Neşe: Peki teşekkürler ona iyi bakın lütfen.
"Gözünüz arkada kalmasın."
Neşe oradan ayrılıp eve geçer. Biraz sonra eve Meryem gelir.
Meryem: Canım, neyin var senin böyle ?
Neşe: Babamı görmeyi gittim. Beni hatırlamadı biliyor musun ?
Meryem: Ya Neşe üzme kendini. Baban biliyorsun alzhemier hastası.
Neşe: Biliyorum ama üzülüyorum işte Meryem.
Meryem: Bak akşama şöyle güzel bir sofra hazırlayalım. Çocuklarıda davet edelim. Hepimiz bir arada oluruz. Sana da iyi gelir.
Neşe: Çok iyi fikir. O zaman işe koyulalım.
Akşama güzel yemekler yapılır, sofra kurulur ve herkes davet edilir.
Fatih: Hayatım bu yemek kokuları ne ?
Neşe: İşte bu gün hep beraber yiyelim dedik.
Fatih: Çok iyi düşünmüşsün canım.
Atakan: Şöyle bir hediye aldık bizde Bilal'e nacizane. Eviniz hayırlı olsun.
Neşe: Yaaaa.. Çocuklarrr.. Ne gerek vardı ki ?
Bilal: Olsun olur mu öyle şey, güle güle oturun.
Atakan: Nasılsın Meryem ?
Meryem: İyiyim Atakan.
Atakan: Hastaneden bir haber var mı ?
Meryem: Malesef devam etmemi istemiyorlar.
Atakan: Üzüldüm.
Meryem: Üzülme başka bir hastane bulurum. Özel zaten bulunur iş.
Kapı çalar.
Bilal: Başka kimi bekliyorduk ?
Meryem: Nihal gelecekti.
Bilal biraz eli ayağına dolaşır. Gelmesine en çok sevinen olur.
Nihal: İyi akşamlar.
Neşe: İyi akşamlar. Hoş geldin Nihal.
Nihal: Bu hediyem.
Neşe: Çok teşekkür ederim. Ne gerek vardı, zahmet etmişsin.
Nihal: Yok olur mu hiç öyle. İnşallah evinizde çok huzurlu olursunuz.
Fatih: Sağol Nihal.
Atakan: Hadi acıktım ben, sofraya mı kurulsak ?
Neşe: Geçelim buyrun.
Masada yemekler yenirken ufak muhabbetler başlar.
Nihal: Meryem ben hastaneyle bir daha konuşucam.
Meryem: Hiç gerek yok Nihal.
Nihal: Ya olmaz öyle Meryem. Ben sensiz ne yapıcam hastanede.
Fatih: Nihal sen ne iş yapıyorsun ?
Nihal: Sekterim ben. Randevuları alıyorum.
Bilal: İşinde çok başarılı herkese yetişiyor cidden.
Nihal: Evet arada patavatsız insanlar olduğu için zorluk çekiyorum ama olsun. İşimi seviyorum.
Neşe: Oh işin mis gibi var. Bir de evlilik tamamdır.
Bilal'in bir anda yemek boğazına takılır. Öksürmeye başlar.
Atakan: Aman aman helal kardeşim ya.
Meryem: Su getiriyim mi ben ?
Bilal: Yok yok iyiyim ben.
Neşe: Neyse dur ne diyordum ben ? Hah, Nihal var mı sevdiğin biri ?
Bilal, Nihal'in vereceği cevabı bekler. Gözlerini gözlerine diker.
Nihal: Hayır yok.
Neşe: Aaa.. Güzel kızsın. Bak seni hemen kaparlar, dikkat et sen bacım.
Fatih: Hayatım sıkıştırma kızı istersen.
Neşe: Çok pardon Nihal, sıktım mı seni ?
Nihal: Hayır olur mu hiç estağfurullah.
Neşe: Gerçi ben senden önce biricik kardeşimi evlendiremiyorum ki.
Meryem bir anda içtiği ayranı püskürür.
Meryem: Çok pardon. Tuzlu geldi de. Kızım sen bana ne sarıyorsun ?
Neşe: Ne var ya ? Atakan'a kalsak kırk yıl sonra evlenirsiniz.
Atakan: Duyuyorum yengecim.
Fatih: Hayatım biz karışmayalım.
Neşe: Ama aşkım yaaa..
O sıra yeniden kapı çalar. Gelen hiç beklenmeyen bir misafirdir.
Neşe: Merve Hanım ?
Merve: İyi akşamlar Neşe Hanım.
Neşe: İyi akşamlar. Neden buradasınız ?
Merve: Beni Meryem Hanım davet etti.
Neşe: Öyle mi ? Buyrun o zaman.
Fatih, Merve ile bir kez daha karşılaşınca şaşırır.
Fatih: Ne işiniz var burda ?
Atakan: Fatih biraz ayıp olmadı. Biz davet ettik. O kadar Meryem'in çıkmasına yardımcı oldu.
Fatih: Teşekkür yemeğini geçen akşam balık yiyerek etmedik mi ?
Atakan: Tamam da bir kez daha gelse ne olur sanki Fatih ?
Meryem: Bizim doldurmamız gereken evraklar vardı. Ben o yüzden çağırmıştım. Özür dilerim, sonuç olarak ev sahibi ben değilim sormam gerekti.
Neşe: Fatih neden bu kadar gerildin ?
Fatih: Ben doydum afiyet olsun.
Merve: Fatih Bey ! Gitmeyin lütfen.
Neşe ikisinin arasında olan bu gerginliğe bir anlam veremez. Ama çoktan içine bir ateş düşmüştür. İçinde ki bu şeyi bastırmak ister. Çünkü Fatih'e çok güvenir. Bir an bile aklına getirmek istemez. O sırada Neşe'nin telefonu çalar.
Neşe: Alo.
"Neşe Hanım, ben huzur evinden arıyorum. Babanız odasın da yok. Kaçmış !"
Neşe: Neee..?
Fatih: Ne oldu Neşe ?
Neşe: Babam yok, kayıp !
Neşe hemen montunu ve telefonunu alıp çıkar. Hemen peşinden Fatih'te çıkar.
Fatih: Neşe bekle !
Neşe: Nasıl bekleyim ya nasıl ?! Babam kayıp benim, babam !
Fatih: Tamam bulucaz sakin ol. Bana bak şimdi, gözlerime bak. Ben seni hiç yüz üstü bıraktım mı ? Hiç yalan söyledim mi sana ? Hiç sözümü tutamadığım oldu mu ?
Neşe: Hayırr..
Fatih: Bak sana söz veriyorum. Baban bulunucak. Hadi sil göz yaşlarını.
Birbirlerine sıkıca sarılan çifti uzaktan gören Merve büyük bir hüzün yaşar. Peki Merve ve Fatih'in arasında yaşananlar neydi ? Geçmişin bilinmedikleri şimdi gün yüzüne çıkınca yine her şey aynı kalıcak mıydı ? Cevaplanması gereken bir sürü soru, bir sürü cevap var. Herkesin yüzleşmesi gerektiği doğrular var. En önemlisi de gerçekleri kabullenmek..

ÜÇÜZ KARDEŞLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin