Sallanan kırmızı salıncağın yakınlarında,kız çocuğunun kahkahası yankılanıyor kulaklarımda.Yaklaşıyorum sese doğru,babasının elinden çekiştiriyor.Kafamı eğiyorum biraz yine göremiyorum ellerimi siper ediyorum bu sefer,belki bir umut görebilirim diye.Yaklaşmaya çalışıyorum sese,o kadar naif,o kadar içten ki kız çocuğunun gülümsemesi,içimi ısıtıyor adeta.Yüzü yerde,'hey'diyorum, bu sefer yüzüme bakıyor,kahkaha atıyor. ''oynayalım mı seninle'' diyor.Elimden çekiştirip mağazaya girdiriyor,'iyi de bu oyun sayılmaz ki diyorum','göreceksin diyor,şu elbise bize yakışmaz mı' diyor. bem beyaz bir elbise.O kadar güzel ki,siyah haricinde bir şeye dokunduğum söylenemez tabii ama bu farklıydı,sonra babam geliyor.Benim babam.Küçük kızın elinden tutuyor,bir süre izliyorum onları,kız çocuğu, o benmişim.Kalbimin üstüne bir ağrı saplanıyor...elbiseye dönüyorum sonra,dokunuyorum ona,elime belirli belirsiz bir sıvı bulaşıyor aldırıp etmiyorum ilk başta,inceliyorum biraz elbiseyi,vazgeçip mağazadan çıktığım sırada,ellerim bütünüyle kan olmuş,yerde yatan anneme bakıyorum... 'anne!' koşuyorum yanına,kanlı ellerimle okşuyorum yüzünü 'anne!' lütfen hayır. 'anne!' çığlıklarım kulağımda yankılanıyor,arkamda bir silüet beliriyor,dönüyorum ona bütün öfkemle bakıp saldırmak için,kuzeyi görüyorum.Yüzünde korkunç bir gülümsemeyle,kahve rengine dönmüş gözleri,acı kahveyi anımsatıyordu şimdi.
Çığlık atarak uyandığım esnada,her yerim ter içinde kalmıştı,bacaklarımın arasına girip,kafasını karnıma yaslıyan kuzeyi görüyorum,biz nasıl bu hale geldik bilmiyorum.Ama kuzey kan ter içinde kalmış,kas katı kesilmiş,bir elinde yorganı tutuyordu, 'ada'. 'ada' sesi gittikçe derinleşiyordu,olduğum yerde kalakalmıştım,ne yapacağım hakkında küçük hatta en ufak fikrim bile yok,'kuzey'dedim yumuşak bir sesle,herhangi yapacağım bir hata kötü sonuçlana bilirdi. 'kuzey' dedim bu sefer sert çıkmıştı sesim,sanki ölüm uykusuna yatmıştı,ufak bir sese kalkan kuzey... düşüncesi bile beni delirtiyor. 'KUZEY!' en sonunda bacaklarımı kurtarıp üstüne çıkmıştım,bu seferde saçlarını yolmaya çalışıyordu, diğer elinin üstündeki damarlar çıkmıştı ve saçına doğru gidiyordu,elini tuttum engellemek amacıyla,her ne kadar güçlü olsada... 'şeytanım' dedim bu sefer,bir kere daha ve bir kere daha, en sonunda gözlerini araladı,o kadar koyulaşmıştı ki... ''ada?'' gözlerinde korkuyu ikinci defa görüyordum, ve bu iğrenç hissettiriyordu'buradayım sadece kâbustu' ''ada?'' gerçekten bu kâbusun boyutunu merak ediyorum,bu kadar etkileyen ne olabilirdi acaba?merak ediyorum. 'geçti buradayım' derken ellerim şakaklarını okşuyordu, ''sarılsana bana'' dedi, ''sadece sarıl uyumak istiyorum''.O kadar güçsüz çıkıyordu ki sesi,sadece kafamı sallamakta bulmuştum kendimi,yanına geçtim ve o çoktan kafasını boynuma sokmuştu,elleri belimi sıkı sıkı sarıyordu. ''cennet gibi kokuyorsun'' dedi,ve yarım kalan uykusuna geri döndü.Ben de söylediği cümlenin şokuna uğramış bir biçimde tavana bakıyordum.
Geçmiş ve geleceğim,birisi tabanca diğeri ise mermi olacaktı,şakaktan girecek tek kurşun...Lanet olsun kendine gel ada!kâbusun etkisinden çık!.Ruhsal acıya dayanıklıydım,ama fiziksel acıya bir yere kadar dayanabilirdim.Geleceğim ayaklarımın altından kayacağını hissediyorum,boş boş tavana bakıyorum,boş boş düşünüyorum ve bu çok sık oluyor.Kafamda yeniden o uğultular başlıyor,bakışlarım sertleşiyor,'sus'diyorum.Emrime itaat etmiyorlar,boş boş bakıyorum duvara sanki birisi varmış gibi.Kafam karışıyor,ne dediğimi ne düşündüğümü bile idrak etmem zorlaşıyor,kafamı bir şekilde toplayamıyorum.Avuç içlerim acıyor,öfkeleniyorum,sesler susmuyor,bir yandan kâbuslar,kayboluyorum kendi zihnim içerisinde,labirentleşem zihnim kaybolmamı istermişçesine daha da karmaşıklaştırıyor zihnimin içini,belkide;kalbinizi kanatan birisini affedebilirsiniz hatta ve hatta sevebilirsiniz,ama avuç içlerinizi kanatan birisi için bu pek mümkün olmayan bir şey.
'Kayboluyorum,zihnimin en tenha yerlerinde,kendi zihnimde.Hatırlayamıyorum,çizip,yazdığım yolları.Kendi karanlığımda kayboluyorum'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Haykırış-TAMAMLANDI-
Teen FictionHAYKIRIŞ#2 İTİRAF #10 Müzik#10 RUH #100 Karanlığına sürükleyecek tanıdık dudakları gözlüyorum şimdi. Şarkı mırıldanıyorum,bir sağıra bir umut duyar beni. Karanlığın içine bir kere girdiğinizde asla eskisi gibi olamazsınız. Ruhum karanlığının pranga...