ups... kazaydı

138 13 0
                                    


Emma'dan:

Karşımdaki görüntüye affallayarak baktım. Tracy savunmasız gibi gözükse de her kurt gibi çok tehlikeliydi ve şuan bu düşüncemi karşımda gördüklerim doğruluyordu. Ne mi görüyordum?

Tracy duvara yaslanmıştı ve karşısındaki bir liseliye göre oldukça iri hatta yakışıklı diyebileceğim kendisinin iki katı çocuğa öldürmek ister gibi bakıyordu. Aslında çocuğun da ondan pek bir farkı yok gibiydi. Hatta aralarındaki ilişki bana birilerini hatırlatıyordu.

Evet! Edward ve White'ı...

Onların, Aiden ve benim aksime oldukça inişli çıkışlı bir ilişkileri vardı. Ben ikisine de hak veriyordum çünkü ikisinide düşündüklerinden daha iyi tanıyordum. White çocukluğundan beri hep kendini suçlar eğer dünyaya gelmeseydi herkesin mutlu yaşayacağını düşünürdü. Bu konuda en çok kendini bana mahçup görürdü. Annem ve babamın ölümünü kendine bağlardı.

Ben asla böyle düşünmedim. O benim kardeşimdi. Sürekli kendinin karanlık olduğunu ve bir kabustan farksız olduğunu düşünürdü fakat gerçek çok farklıydı. Bunu sadece ben değil herkes görüyordu. Yaptıkları, cesareti ve masumiyeti en büyük kanıtıydı. O çok aydınlıktı. Bir rüya olduğunun farkında bile değildi.

Edward ise... çözülmesi çok zor bir bulmaca gibiydi. Gözlem yeteneğim her zaman iyi olmuştur. Onu gözlemlediğim kadarıyla şunu söyleyebilirim ki böyle yetiştirilmişti. Aiden ile ailesi hakkında çok konuşmuştuk ve Christopher, Edward gibiydi. Soğuk, ciddi, otoriter, kesin kararlarıyla kimsenin karşı çıkamayacağı korkusuz bir lider.

Bir çocuğu en iyi annesi tanırdı ve ben Edward'ı, Angelina'nın ağzından defalarca okumuştum. Bildiğim çok şey vardı, en az onların bilmedikleri kadar. Buna mecburdum. Böyle olması gerekiyordu. Eğik ve güzel el yazısı her sayfadaydı. Bana önceden her şeyi yazmıştı. Christopher ile yirmi yaşında evlenmiş ve aylar sonra bir bebekleri olmuştu. Şimdi yanımızda olsaydı kırk iki yaşında olacaktı. Christopher ise kırk beş yaşındaydı ve hala çok yakışıklı ve yapılıydı. Gerçi kırklı yaşlar çok yaşlı sayılmazdı özellikle sihirli varlıklar iseniz. Her neyse...

Angelina, Edward'ın en iyi şekilde büyümesi sağlamıştı. Hatta Christopher'ı bile değiştirmişti. Hiç gülmeyen adam Angelina ile kahkahalar atmıştı birbirlerini çok sevmişlerdi. Angelina her şeyi önceden biliyordu. Yazmıştı geceler boyu gördükleri yüzünden uykusuz kalıp en ıssız köşelerde geceler boyu ağlamıştı.

Christopher'ın, kendi gidişiyle yıkılacağını eskisinden daha da despot, acımasız ve korkusuz olacağını da biliyordu. Edward Angelina'nın yanında çok mutluydu. Angelina yine yazmıştı. Okurken kendimi ağlamamak için çok zorluyordum. Çok zor zamanlar geçirmişti. Her gününü okumak duygularını hissettiklerini okumak bile zorken yaşamak... Ah! Düşünemiyorum bile. Bu yüzden kitaba ufak bir göz atıp gerisi büyüler diyip konuyu geçiştirmiştim. Bunu Angelina istemişti. Günlüğünü sadece benim okumamı istemişti. Özel hayata saygısızlık asla etmezdim.

Edward'la anılarını yazmıştı. Burnunu burnuna sürttüğünde oğlunun attığı kahkahaları yazmıştı. Yatağının üzerinde onunla kahkalarla gülüp oynarken kocasının kapının pervazına yaslanmış onları gülümseyerek izlediğini yazmıştı. Christopher her zaman oğlunu çok sevecekti. Karısıyla yada onsuz. Sonuçta onun oğluydu. Karısıyla kendi mutluluğunu sırf onun minik yaşamı için karanlığa hapsetmişti.

Ama... gidişiyle derin bir sessizliğe hapsolmuştu. Angelina yine biliyordu. Gidişiyle kocasının yarım kalacağını o çok sevdiği gamzelerini sergileyen dudakların alaycı gülümsemelerle kıvrılacağını biliyordu. Oğlunun, gidişiyle babası gibi olacağını biliyordu. Edward alaycı, herkesi ürperten gülümsemesini ve daha bir çok şeyi babasından öğrenmişti. Bunu Christopher istememişti. Çocuk kendine tek sevgi gösteren kişiyi idol görürdü.

Beyaz Güç Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin