'Özür dilerim,alıştım sana bırakmak İstemiyorum seni, alıştım sana' tek kelime bile etmeden odasına çıkmıştı peşinden gitmiştim, yatağına uzanmış bir kolunu başının altına geçirmişti. Yanına yatmış, sonra üstüne çıkmıştım. Bir bacağım iki bacağının arasındaydı, saçlarıyla oynamaya başlamıştım. Bir kaç dakika sonra kuzey ani bir hareketle yerlerimizi değiştirmişti. Derin nefes veren kuzey, ' sen benim adamsın. Kuzeyin adası, benimsin. Bunu tüm hücrelerine yaz, aklına ve beynine kazı. Çünkü seni ömrümün sonuna kadar bırakmayacağım. Sana aşığım ada.' Kuzeyin sözleri beni derinden etkilemişti, gözlerimden mutluluk göz yaşları firar ediyor kuzey bir yandan silmeye çalışıyordu. 'Kuzey' 'hı' ne diyeceğimi bilemiyordum, kuzey dudaklarımı dudaklarına kapattı yani, cehennemine. Nefes nefese geçen bir kaç saniye yada dakikanın ardından, kapı çalmış homurdanarak kapıya doğru giden kuzey, 'kıpırdama geri gelicem' bir kaç ay önce gördüğüm serseri gülüşünü yeniden atmıştı. Ben de yataktan kalkıp aşağıya iniyordum Ne zaman dinledim ki zaten? Kapıda karşılaştığım görüntü beni şoka uğratmıştı. Annem ve babam. 'Sen kızıma Ne yaptın?' Babam kükrüyordu, kuzey derin nefes verdikten sonra ' be-ben sadece kızınıza aşık oldum' annemin kolumdan çekiştirmesi üzerine ' yeter! Geçin içeri ne konuşulacaksa konuşulsun' aileme duyduğum özlem yerini öfkeye bırakmıştı beni bırakıp gitmelerine öfkelenmiştim.
Annemle mutfağa geçmiştik zaten birleşikti kuzeylerin ne konuştuğunu dinliyorduk ikimizde en son konuşmamızda annem her şeyi açıklamış ve benden af dilemişti.
'Seni affetmedim anne.'
'Ben özür dilerim'
İçerideki bağırışlar daha da artmıştı.
'Kuzey! Benim tepemin tasını attırma benim kızımın senin gibi birisinin evinde ne işi var!'
'Kızınıza ne yaptığınızı bile söylemeden gittiniz. Ben sadece aşık oldum'
'Utanmaz!' İyice sinirlenmiştim salona bir hışımla girdim, ' sen Levent atahan beni yalnız bıraktın, şimdide gelmiş hesap mı soruyorsun? Git buradan baba! Bir daha gelme lütfen. Beni bırakıp gittikten sonra ben zorlaya zorlaya alıştım beni hiç düşünmedin mi sen?' Ardı ardına gelen göz yaşlarım kesilmek bilmiyordu kalktığı yerden beni göğsüne basanın babam olması gerekirken kuzey basıyordu. 'Levent haklı zaten on sekiz oluyor, onu bırakacak değiliz elbet hadi gel.' Annem babamı dışarıya çıkarttıktan sonra, 'kuzey, telefon numaramı bıraktım ada, kızım ben özür dilerim. Biliyorum. Kuzey, oğlum kızıma iyi bak' giderken annemin ağladığını duyabiliyorum. Ama hayır olmayacak bu sefer.
'Şşş tamam geçti bak ben buradayım, benim de ailem Yok-tu artık benim ailem sensin ada nolur sende bırakma beni, tut ellerimden.' Çenesine kondurduğum buseden tatmin olmuş yüzünü esir alan gülümsemeyi bir kaç dakika izlemiştim. Kucağına almış saçımla oynuyordu, 'sana tapıyorum ada, yıldızları izlemeye gidelim mi? Belki bitiririz.' İşte o zaman inandım. O gün yıldızları bitireceğimize.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Haykırış-TAMAMLANDI-
Teen FictionHAYKIRIŞ#2 İTİRAF #10 Müzik#10 RUH #100 Karanlığına sürükleyecek tanıdık dudakları gözlüyorum şimdi. Şarkı mırıldanıyorum,bir sağıra bir umut duyar beni. Karanlığın içine bir kere girdiğinizde asla eskisi gibi olamazsınız. Ruhum karanlığının pranga...