anılar

148 11 1
                                    


Suratındaki gülümseme daha geniş bir hâl aldığında beyaz rengini almış gözlerimle loş ortamda daha karanlık görünen gözlerine baktım. "Fikrini değiştiren ne oldu?" Barın önündeki yüksek bar sandalyelerine oturduğumuzda gözlerime baktı. "Ve gözlerinin mavisi nerede?"

Barmenin önümüze koyduğu içkilere kısa bir bakış atıp tekrar ona döndüm ve konuya direk giriş yaptım. "Edward'ı biraz tanıdıysan senden uzak durmam gerektiğini bana söylemiş olduğunu anlaman gerekir" Kafasını gülümseyerek salladığında samimi gülüşü benim de gülümsememe neden olmuştu. "Bana ne yapıp ne yapmamamı söylemesine katlanamıyorum" tek kaşı havalandığında "yani benimle, ona karşı çıkmak için birliktesin" dedi.

Bitirdiğim bardağı tok bir ses çıkaracak şekilde zemine bıraktıktan sonra kafamı iki yana salladım. "Kısmen sayılabilir ama tüm neden bu değil, bana samimi geliyorsun seninle iyi anlaşabiliriz" suratında çapkın bir gülümseme oluştuğunda sorduğu diğer soru aklıma gelmişti. "Galiba sinirli olduğum için gözlerim beyaz oldu" Söylediğim bunca şeyden sonra bunu söylemek gülmeme neden olmuştu.

Dudaklarımı ısırarak toparlanıp bal rengi gözlerine baktım. Vereceği cevabı bekliyordum. "Bende seninle iyi anlaşabileceğime inanıyorum" en azından Dolunay'a boşu boşuna gelmeyip James ile konuşabilmiştim. Buraya gelirken onu burada bulacağıma neredeyse emindim. "Bir bardak daha ister misin?"

Kafamı iki yana sallayıp nazikçe teşekkür ederek "seni tanımak istiyorum sarhoş olmak istemem" dedim. Sarhoş olsam bile ışığım beni kendime getirirdi fakat bunu onun bilmesine gerek yoktu değil mi? "Benimle gel" Ayağa kalkıp elini kibar bir hareketle bana uzattığında gülümsedim. Edward'ın aksine bileğimden tutup beni sürüklemiyordu.

Elimi avucunun içine bıraktığımda gözümde canlanan anıyla neredeyse irkilip elimi hızla çekiyordum. Edward bana araba kullanmayı öğretirken sıcacık elleri ellerimin arkasını kavramıştı. Derin bir nefes alıp gözlerimi sıkıca kapatarak kendime gelmeye çalıştığımda "iyi misin?" dedi. Gözlerimi açıp ayağa kalkarken kafamı salladım. "Sanırım içki başımı dolandırdı"

Bir şey demeden beni kalabalık ve yüksek müzikten uzaklaştırıp merdivenlere getirdi. Merdivenlerin herbir basamağını çıktığımda müzik sesi daha da azalıyordu. Merdivenlerin sonu tavanda bitiyordu ve tavanda geniş bir kapı vardı. Tek eli ile ittiği kapıyla Aralık ayının soğuk rüzgarı suratımı yalayıp geçmişti. Yukarı çıkıp bana döndüğünde "başın hala dolanıyorsa yardım edebilirim" dedi.

Birkaç merdiven basamağını daha çıkıp ellerimi iki yana koyarak kendimi yukarı ittiğimde gördüğüm manzara ile dudaklarım aralandı. "Vay canına" fısıltı şeklinde söylediklerimle yanıma gelip gülümsedi. "Çok güzel" çıktığımız yer barın çatısıydı ve buradan tüm kasaba görünüyordu. Işıklar öyle bir ahenkle etrafta yanıyor, ay öyle güzel gözüküyordu ki kendimi bir iki dakika da ancak toplayabilmiştim.

Karşımda kısmen dolunay şeklini almış aya baktım.  Sanki burnumun dibindeydi öyle büyük gözüküyordu ki... James yanımda yere oturup gülümseyerek bana baktığında küçük bir gülümseme ile karşılık verip yanına oturdum. "Bar sana mı ait? Buraya sık geliyor gibisin"

Ay suratını aydınlatırken gözleri Crystal ve Edward'ın dönüşümünde gördüğüm gibiydi. Parlaktı, hemde parlak bir sarıydı. "Hayır, bir arkadaşıma ait kasaba dışında olduğu için bu aralar ben idare ediyorum" içimden bir kez daha montumu almadığım için kendime lanet ettiğimde ısınabilmek adına kollarımı bedenime çapraz olarak bağladım. "Gözlerin neden kırmızı değil tanıdığım bir başka kurdun da sarıydı" o bir başka kurt tabi ki de Jackson'dı.

"Sadece bir Edwinson'ın gözleri kırmızı olabilir"

Dudaklarımı yalayarak "neden?" Dediğimde gülümser gibi oldu. "Çünkü büyük patronlar onlar" işte bu dediğini sorgulamadan kabul ederdim çünkü anladığım kadarıyla Christopher da Edward gibi duygusuz ve otoriterdi. Gerçek bir lider de kararlarında duygusuz olmalıydı. Sözü her yerde geçmeli ve sorgulanmamalıydı. Edwinson malikânesine ilk gittiğim zaman kütüphane de okuduğum müttefik meselesi aklıma gelince "bir kitaptan kurtların müttefik yaptığını okumuştum Edwinson'ların müttefikleri kim?" dedim.

Beyaz Güç Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin