Çok kırgınım. Herkese karşı ve hayatıma karşı. Yalanlardan hoşlanmıyorum ve insanların laubali haraketlerinden nefret ediyorum. Sinirleniyorum ve sinirleniyorum ama artık kırgınım. "Özür dilerim" bekliyorum. Ciddi bir özür ve affedilecek bir özür. Babam bunu yapmıyor, ah lanet olsun neden?.
'Siyahların içinde mükemmel görünüyorsun'
'İlk defa siyah giymediğimi biliyorsun' göz kırpmış yanındaki bavulu almıştım.
'Şirkete gitmemiz gerek, oradanda katılmamız gereken bir yemek var' gözlerimi kocaman açıp yüzüne baktım, ' şimdi mi söylüyorsun bunu?'
'Bir kaç saatimiz var, elbiselerin dolapta' gözleriyle gösterdiği tarafın kapısını açmıştım, iyi de bunların hiçbiri vücudumu kapatmaz ki!. Tam tamına altı elbise vardı, üç tanesi siyah geri kalanları kırmızı ve beyazdı. 'Bir gün beyaz giyeceksin biliyorsun dimi' 'yanii öldüğüm zaman kefenim olabilir diğer şekilde kolay olmaz' 'ha soyadımı taşımayacaksın yani?' Tek kaşını dikmiş bana bakıyordu, ben de güzel pot kırmıştım. Beyaz gömleğini alıp odadan çıktı. Yaklaşık bir saat süren hazırlanmanın sonucunda, vücudumu saran derin sırt dekolteli siyah elbiseyi seçmiştim. Saçlarımı olduğu gibi bırakmıştım, dudaklarımı koyu kırmızı rujla boyamıştım. Sevmiyorum makyajı yapmak zorunda olmasam onu bile yapmazdım ama işte... kapıya yaslanmış beni izliyordu 'dana dokunma arzum gün geçtikçe güçleniyor'
Dikkatlice birbirimizi süzdüğümüzde 'siyah giymişsin' boynunu sıvazlarken serseri bir tipe bürünmüştü, 'siyah giyeceğini biliyordum,sevgilim zor değil' tam arkasını dönüp gidecekken, 'beyaz giymemekte hala ısrarcı mısın?' '-çık-' 'aşağıdayım' bir kaç dakika sonra ben de aşağıya inmiştim siyah canavara yaslanmış beni bekliyordu, kapımı açıp koltuğa oturduğum sırada alnımdan öpüp yerine geçmişti. Gaza basmış gidiyorduk yüzümüzde amaçsız gülümseme vardı. 'Şirketimi batırmamaya çalış bu durumda batsa bir şey değişmez ama çalışan insanları düşün' bizden iki yaş büyük olduğu için ailesinin şirketinin başına geçmişti büyük ihtimalle. Kafamı sallayıp onay verdikten sonra 'kimseyle tokalaşma' 'neden?' 'İstemiyorum kimsenin dokunmasını' 'abartıyorsun kuzey' 'benimsin ada, sadece benim anladım mı?' Homurdanarak dışarı izliyordum bir kaç dakika sonra şirketin otoparkına girmiştik. ' gerçekten güzel görünüyorsun bir kaç dakika sürer inme' 'hava almak istiyorum' 'cam aç?' 'Kuzey!' Arabadan inip bir kaç esneme hareketi yaptım, kaportasına oturup tavana yerlere bakmaya başladım. Bir kaç dakika sonra Emir yanıma gelmişti o sırada açılan kapıyla kuzey yanıma koşar adımlarla geldi.
Kuzeyle tokalaştıktan sonra, 'harbiden güzel olduğunu biliyordum, ama bu derece seksi olduğunu bilmiyordum yargılarımı kırdın ada' emirin cümlesinden bütün vücudum kırmızı kesilmişti, kuzeyin tehditkâr bakışlarını umursamayan Emir beni süzmeye devam ediyordu. Homurdandığı sırada 'bir şey mi ekleyeceksin kardeşim?' İntihara bu kadar meyilli olduğunu bilmiyordum. 'Hadi gidelim geç kalıcaz, sen istersen emirle git' emire göz kırptıktan sonra, 'hadi sevgilim' kuzeyin tatmin olmuş gülüşü, kalbimin hızlı Atmasına sebep oluyordu, yemeğe gelmemiz sadece iki dakika sürmüştü. Lüks restoranda daire bir masa vardı oraya doğru geçtiğimizde herkese başımla selam vermiştim. Sıkıcı geçen kırk dakikanın ardından olduğum yerde tırnaklarımla oynamaya başladım, ne konuştuklarını anlıyordum ama pekte umrumda değildi. Kuzeyin yan profilini süzerken, hayal kuruyordum. Uzun zaman olmuştu hayal kurmayalı, ağzımdan hafif bi' ses çıktıktan sonra kuzey, 'Ada hanım benimle bi gelir misiniz' 'izninizle beyler' yan tarafa geçtiğimizde kimse bizi görmüyordu, 'Yanımda olunca zaten odaklanmam uzun sürüyor birde ses çıkartıyorsun, seni istiyorum siktir' dudağımı büzüp ona bakıyordum, 'şunu seni öpemeyeceğim durumlar haricinde yapma' 'ama dur kimse yok ee görmüyorda' 'evet haklıyım, doğruyum' cehennemine kapatan kuzey, kendini zor çekmişti. 'Eve geçtiğimizde konuşuruz' rujumu silip yanına geçtikten kırk dakika sonra, kucağına alıp koşar adımlarla arabaya geçmiştik. 'Rahat bir şeyler giy, yıldızları bitirmeye gidiyoruz' 'sen?' 'Ben rahatım' ' ben de' 'iyi gece için zaman kalıyor desene' bir saat süren yolculuğun ardından uçuruma gelmiştik, bir ay önce oturduğum yere yeniden oturdum, yeniden Yanımda kuzey vardı.
Kuzey, ' bana verdiğin sekiz sene için sana teşekkür ederim. Benim kurallarım vardı eskiden. Sen, o kuralları yıkıp geçtin.'
'Aşıksın bana yani?' Ay'a gülümsediğimde ayda bana gülümsüyordu. Kuzey kolunu omzuma attıktan sonra, 'hiç birisini öptün mü?' Kuzeyin bacağına geçirdiğim yumruktan sonra, 'hem teşekkür edip, sonra bu soruyu soruyor musun cidden?, peki o zaman hayır kimseyi öpmedimde kimseyle çıkmadımda' tatmin olmuş gülümsemesini saklamak için elinden geleni yapsana başaramıyordu, 'aldatmadın mı sekiz yıldır' sesim titriyordu. 'Sen benim yarımsın ada, ilk öpücüğün ve son öpücüğün Benim olacak. Sen benimsin, benim adamsın, benim siyah meleğimsin' yanağına kondurduğum buse bir nebze onu sakinleştirmişti. 'Sende benim kuzeyimsin'
İlk defa sahiplik eki bu kadar hoşuna gitmişti kuzeyin, ilk'i.
Cehenneminin kapılarını aralayan kuzey, kendini oraya kapatmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Haykırış-TAMAMLANDI-
Teen FictionHAYKIRIŞ#2 İTİRAF #10 Müzik#10 RUH #100 Karanlığına sürükleyecek tanıdık dudakları gözlüyorum şimdi. Şarkı mırıldanıyorum,bir sağıra bir umut duyar beni. Karanlığın içine bir kere girdiğinizde asla eskisi gibi olamazsınız. Ruhum karanlığının pranga...