12.BÖLÜM

71 3 0
                                    

Sabah Neşe uyandığında yanında Meryem'i bulamaz. Koridora çıkıp baktığında Fatih'e çarpar.
Neşe: Ya önüne baksana Fatih ! Ayağıma bastın.
Fatih: Ya gözüm kapalı görmedim.
Neşe: Manyak mısın sen, neden gözün kapalı yürüyorsun ?
Fatih: Uykum kaçmasın diye.
Neşe: Offf.. Hiç dış kapının sesini duydun mu ?
Fatih: Yo duymadım. Noldu ki ?
Neşe: Meryem sabah yanımda yoktu.
Fatih: Bakkala gitmiştir. Ya bakkal dedinde ben çok acıktım Neşe.
Neşe: Ahh.. Benim sevgilim acıkmış mı ? Hemen güzel bir kahvaltı hazırlıyorum.
Fatih: Harikasın aşkım.
Mutfağa girdiklerinde Atakan ve Meryem'i birbirlerine sarılarak sandalye üstünde uyuduklarını görürler.
Fatih: Oh be abi, sonunda.
Neşe: Çok yakışıyorlar ya.
Fatih: Bende bunları böyle bırakıp çıkalım ya.
Neşe: Bencede baksana çok huzurlu görünüyorlar.
Nisan: Günaydın, noluyor burda ?
Neşe: Gel Nisan gel. Baksana ne tatlılar.
Nisan: Evet öyleler. Sevgili oldular yani bunlar.
Neşe: Aynen öyle. Zaten bu zamana kadar beklemeleri hata. Birbirlerini çok seviyorlar baksana.
Nisan: Anladım.
Nisan kenarda duran bardağı yanlışlıkla yere düşürür. Atakan ve Meryem uyanır.
Meryem: Noluyor Atakan ?
Atakan: Bilmiyorum canım.
Nisan: Çok pardon ya.
Neşe: Aferin sana yani Nisan !
Fatih: Tamam kızın üstüne gitme, yanlışlıkla yapmış işte.
Neşe: Of !
Meryem: Siz bizi mi izliyorsunuz ?
Neşe: Günaydın aşk böcekleri.
Fatih: Günaydın yenge, günaydın kardeşim.
Meryem: Demeyin şöyle.
Atakan: Bırak desinler. Herkes seni ne kadar sevdiğimi bilsin artık. Gözlerine bakınca ne kadar mutlu olduğumu görsünler.
Diyerek Meryem'in gözlerine bakar. Hafif pembeleşen yanaklarından öper.
Atakan: Her sabah gözlerimi açınca böyle bir güzellik görmek istiyorum. Böyle bir kokuyu içime çekmek istiyorum. Böyle bir tene dokunmak istiyorum. Saçlarınla oynamak, ellerini tutmak istiyorum Meryem.
Neşe: Bak bak kardeşine örnek al biraz.
Fatih: Kabak bizim başımıza patladı iyi mi ? Aşkım benim sana bir şeyler söylememe gerek yok. Çünkü sen benim kalbimi ezbere biliyorsun. Bunun nedeni kalbimde olman.
Neşe: Yaaa.. Fatihhh..
Fatih'te, Neşe'ye sarılarak yanağından kocaman öper.
Nisan: Ben kahvaltıya kalamıycam. Bugün erken çıkmam gerek. Görüşürüz.
Meryem: Görüşürüz Nisan.
Atakan: Meryem biz kahvaltımızı dışarda yapalım mı ? Başbaşa olmak istiyorum.
Meryem: Ama Neşe'lere ayıp olmaz mı ?
Neşe: Saçmalama Meryem kalk giyin hadi. Hem ben sevgilime özel çok güzel bir kahvaltı hazırlayacağım.
Fatih: Hadi hadi çıkın gidinde bizde bi rahat edelim. Neşe'yle yalnız kalamadık bi.
Bilal: Gençler günaydın.
Fatih: Tabi Bilal'i unuttuk.
Bilal: Üzülme kardeşim bende çıkıyorum. İşe uğramam lazım.
Fatih: Abi adamsın ya.
Neşe: Bilal kalsaydın ya. Kahvaltı hazırlayacaktım. Bir şeyler ye öyle çık.
Bilal: Yok yengem ya. Yolda simit falan ben bir şekilde hallederim. Size afiyet olsun.
Neşe: Peki sen bilirsin.
Bilal yola çıkar ve durakta Nisan'la karşılaşır.
Bilal: Günaydın.
Nisan: Günaydın.
Bilal: İşe mi ?
Nisan: Evet. Sen ?
Bilal: Bende. Havada baya soğuk oluyor sabah.
Nisan: Evet. Çok soğuk.
Bilal, Nisan'ın ellerini oluşturduğunu görünce sırtındaki montu çıkararak Nisan'a verir.
Nisan: Teşekkür ederim ama sen üşüyeceksin.
Bilal: Erkek adam üşümez.
Nisan: Allah Allah ne farkınız varmış sizin acaba ?
Bilal: Biz güçlüyüz.
Nisan: Bizde güçlüyüz.
Diyerek montu geri verir. Ve durakta beklemeyerek yürümeye başlar.
Bilal: Nisannn.. Tamam özür dilerim.
Nisan: Neden özür diliyorsun ki ?
Bilal: Ayrımcılık yaptım.
Nisan hafif gülümseyerek Bilal'e bakar.
Bilal: Komik olan ne ?
Nisan: Bilmem. İçimden gülmek geldi.
Bilal: Bence hep gülmelisin.
Neşe: Neden ?
Bilal: Gülmek sana çok yakışıyor.
Bilal yanından mendil satarak geçen bir çocuk görür. Çocuğun üstü yırtık pırtık ve incedir. Hemen üstündeki montla onu sarar. Ve cebindeki yüz lirayı çocuğa verir.
"Teşekkür ederim abi."
Bilal: Rica ederim yakışıklı. Bu parayla kendine güzel bir sıcak çorba ve ısın.
"Tamam abi sağol."
Nisan: Bilal sen harika bir şey yaptın.
Bilal: Farkındayım. Keşke daha çok şey yapabilsem.
Nisan: Keşke herkes bu kadarını yapabilse Bilal.
Nisan boynundaki atkıyı çıkarıp Bilal'in boynuna dolar.
Nisan: Erken adamlar üşümez ama olsun.
Bilal güler.
Bilal: Teşekkür ederim.
Nisan yolda yürürken ayağını yanlama basar bir an tökezler ve Bilal'e tutunur.
Bilal: İyi misin ?
Nisan: Evet. Teşekkürler.
Bilal'in ellerini tuttuğunu fark eden Nisan hemen ellerini çeker. Ve yanlarına bir çiçekci gelir.
"Abim alasın sevdiğine bir çiçek. Mutlu edesin kalbini."
Bilal: Ablacım o benim sevdiğim değil. Çiçek falan istemiyoruz.
"Aaa.. Ben anladım seni abim. Sen daha kıza açılamamışsın. Ama ben sana söyleyim ablam. Bu abim seni çok sever, gözlerinden belli. Baksana sana bakışlarına."
Bilal: Ablacım sen sıkıntılı mısın ya ? Yok öyle bir şey, gider misin ?
Nisan büyük kahkahalar atmaya başlar.
Nisan: Galiba bizi rahat bırakmayacak.
Bilal: O zaman bir tane çiçek alayımda gitsin bare. Ver ablacım bir çiçek.
"Vereyim şugar abim. En güzelinden vereyim."
Bilal: Borcumuz ne kadar ?
"Elli lira versen yeter be abim. O da sana kıyağım olsun."
Bilal: İyiki bana kıyak yaptın ablacım. Yoksa kim bilir kaç diyecektin. Al bakalım.
"Sağolasın be abim. Allah sizi hiç ayırmasın inşallah. Te bu güzel gözlü ablamı hiç üzmeyesin."
Bilal: Ya ablacım aldık çiçek işte gitsene artık hadi.
Bilal çiçekleri Nisan'a verir.
Nisan: Çok teşekkür ederim.
Bilal: Rica ederim.
Nisan ve Bilal o gün işe gitmeyip her sokakta gördüğü yardıma ihtiyacı olan çocuklara yardım etmek için güzel şeyler yaparlar. Güzel vakitler geçirirler.
Atakan'sa Meryem'i eve bırakır. Sokakta İbrahim'le karşılaşan mutlu çiftin suratı bir anda düşer. Atakan yumruğunu sıkınca Meryem korkar.
Meryem: Atakan sakin ol, lütfen. Atakan bana bak lütfen. Benim için sakın bir şey yapma. Atakan aç şu ellerini, kitlenme hemen bana bak.
İbrahim: Meraba Meryem.
Meryem: Merhaba.
İbrahim: Sanada merhaba Atakan. Fatih'i görmüyorum epeydir. Nerelerde ?
Atakan: Sevdiğiyle beraber.
Meryem: Atakannn..!
İbrahim: Demek bir sevdiği var. Kim bu kız ? Tanıyor muyuz ?
Meryem: Tanımazsın İbrahim. Neyse biz içeri geçelim artık. Dışarı soğuk çünkü. Ben çok üşüdüm hadi Atakan.
İbrahim Meryem'in kolunu tutar.
İbrahim: Biraz konuşabilir miyiz ?
Atakan: Çek o elini !
İbrahim inatla elini çekmez aksine dahada sert tutmaya başlar.
Atakan: Lan çek şu elini !
Meryem: Atakan sen eve gir.
Atakan: Meryemmm..
Meryem: Eve git, gelicem birazdan.
Atakan arkasına dönüp ilerlediğinde İbrahim arkasından söylenir.
İbrahim: Ha şöyle !
Atakan daha fazla kendini tutamaz ve İbrahim'e büyük bir yumruk atar.
Meryem: Atakannn..! Dur yapma !
Dövüşmeye başlarlar. Fatih ve Neşe, Meryem'in sesini duyunca aşağıya inerler. O sırada yokuş başından İbrahim'i öyle gören Mustafa'da aşağıya gelir.
Fatih: Atakannn..! Bırak lan kardeşimi !
Diyerek İbrahim'e yumruk atarak itekler. İbrahim Fatih'in yanında Neşe'yi görünce şaşırır. Aslında en çok şaşıran Mustafa'dır.
Mustafa: Sizzzz..! Ne işiniz var lan burda ? Neşe sen bu adamları tanıyor musun yoksa ?
İşte herşey şimdi daha da karışık bir hal almıştı. Bu durum nasıl çözülecekti ?

ÜÇÜZ KARDEŞLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin