BÖLÜM 27

48.7K 1.9K 459
                                    

Sırma AKÇA

Haftanın ortasına kadar geçirdiğimiz günler güzeldi. Her şeyi bir kenara bırakıp aile olmanın keyfini çıkarmıştık. Ta ki Baran'dan gelen telefona kadar.

Begüm denen kadın ciddiydi ve velayet davasını çoktan açmıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Begüm denen kadın ciddiydi ve velayet davasını çoktan açmıştı. Yetmiyormuş gibi araya soktuğu tanıdıkları ile mahkeme gününü de erken bir zamana aldırmıştı.

İlk duyduğumda bedenimi kaplayan korkuyu hala atlatamamış olsam da, görmezden gelebiliyorum.

Demir'den ayrılabilme ihtimalimiz beni gün gün çıldırtsa da sakinliğimi korumaya çalışıyorum. Emir deseniz başka bir alemde. Hiçbir şey yokmuş gibi davransa da içinde kopan fırtınaların farkındayım.

Her dakika düşünüyor, devamlı dalıp gidiyor. İşe bile doğru dürüst gittiğini söyleyemem. Tüm yükünü Serkan'ın üzerine bırakmıştı. Hoş benimde pek bir farkın yok.

Bende olabildiğince görüşmelerimi aza indirdim. Evde, Demir ile daha çok vakit geçirmek istiyorum. Her ne kadar kötü ihtimali düşünmesem de, bu olmadığı anlamına gelmiyor. bu yüzden de her an onunla olmak istiyorum.

Demir'im ise her şeyden habersiz bizi yanında gördüğü için mutlu. Bir de üstüne okuldan alınca daha da keyiflendi. Zaten tatile az kaldığı için, aynı zamanda Demir mutsuz olduğu için, Emir ile konuşup karar verdik.

İnşallah bir daha ki okul dönemine başka bir yerde başlayacak.

Birazdan Baran ve Emir gelecek. Birlikte mahkeme ile ilgili konuşacağız.

"Anne." Oğlumun seslenmesi ile girdiğim transtan çıktım.

"Efendim bebeğim." Derken gülümseyerek ona döndüm.

Bu olaylardan Demir'i ne kadar uzak tutarsak o kadar iyi. Demir'in en az hasarla kurtulmasını istiyorum.

"Canım sıkıldı." Dediğinde gülümsedim.

"Kıyamam sana benim yakışıklı oğlum. Hadi beraber oyun oynayalım." Anında zıplamaya başladı.

"Yaşasın. Ne oynayacağız?" Dediğinde düşündüm.

Aklıma gelen fikirle gülerek;

"Kukla yapalım mı?" Diye sordum.

Hevesle başını sallayarak;

"Yapalım." Dediğinde yerimden kalktım.

"Önce malzemelerimizi hazırlayalım." Dediğimde Demir yanıma geldi.

Elini tuttuğumda birlikte bizim odaya geçtik. Gerekli birkaç malzemeye aldıktan sonra Demir'in odasına geçtik. Oradan da düz mavi ve beyaz çorapları aldık.

"Her şey tamam. Hadi masaya gidelim." Dediğimde salona döndük.

Yemek masasına yerleştiğimizde silikon tabancasını prize taktım ve ısınması için bıraktım.

SırmaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin