Kapıyı açtım,bütün soğuk havayı içime çektim.Kapının merdivenlerine oturdum,büyük eller üstüme kendi montunu koyana kadar.'bugün ne yapalım?'.Bilmem.Hiç.Farketmez.Evet,denecek bir şey bulamadım.Omuzlarımı indirip kaldırdım,dudağımı büktüm.'sana bir şey söylemiştim farkındaysan'dedi 'hadi ne yapıyoruz.'ayağa kalktım ve içeriye geçtim.Dolaba bakınca daha doğrusu zaten aklımdaydı...'Çilek'dedim.'Çilek alalım.' ilk başta biraz homurdansa da bir şey söylemeden üstüne başka bir ceket aldı,'bendekini alsan' üstümdekini çıkarttım ve koluma astım.'kalsın'dedi sert bir sesle,'neden?' derken üstüne doğru yürüdüm.'bacaklarını kapatıyor,uzatma ve yürü' başımla onay verdikten sonra,arabaya doğru yol aldım.
'Şarkı söyle' diye emir aldım kuzey beyden,ama hayır söylemeyecektim.'canım istemiyor'dedim cılız bir sesle,omuzlarımı da silktikten sonra,oda aynısını yaptı.Bir kaç dakika geçmişti ki,şimdiye kadar çilekleri almış ve eve geçiyorduk ama hayır hala yoldaydık.'Şimdiye kadar evde olmamız lazımdı neden hala yoldayız?'.Direksiyonu sıkıca kavradı,eklemleri beyaz olmuştu ki buda beni biraz korkuttu.Cam köşesine kadar çekildim hala tek kelime bile etmemişti.'tanıdığım birisi var, gayet güzel meyveleri oraya gideceğiz'.Yaklaşık yirmi dakika süren yolun ardından dükkana gelmiş,ve içeriye giren kuzeyi takip ediyordum.
'Nasılsın erdem amca' demesiyle bir anda korktum, kuzey ve bu denli samimiyet? ah,tamam bu kadar saçma sapan düşünmemeli ve konuşmamalıyım.Kuzeylerin konuşması bittikten sonra,beni tanıştırmak için kolumdan tuttu.'ada'dedi,'kız arkadaşım' anında kırmızı kesilmiştim.Hala alışkın değildim,sekiz yıldan sonra...Gerçek dünyaya dön artık! bir kaç dakika sohbet etmiştik.Sonra meyve ve sebzelerin olduğu bölüme geçtik,sarışın sıfır beden denecek kadar güzel ama bir o kadarda bayan parfüm olan kız,kuzeye gözlerini dikmiş pis pis bakıyordu ve tabii sonrada bana.'ne arıyorusnuz' diye bir ses duydum arkadan ama ondan önce parfüm kokusu geliyordu.'Çilek'dedi kuzey, ben diyecektim ve benden önce davranması sinirlerimi bozmuştu.'ah,tabii hemen yardım edeyim sana, bu arada ben eda' 'kuzey'sinir seviyem dünyayı bile geçmiş uzay boşluğunda bir o yana bir bu yana sallanıyordu.Bayan parfüm çileklerin olduğu bölüme geçirdikten sonra,'bundan sonrasını biz hallederiz'dedim.Eh,tabi sesim biraz fazla çıkmıştı,'kız kardeşinde çok tatlıymış ya' düşünmeden üstüne atlamak için hareket yaptığımda;kuzeyin benim elimi tuttuğunu gördüm buda;beni sakinleştirmek için mükemmel bir hamleydi!.'Sen konuyu çok yanlış anlamışsın' dedi kuzey 'çilek istiyorum dedim,küçümsemek gibi olmasın tabii de' alay eder bir sesle konuşmasına devam etti tabii bir de o gülüş,'çalışan değil,sevgili hiç değil sadece çilek' ben kullandığı cümlelerin şokunu yaşarken bayan parfüm olduğu yerde morarıp ayaklarını vura vura gitti.'Ufaklık,sinir seviyen kaç senin?' 'sanane bundan al gidelim bir an önce yemek istiyorum.'Sert bir bakış attıktan sonra,çilekleri kartona koydurdu.Ben de direkt otopark kapısının önünde durdum.
'mutlu musun'
'tabii'dedim ama içimde hala sönmeyen bir ateş vardı.Arkamızdan alaycı bir gülümseme geldikten sonra arkamıza döndük,Egemen ve meriç?NE?
'tatlıım, tatlıım'dedi meriç,olduğu yerde bir kaç kez döndü egemen ise gözlerini kuzeyden ayırmıyor bir kere bile olsa bana bakmıyordu.Egemen ilk başta konuşacak gibi oldu ama meriç araya girdi,'çok isterdim biliyor musun?'. 'senin isteyeceğin şeyi sikerim!'diye gürledi kuzey,'bin şu arabaya' emirlerine uymak zorunda kaldığım tek ortam mericin olduğu ortamdı.'hayır,hayır sadece son kez dinleyin beni'.'bak şimdi ne yapıyorsun biliyor musun?' egemen ortaya atıldı,konuşacaktı ama sadece kahkaha atmakla yetindi.'susun! ve dinleyin nefretin kahkahasını'dedi meriç egemenin kahkahası eşliğinde..kuzeyin arkasına geçip olanlardan kaçmayı umuyordum.'ah sen,'dedi meriç'altımda,zevk ve acıyla kıvranırken adımı haykırışlarını duymak isterdim'. 'emin ol ki ben de duymak isterdim,ölecek olsa bile altımda kıvranışlarını.ah düşünmesi bile zevkli.' egemen?benim tanıdığım?beynim karman çorman olmuş,duygularım patlama derecesine gelmişti.'seninde sizinde ecdadınızı sikerim.!' ardından ne olduğunu bilmediğim siyah adamlar etrafımızı sarmıştı.'gidelim'dedim,'lütfen kuzey gi-gidelim.'direkt arabaya bindim arkamdan kuzey gelmişti.Arabaya bindiğimizde ikimizde tek kelime bile laf etmemiştik.
Tırnaklarım etimi kazıyana kadar sıktım elimi. Hayır dedim . Hayır. İnsanların için de aciz biri gibi ağlamayacaksın. Hayır.
'Ada,şok geçiriyorsun ada.'Beni sallıyordu.Düşünce; içinden çıkılması mümkün olmayan derin karanlık kuyulara benziyor.Ve ben çıkamıyorum.Egemen nasıl o insanla beraber olur? bana o cümleleri kullanır?hayır aklım almıyor.Kelimelerim tükeniyor.'Ada! kendine gel!.Siktir, ada'
Hiç bir gemicinin tecrübesi yetmez kursağımıza takılan düğümleri çözmeye.O kadar cümlem var ki...Takılıyor ve nefes alamıyorum.
'nefretin sevgiye dönüşeceğine egemenden öğrendim.'
'öfkenin,şefkate dönüşebileceğini de kuzeyden.'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Haykırış-TAMAMLANDI-
Ficção AdolescenteHAYKIRIŞ#2 İTİRAF #10 Müzik#10 RUH #100 Karanlığına sürükleyecek tanıdık dudakları gözlüyorum şimdi. Şarkı mırıldanıyorum,bir sağıra bir umut duyar beni. Karanlığın içine bir kere girdiğinizde asla eskisi gibi olamazsınız. Ruhum karanlığının pranga...