14.Bölüm

4.2K 203 11
                                    

"Öfkenin dokunduğu her kalp başka bir kalbi yerle bir ederdi."

Gözlerimi araladığımda burnuma dolan tanıdık hastane kokusu yüzünden yüzümü buruşturdum. Aklıma gelen ilk şey ise Alparslan'ın gününü mahvetmiş olduğumdu.

Ayıldığımı gören Çiçi "Kuzum." dedi oturduğu sandalyeden kalkarken.

O kadar yorgun hissediyordum ki gözlerimi tekrar kapatmamak için büyük bir çaba harcıyordum. Dilim damağım kurumuştu.

"Hala..." dedim durup derin bir nefes alarak "Alparslan nerede?"

Gitmiş olma ihtimali canımı yaktı.

"Dışarıda doktorunla konuşuyor. İyi misin bebeğim? Nasıl oldu bu?"

Dışarıda olduğunu duymak bir nebze rahatlamamı sağlarken bu sefer telefonumun olmayışı kalbimi sıkıştırdı. Alparslan'ın eline geçmesi halinde kim bilir neler olurdu.

"Kaza." dedim ona olanları anlatmak istemeyerek. "Babam yok mu?"

"Haber vermedim babana. Şehir dışında bir toplantıya gitti sabah unuttun mu?"

Tamamen aklımdan çıkmıştı şehir dışına çıktığı. Konuşmamız Alparslanın odaya girmesi ile son bulmuştu. Onu gördüğüm an içimde yükselen ağlama isteği gözlerimi doldurdu.

Her şeyi mahvetmek zorunda mıydım?

Bu açık arttırma için ne kadar çalıştığına şahit olmuştum. Başarısının günlerce konuşulması gerekirdi. Hak etmişti bunu. Ama şimdi konuşulacak olan şey gecenin sonunda aptal sevgilisinin kendisini yaralaması olacaktı!

"Çiçek hanım bize biraz müsaade eder misiz?"

Buz gibi sesi içimi titretirken halam "Tabi oğlum." diyerek odadan çıktı.

İki uzun adımda yatağımın başına geldi ve hiç beklemediğim bir şey yaptı. Bir eliyle serum takılı olan elimi özenle tutarken diğer eli ile saçlarıma dokundu.

"Beni..." dedi okşadığı saçlarımın üzerine küçük bir öpücük kondururken "Beni çok korkuttun."

Duyduğum sözler duymayı beklediğim sözler değildi. Bağırmasını, nasıl olurda onun için önemli olan bu geceyi rezil ettiğimi söylemesini ve beni bırakıp gitmesini beklemiştim. Beklemediğim bu hamle daha çok canımı acıttı. Bağırıp çağırsa vicdanım bu kadar sızlamazdı.

"Özür dilerim." dedim daha fazla tutamadığım gözyaşlarımın arasında."Senin için en önemli olan geceyi mahvettim. Çok özür dilerim."

"Bahar ne saçmalıyorsun!"

"Haftalarca çalıştın..."

"Yeter artık!" bir anda bağırdı ve elimi bırakarak geriye çekildi. "Senden değerli mi lan? Senden değerli mi? Aklım çıktı sana bir şey olacak diye."

Sözleri beni daha çok ağlatırken ne kadar korktuğuna bir kere daha şahit oldum. Odaya girdiği an beni görmesiyle değişen yüzü ve koşar adım arabaya ilerlerkenki paniği yeterince ele vermişti onu. Hastaneye gelişimizi hatırlamıyordum. Muhtemelen bayılmış olmalıydım.

HEZEYAN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin