Aloha!'iki kelime altı hece on üç harf.'

30 6 0
                                    

Kuzey üzerine kıvrılmış siyah meleğin yanında uyandı;meleğin yumuşak nefesleri göğsüne değiyordu.Sıkıca göğsüne bastırdıktan sonra gözlerini kapatmıştı;bir kaç dakika önce güneş ışıkları yüzünü vuruncaya dek her şeyi unutmuş,meleğinin saçlarıyla oynuyordu.Yüzünü istemsizce kaldırıp,kafasını daha da boynuna gömdüğü sırada, ''günaydın melek''. gerçekten sabah sabah sesini duymak;ilahi gibi geliyordu.Bir kadın nasıl? hem sükûneti hemde fırtınayı sembolize edebilirdi ki?.Sanırım cevabı oldukça basit olup bir o kadar da karmaşıktı.Ada.'' günaydın, asmodeus'' yüzünden beliren - ne diyorsun sen ya- bakışını anladığımda,'' şeytanın isimlerinden birisi diyelim sonra daha da açarım, ama önce beş dakika daha uyumama izin ver.'' kafasıyla onay verdiğini anladığımda boynuna daha da gömüldüm, vanilya kokusu uyuşturucu gibi bir şeydi benim için. Vampirmişim ve kan'a değilde vanilyaya susamışım misali.Uyuyamadığım fark ettiğimde  yataktan doğrulup kalktım, banyoya sallana sallana gidip,işimi hallettikten sonra. kuzeyin hamakta yattığını gördüm... Güneş ışınları esmer tenini adeta ilahmışçasına gösteriyordu,nefes kesici. 'mayonu giy üstünede bir şeyler geçirmeyi unutma-haylazca bir gülüş attıktan sonra- seni götürmem gereken bir yer var' kafamla onay verdikten sonra, koyu gri bikinimi giymiştim.

Otlar adaya değmesin diye önünden giden kuzey,arkasında sineklerle savaşa girmiş ufak bir silüet. Kuzeyden pek görüldüğü söylenemezdi, yaklaşık bir doksan boyuyla eğilerek bakıyordu,umarım boynu ağrımıyordu. çantasını yere fırlattıktan sonra;' Demir şelalesine hoş geldin bebeğim.' 'siktir, burası harika!' 'ben çadırı kurarken sen yüzmeye başla istersen.' ilk başlarda tereddüte düşmüş olsada öyle yada böyle atlayarak girdi. 'gerçekten mükemmel hızlı olmalısın!.'

'halletmen gereken şeyler en fazla beş dakikalık iş kuzey! sanırım örtüyü dokudun!.' adanın laf sokması üzerine yüzüne kocaman bir sırıtış yerleştirerek, avına yaklaşan aslan gibi üstüne doğru yüzmeye başladı.

bir elmanın yarısı gibiydiler kuzey'in tabiriyle 'yarımsın.' birbirlerinin boşluklarını dolduruyor,ilk defa birbirlerinin bütün hissetmesini sağlıyorlardı. Kuzey ruhunu böyle mükemmel bir şekilde tamamlayacak başka bir kadının olmadığını anlaması pek kısa sürmedi. henüz dile gelmedi.

adanın kayanın üstüne çıkıp,manken gibi durması kuzeyi oldukça ürpertmişti.Onun olana bakanın gözünü çıkartacak derece kıskanıyordu. 'lanet olsun şu şekilde durma.' neden dermişçesine kafasını salladığı sırada, kuzey daha da öfkelendi çenesinde ki damar atmaya başlamış,dişlerini sıkarken çıkarttığı sesi dünyanın öbür ucundaki bir insan bile duyabilirdi.'hey,hey sakin ol' adanın korku dolu yüzü kuzeyi tatmin etmiş yüzünde şeytani bir gülümseme oluşmuştu. boşuna şeytan demiyordu ona, şeytan.Adanın bacaklarından çektiği anda bir kaç çığlık sesinin duyulması haricinde her şey yolundaydı.Tam önünde durup kollarını göğsünde buluşturan ve hafif burnunu kaldıran siyah meleğe,' gerçekten harikasın, süt beyazı teninde yıldırım gibi,parlıyorsun.Ve dürüst olmak gerekirse kendimi tutmakta zorluk çekiyorum.'  idrak etmesi biraz zor olmuştu,anladığında bütün vücudu ilk başta kızardı sonrasında alev aldığını hissetti. 'ne duruyorsun o zaman.' aralarından hava sızması bile imkansız hale gelmiş,'istediğin zaman?' alaycı bir gülümsemeyle cevap verdiği sırada, belinden kaldırıp şelalenin diğer ucuna fırlatırken, nefesini biraz daha tutarak oradan uzaklaşmaya çalıştı,ama kuzey dev gibi olduğu için pekte uzaklaşmış sayılmazdı.'işte şimdi kaçman gerekiyor' ufak bir çığlık atıp kaçmaya yeltendiği sırada yeniden belinde tutup attı,yeniden ve yeniden. En sonunda,yüzündeki saçları çekip,'lanet olsun kuzey beni kıçımın üstüne atmaktan vazgeç.'. işte yine o şeytani gülümseme,'az önce bana yaşattığın acıyı tatmanı istemiştim bebeğim.' yeniden ellerini göğüsünde birleştirmiş dik dik kuzeye bakmaya çalışıyordu,'hıı-hıı'. kuzey yeniden adanın dibine girmiş, 'mm,biraz düşünmem lazım' ellerini beline kavradığı zaman,sanki kafasında bir ampül belirirmişçesine yukarı baktı. Adanın öpücüğüne hava kadar ihtiyaç duyuyordu,eğilip dudaklarına sahip çıktı. Nefes nefese,'kendimi kaybetmem hoşuna gidiyor değil mi?'.Gözleri meleği andıran adanın yerini sanki şeytana bırakmışçasına haylazlıkla güldü.Cehennemine yeniden kapattı,ve yeniden.Kızarmış dudakları,hafif sırıtışın izlerini taşıyordu.Başına büyük bela almıştı.Uzun,kestane rengi kirpikleri kırpışarak açılınca,elektrik mavisi rengi gözleri,şehvetle buğulanmış gözleri açığa çıkardı.Ada çok güzeldi, tarif edilemez...

'Sen benimsin bunu bütün hücrelerine yaz.Sadece benim.'

'Sadece seninim.'

İki kelime. Altı hece. On üç harf.

böylesine minik bir şeyin,midesinde alışılmadık kelebeklerin uçuşmasına sebep olmuştu.Bu cümlenin bu denli gücü olmamalıydı,dizlerinin üstüne çöküp ona o anda evlenme teklifi edebilirdi,zamanı değil.Böyle hissetmesi doğru geliyordu.

Haykırış-TAMAMLANDI-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin