BÖLÜM 8

73K 2.8K 1.2K
                                    

Emir AKÇA

Kollarımı önümde bağlayıp, spor salonunun camından dışarıyı izlerken gözümün önüne gelen görüntüyle gülümsedim. Sırma aklımdan bir türlü çıkmıyordu. Açıkçası çıkmasını da çok istemiyorum.

Onunla ilk karşılaştığımız an sızmıştı aklıma ama o zamanlar görüntüsünü istediğim an kovalayabiliyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Onunla ilk karşılaştığımız an sızmıştı aklıma ama o zamanlar görüntüsünü istediğim an kovalayabiliyordum. Şimdi ise olur olmadık yerde gözlerimin önüne bir sis iniyor ve içinde sadece Sırma'yı görebiliyorum.

İlk başlarda kendime konduramasam da 30 yaşında bir adam olarak bana ne olduğunu anlayabiliyorum. O küçük kadın rengine hala karar veremediğim güzel gözleriyle ben anlamadan kalbime sızmıştı.

Bunu ise Sırma'yı evinde ziyaret ettiğimde anladım. Oraya gittiğimizde gördüğüm kadın normalden daha da minik gelmişti gözüme. O an onu alıp kollarımla sarmayı, saklamayı, her şeyden uzak tutmayı istedim.

Sırma hasta olmasına rağmen çok güzeldi. Üzerine giyindiği günlük ev kıyafetleri ve hastalıktan soluklaşmış teniyle bile nefes kesici gözüküyordu.

Hele Demir ile aralarında oluşan bağı gördükçe daha çok etkilendim. Ama ne yazık ki bu anın çok fazla tadını çıkaramadım, çünkü Sırma'nın babası bana emekli asker olduğunu söyleyip alttan alttan uyarı vermişti.

Elbette ki korkmamıştım ama saygımdan dolayı ne kadar zor olsa da gözlerimi kızından uzak tutmuştum.

O akşam eve geldiğim andan itibaren Sırma bir saniye aklımdan çıkmamıştı. Rüyalarımda yanımdaydı, hatta uyanıkken rüya görmeme sebep oluyordu. O küçük kadın bir an bile aklımdan çıkmıyordu.

Bu yüzden ilk birkaç gün kum torbalarıyla haşır neşir olamama sebep oldu. Hatta salonda iki kum torbasını patlatmama sebep oldu. Aslında öfkem ona değildi, kendimeydi.

O kadından ayrıldıktan sonra bir kere bile bir kadına ihtiyacım olmamıştı. 5 yıldır tek derdim oğlumdu. Oğlumu iyi yetiştirmek, eksiklik hissetmemesini sağlamaktı. Ama Sırma'yı gördüğüm an her şey tepetaklak oldu.

O küçük kadında ne vardı bilmiyorum ama beni kendine çekiyor. Ömrüm boyunca hissetmediğim bir çekim hissediyorum ona karşı. Ona yakından burnuma dolan vanilya kokusu, hele o bembeyaz incecik boynu beni benden alıyor.

Yanındayken istediğim tek şey burnumu boynuna gömüp derince kokusunu solumak. İçimden bir ses kokusunun orada daha yoğun olacağını söylüyor.

Bu çekimi anladığım andan beri uzak durmaya çalışıyorum. Kendimden önce oğlumu düşünmek zorundayım. Demir'i kabul edip etmeyeceği bile belli olmayan birine kapılamazdım.

O tabumu da onlara gittiğimiz akşam yıktı. Demir ile o kadar güzel bir iletişimi vardı ki, oğluma baktığında gözleri parlıyordu.

Her şey daha çok karışırken dün olanlar üstüne tuz biber ekti. Demir'in Sırma'yı kendine anne seçmesi bence bize kaderin bir oyunuydu. Benim ilk kez bu tarz duygular hissettiğim kadının benimle birlikte oğlumun da kalbine girmesi bir işaret bence.

SırmaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin