BÖLÜM 30

48.1K 1.9K 538
                                    

Emir AKÇA

Bu hayatta her türlü zorluğu yaşadım. Parasız kaldım, ailemle sıkıntılarım oldu, karım tarafından aldatıldım. Birçok sınava tabi tutuldum. Hepsi kendi zamanlarında çok ağır yüklerdi.

Daha doğrusu ben öyle sanmışım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Daha doğrusu ben öyle sanmışım. En büyük sınavın evlat olduğunu ise şimdi daha iyi anlıyorum. Allah hiç kimseyi evladı ile sınamasın.

Demir'e olanları anlattığımız gece hayatımın en kötü gecesiydi. Hep beraber oturmuş, bize biçilen kader için gözyaşı dökerken, Demir ve Sırma uyuya kaldı.

Tüm gece onları izledim. Masumlukları karşısında sabaha kadar ağladım. Onları tüm bu olanlardan koruyamadığım için kendimden nefret ettim.

Oğlumun gözünden akan her damla yaş için, gece uykusundaki iç çekmeleri için kahroldum. Yüreğimin her yanışında o kadına tüm bedduaları ettim.

Ama ne yazık ki bunların hiçbir bir halta yaramadı. Lanet olasıca kanunlar elimi kolumu bağladığından, o kadın bugün benden oğlumu alacaktı.

Baran'ı arayıp göndermemenin bir yolunu sordum ama cevap aynı idi. Gitmek zorunda! Neden? Onu bir kere bile kucağına almayan, 5 senedir bir kere bile merak etmeyen bir kadına neden gitmek zorunda?

Sırf birkaç damla sahte gözyaşı akıttı diye mi! Ne saçmalık ama.

Ben evladımın iyiliği için ömrümü vermeye razı iken, o kadın onu umursamadı bile. Şimdi ise onu benden alma ihtimalleri var!

Kocaman bir adamı, Sırma'nın değimi ile hulk gibi bir adamı yıkabilecek tek şey var ise bu da evladıymış. Bunu bu kadar acı bir şekilde öğrenmeseydim keşke.

Kendimi bir enkaz gibi hissederken dimdik durmaya çalışmak, Sırma ve Demir için iyimiş gibi yapmak çok zor. Günlerdir doğru dürüst uyuyamama rağmen her şey yolundaymış gibi yapmak zor.

Yine de ailem üzülmesin diye elimden geleni yapıyorum. Onların iyi olması için, iyi olmaya çalışıyorum.

Ama deli gibi korkuyorum. Çıkacak olan sonuçtan, Demir'in benden alınma ihtimalinden deli gibi korkuyorum.

Hayatımda ilk kez güneşin doğmasını, sabah olmasını istemiyorum.

Tüm gece gözüme gram uyku girmedi. Saatlerce birbirine sarılmış uyuyan oğlumu ve karımı izledim. Sabah saati yaklaştıkça ruhum daralmaya başladı. Bende sessizce kendimi bahçeye attım.

Yavaş yavaş güneşin kara geceyi aydınlatmasını izlemeye başladım. Ne garip değil mi?

Güneş koskoca evreni aydınlatıyor ama bizim içimizdeki zifiri karanlığa hiçbir şey yapamıyor. Oysaki en çok karanlık kalplerin aydınlatılmaya ihtiyacı var. Belki bir parça umuda.

SırmaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin