Alparslan ve Bahar'ın şarkısı medyada.
Keyifli okumalar...İçimdeki kız çoçuğunun gözleri kocaman açılmıştı ve heyecanla söylenecek her bir söze inanmaya hazırlanıyordu.
Sevgi...
Sevgi bir babanın kızına göstermeyi beceremediği en değerli varlıktı.
Sevgi eksiklik anında hata yapmanızı sağlayacak en büyük ilizyondu.
Öylesine arsızdı ki içimdeki sevgiye aç kız öylesine sevilmek istiyordu ki belirsiz hislerin arasından sıyrılıp karşıma dikilmişti. Elleri ile içimdeki yakıcı öfkeyi bastırıyordu.
Alparslan tekrar "Seni seviyorum." derken kalbimin gümbürtüsü diğer sesleri yok ediyordu.
Bir tepki vermemi bekliyor, sessizliğim karşısında tedirgince bakıyordu. Hafif hafif atıştırmaya başlayan yağmur tepemize iniyordu.
"Sana aşık oldum! Sana aşık oldum ve bu beni deliye çeviriyor. Emir'in senin hakkında daha çok şey biliyor olması, geçmişine sahip olması beni deli ediyor."
Ardı ardına gelen itiraflar gardımı düşürürken benliğimde yankılanan tek şey sevgi kelimesiydi.
Sevilmek istiyordum!
Her insan gibi değer görmek ve sevilmek istiyordum. Ama ona karşı ne hissettiğimden emin olmadan bir şey söylemek ona haksızlık olurdu. Siyah saçlarından aşağıya doğru süzülen su damlaları yüzüne düşüyordu. Çok yakışıklı, karizmatik ve iyi hissettiren bir adamdı.
Hakkında iyi düşünüyor olmam seviyor olduğum anlamına gelir miydi?
Kalbimin ritmini değiştiriyor olması, bana geçmişi unutturuyor olası... Bunların hepsi onu sevdiğim anlamına gelir miydi?
Korkunun etrafını çevirdiği kalbim çelişki cehenneminde kavrulurken beni öptü. Zaman ve mekan kavramı bir hiç oldu o an. Sadece Alparslan fırtınası varlığını var etti.
& & &
"Bu nasıl?"
Derin'in elinde tuttuğu krem rengi elbiseye kısa bir bakış attım.
"Bilmem üzerinde görsek daha iyi olmaz mı? Askıda durduğu gibi durmuyor insanın üzerinde."
"Bir kaç şey daha beğenelim öyle deneyelim o zaman."
"Olur."dedim kendim için bir elbise beğenmeye çalışarak.
Alparslanla aramızdaki buz dağını aşmış gibi görünüyorduk. Ama sadece görünüyorduk. Çünkü onun Emir'i büyük bir problem olarak gördüğünü ve adını dahi duymaya tahammülü olmadığını biliyordum. Er ya da geç yine Emir yüzünden kıskançlık krizine girecek ve tozu dumana katacaktı. İnstagrama koyduğum yani Nehir'in benim hesabımdan paylaştığı fotoğrafımız olay olmuş günlerdir bütün mağazin kanallarında dolanıyordu.
Ünlü iş adamının kızı Bahar ve ünlü iş adamı Alparslan...
Ahh gerçekten olay olmuştuk. Bir oyun bize kat be kat sıkıntılı olarak dönmüştü resmen. Gazeteciler yüzünden evden çıkmak istemiyordum. Emir haberleri görür görmez beni defalarca aramıştı fakat ben bu aramaları ne cevaplamış ne de herhangi bir dönüş yapmıştım. Aksini yapmam durumunda Alparslana ihanet etmişim gibi hissedeceğimi biliyordum. Ne Alparslanla huzurumu kaçırmanın ne de uyuyan vicdanımı uyandırmanın alemi vardı. Titreyen telefonumu çantamdan çıkarırken kabine doğru yürüdüm. Sabahtan beri onuncu defa arayan Alparslan on birinci aramasını yapıyordu!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HEZEYAN
RandomSinsice oyunlar oynayan o değilmiş gibi gözlerime bakarken benliğim önünde diz çökmüştü. "Böyle olsun istemedim." Fısıltısı kulaklarımda çığlıklara dönüşürken yaşlı gözlerimi kuzguni gözlerine sabitlemiştim. Bir enkaz olarak geldiğim kalbinden şimdi...