Yıldız

107 12 0
                                    

Adamların gittiğini gördüğümde kuzeye doğru gidiyordum saçını kurulaması bittiğinde kaşını kaldırmış şekilde bana bakıyordu. 'Kuzey bir kaç adam gördüm beni görünce arabaya bindiler' kapıya doğru bakış attıktan sonra bileğimden çekiştirip odasına çıkarttı,kapıyı kilitledi. 'Noluyor ya' derin nefes verdikten sonra 'bak sadece bana güvenme her şeyi öğreneceksin sadece zaman tamam mı?' Her şeyi söyleyeceğini yada anlatacağını sesinden anlamıştım kafamı sallayarak onay verdiğimde  elini saçından geçirdi. Dış kapının zorlanmasını duyduğumuzda kuzey köşede duran koltuğu kapıya yasladı camdan dışarıya baktığında bir kaç küfür savurdu kapının kırıldığını anladığında beni dolabının içine tıkmaya çalışıyordu 'hayır benimle geliyorsun' koluna geçirdiğim tırnaklarımı hissetmiyordu bile. 'Sadece sus kapı dayanmayacak kaç kişi gördün sen?' Sayamamıştım ama fazla olduğu kesindi.'fazla çok fazlaydılar' 'sana zarar gelmesine asla izin vermeyeceğim tamam mı?şimdi camdan çatıya çık benim gelmemi bekle sakın inme'  kafamla onay verdiğimde camdan çatıya çıkmama yardım etmişti aşağıdan kapının zorlanma sesini duyabiliyordum.  Ayna yada cam kırılma sesleri etrafı daha da coşturuyordu ve kuzeyin küfürleride dahil bilmediğim bir çok küfür öğrenmiştim sayesinde. En sonunda inmeye kadar verdiğimde kuzey ortada yoktu ayakkabısını görmüştüm banyodaydı ve başında iki adam vardı ikisiylede mücadele edebiliyordu. Bütün gücümü toplatıp adamın kasıklarına tekmemi geçirdiğimde kuzey adamın kafasını duvara vurmuş ve oradan çabucak çıkmıştık. Salona kadar uzanan adamlar ve tek başına olan kuzey hepsini nasıl halt edebilmişti ? Range Rover'e bindiğimizde ağzımdan istemsizce 'siyah canavarı neden kullanmıyorsun daha hızlı değil mi ? Sağ gamzesi çıkana kadar gülmüştü bu kadar komik ne olabilirdi ki ? Tam ağzını açacakken kapattı ve gülmeye devam etti.
'Porscheme siyah canavar mı diyorsun sen' başka ne denilir  ki ? Siyahtı ve mükemmel diyecek kelimem yoktu. 'Başka ne diyebilirim ki? Nereye gidiyoruz ? O adamları nasıl o hale getirdin ?' Arabayı aniden durdurduğunda 'çok soru soruyorsun be kızım' öyle mi? Ben de bütün yolculuk boyunca susarım. Yaklaşık bir saat süren yolculuğun ardından uçurum gibi bir yere gelmiştik aşağısı denizdi. 'Bu gün burada kalıyoruz ev güvenli değil' 'sorularımı cevaplayacak mısın' 'sen yatacak bir yer yapana kadar hayır, bagajda her şey var yaparsın' sen neden yapmıyorsun ki ? Her şey var dediği iki yastık bir pike ve yorgandan ibaretti ve hava soğuk olur böyle yerlerde aşağısı Deniz çünkü. Bir kaç dakika düşündükten sonra aklıma şahane bir fikir geldi!.
Pikeyi bagaja sermiştim üstüne yastıkları attıktan sonra üstümüze sadece yorganı almak kalıyordu. 'Tamam hazır şimdi sorulara geçelim' bir gözünü açtıktan sonra yerinden doğruldu kafasını salladı.
'Anlaşma yapalım sadece bir kere söylerim'
'Tamam. O zaman ilk sorum Meriç kim ve o gün ne yapmak istiyordu?' Cevabı hazırdı 'kız meselesi' 'pekii o adamları nasıl o hale getirdin?' 'Şimdi sana kafes dövüşü yaptığımı söylesem, araba yarışlarına katıldığımı öfkemden milleti mahvettiğimi ve zevkimden yarıştığımı söylesem ne düşünürsün?' 'Bilmem' gerçekten bir kaç gün önce dediklerim başıma mı geliyordu benim? 'Neden buradayız ve neden ben ?' 'Bulmaları zor evine gitsek evimin karşısı ve bilmediğim evde kalmayı sevmiyorum.' 'Diğer soruma cevap vermedin?' Derin nefes aldıktan sonra 'benimsin- benimlesin onlar için yeter' kafamı salladığımda uçurumun kenarına oturmuştum küçük bir hatamla düşer ve ölürdüm yada boğulurdum. O hata keşke gelse...
Hava karardığında elinde sandviçlerde yanıma oturmuştu 'yemeyeceğim teşekkürler' bir kaç dakika yüzüme öyle baktıktan sonra sandviçin paketini açıp ağzıma sürdü 'ne yapıyorsun sen ya?' 'Ağzına değdi artık yemelisin' inkar etmedim ama açta değildim. Herkesin korktuğu insan benim yanımda çocuklaşıyordu. Hayal ettiğim gibi... umarım hayal kırıklığına uğramam. Paketleri çöp poşetine koyduktan sonra yerde uzanmaya başlamıştım. Gökyüzü çok güzel buradan yıldızları saymayı çok seviyorum umarım bir gün biter. 'Ne yapıyorsun burda?' 'Yıldızları sayıyorum kuzey' 'sayamayacağın kadar çok' yanıma uzanmış ve benimle konuşuyordu. 'Bir gün biterse ne yapacaksın?' 'Bitmeyecek' 'neden bu kadar umutsuzsun sen?' 'Bilmem' tek kelimelik cevapları beni her ne kadar kızdırsada onu anlamak zorundaydım tanımadığı yada doğrusu bir zamanlar arkadaşı olduğu insanla yıllar sonra bir araya gelmişti sahi hatırlar mı beni ? 'Gökyüzünde yaşamak istiyorum' ' gökyüzü mezarlık ada. Sana göre değil' 'nedenmiş' ' siyah giyebilirsin, siyah olabilirsin, her şeyinle siyah olabilirsin. Ama unutuyorsun ki saçların kumral, gözlerin gökyüzüne meydan okuyor. Gökyüzü için fazlasın' gülmüştüm. 'Daha fazla gülmeye devam edersen o güzel yüzüne yumruğumu geçiririm' 'hakaret mi iltifat mı?' 'Her ikiside' ayağa kalktığı sırada Benide kaldırmıştı bagaja yöneldiğimizde yüzünü kocaman bi' gülümseme rehin almıştı. Bagaja yerleştiğimizde ikimizde iki büklüm olmuştuk. 'Sen üşüyor musun?' 'Hayır' 'Ellerin öyle demiyor gel şuraya' 'sarılmak için bahane bulamadım desene şuna' 'belki' kafamı boynuna yerleştirdiğimde yutkunmuştu Adem elmasından anlıyordum bunu. 'Sen' kafamı kaldırıp yüzüne baktığım sırada 'çilek ve kahve kokuyorsun' 'bir sorun mu var?' 'Hiç' kollarını daha sıkı sardığı sırada, kafamı daha da gömmüştüm boynuna.
'İyi geceler siyah melek'
Karanlıkta bir fısıltı gibi yankılanıyor kulağımda.

Haykırış-TAMAMLANDI-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin