Melisa USTA
Odada yalnız kaldığımda aynanın önüne geçtim. Tüm hazırlığım bitmişti ve beni yalnız bırakmıştılar.
Üzerimde bayılarak seçtiğim gelinliğim ile kendimi izledim. Bundan üç sene önce bana bunların olacağını söyleseydiler inanmazdım.
Zamanında kalbimi kıran o adı lazım değil yüzünden bir daha hiç mutlu olamayacağımı, aşık olamayacağımı düşünürdüm.
Sonra bir anda o geldi. Nişanlım, müstakbel kocam.
Serkan ile ilk karşılaştığım an bir şeyler hissetmiştim. Daha o an benim hayatımı baştan sona değiştireceğini hissetmiştim.
Bu yüzden olsa gerek deli gibi ödüm kopmuş ve ondan kaçmıştım. Ne var ki Serkan bunu hiç umursamadı.
Bulduğu her bahanede yanıma gelmekten, gözleriyle bana hissettiklerini anlatmaktan çekinmemişti.
Bana sözlü olarak açıldığında ise ne yapacağımı bilememiştim. Onun dediği her kelimede kalbim deli gibi çarpmaya başlamıştı. İşte beni ona iten bu oldu.
Yüreğimin umutsuz kanat çırpınışları o adamda olmamıştı. Engin'e hiç böyle hissetmemiştim. Şimdi düşünüyorum da o kadar salakmışım ki. Aslında ben ona aşık değilmişim. Benimki sadece bir hayranlıkmış.
Onun yakışıklılığına, etrafa yaydığı öz güvenine hayran olmuşum ben. Şimdi diyeceksiniz ki bu yüzden mi o kadar acı çektin?
Aslında acıda çekmemişim ki ben. Bunların hepsini Serkan hayatıma girince anladım.
Benim gibi toy olan birçok genç kız, ger çek aşkı buluncaya dek aşık olduğunu sanıyor. Hissettiği hayranlığı, heyecanı aşk sanıyor.
Oysaki aşk o kadar da basit bir şey değil. Aşk fedakarlık demek, aşk onun için sabretmek ve beklemek demek, aşk taviz vermek demek.
İnsan aşık olmadan bunları pek anlayamıyor. Ben aşkı sevdiğim adamın sabrından, gözlerinden, yüreğinden öğrendim.
Benim peşimde koşarken bile nasıl ince ruhlu olduğunu, hiçbir ümit vermezken benim için nasıl savaştığını gördüm.
İşte o an dedim ki aşk bu. Aşk ne olursa olsun yine de vazgeçmemek.
Bu hayatımda yaptığım en doğru şey Serkan'ı sevmekti. Onu kabul ettikten sonraki birkaç ay biraz farklı geçti.
O yaşının da vermiş olduğu rahatlıkla duygularını dolu dizgin yaşarken, ben daha çok çekiniyordum.
Neyse ki Serkan çok anlayışlı bir adam. Bıkmadan, usanmadan, bir kere bile öf demeden beni bekledi. Duygularımı anlamamı ve ona gitmemi bekledi.
Nitekim de öyle oldu. İçinde boğuldum hisleri anlamaya başladığım an kendimi sevdiğim adamın yanında buldum.
İşte o an gerçek ilişkimiz başlamış oldu. Serkan'ın romantik halleri, devamlı düşünceli davranması beni ona daha çok bağladı.
Tek sorunumuz evlilikti. Serkan hemen evlenmek isterken, ben okulumu bitirdikten sonra istedim. Evet belki evliyken de okuyabilirdim ama istemedim.
Çünkü evlendikten sonra okulumu aksatmaktan korktum. Ailem bana güvenip beni buraya yollamışken, bu okulu kazanmak için gece gündüz çalışmışken tüm bunları riske atamazdım.
Bunları anlattığımda Serkan bana hak vermiş ve sabırla beklemeye başlamıştı.
İlişkimizin birinci yılında bana yaptığı romantik evlilik teklifi ile dünyalar benim oldu. Ona o akşam evet derken yüreğim havalanmak ister gibiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sırma
RomanceTüm hayatı işi olan bir kadın... Hayatını oğluna adamış bir adam... Kaderin tüm kötülüklerinden habersiz küçük bir çocuk... Bu üç kişiyi bir araya getirecek tek şey ise; Sevgi. ...