En uzun gece

110 11 1
                                    

Multimedia; Nathaniel Edwinson

Şarkıyı bitirdikten sonra gözlerimi yeşillerden çektim ve insanların alkış sesleri arasında Tracy'e döndüm. Kıvırcık yaptırdığı saçlarının arasından parlayan gözleriyle bana bakıyordu. Siyah tulumu ona çok yakışmış her zaman ki sevimli tarzının aksine seksi görünmüştü. "Vay canına, sesin büyüleyici... bir an gitar çalmayı unutuyordum."

Gülümsedim. "Sen de güzel çalıyorsun." Yanıma geldiğinde iç çekti. "Ablam için gitarımı o serseriye verdiğime inanamıyorum." Dudaklarımı birbirine bastırıp onunla birlikte sahneden inmeye başladım. "Nath geldi mi?" Yüzü düştüğünde gelmediğini anladım. Kaşlarım derince çatıldığında sinirli çıkmasına engel olamadığım sesimle "o seni boşluyor mu?" dedim. Gözlerini irileştirip bana baktığında ona zarar vermemden korkar gibiydi. "Ah, hayır. Sadece bu gün onu hiç görmedim, aramadı da... endişelenmeye başladım, korkuyorum White."

Kaşlarım eski haline geldiğinde alt dudağımı dişlerimin arasına aldım. "Tracy, benimle gel." Şaşkınca bana baktığında koluna elimi dolayıp peşimden sürüklemeye başladım. Saniyeler içinde onu Edward'la, Aiden'in kavga ettiği odaya sokmuştum. "White ne yapıyorsun?"

Derin bir nefes aldım. "Sakin ol. Nath'i bulmana yardım edeceğim. Ben de endişelenmeye başladım." Rahatlamış bir şekilde nefes verdiğinde "nasıl yapacaksın?" diye sordu. Bir iki adım yaklaşıp karşısında durduğumda elimi kalbinin üstüne yerleştirdim. "Şimdi onu düşün," dediğimde "sabahtan beri onu düşünüyorum," diyerek karşılık vermişti.

Tıpkı Angelina'yı bulmak için Edward'a yaptığım gibi gözlerimi kapatıp Nath'i hissetmeye çalıştım. Onu görmeyi başardığımda boğazımı temizledim. Ormandaydı. Biriyle konuşuyordu. "Sabahtan beri Casandra'yı arıyoruz. Hiç iz yok." Sesi beynimde yankılandığında diğer genç cevap verdi. "Lanet kız, beni çağırıp ortadan kayboluyor. Cadıların ona bir şey yapmasından endişleniyorum." Nath dişlerinin arasından "o yüzden buradayım ya, gece yarısı olmadan Tracy'i görmem gerek, bulalım şu salak kızı."

Elimi Tracy'nin kalbinden çekip "Casandra kim?" dediğimde kıvırcık saçlarını önünden çekip "Tim'in sevgilisi," dediğinde derin bir nefes aldım. "Arkadaşlarının yanına dön bebeğim, Nath gayet iyi. Onu yanına getireceğim." Kafasını iki yana sallayıp "bende geleceğim," diye itiraz ettiğinde elimi omzuna koydum. Konuşmama izin vermeden "Casandra ne alaka? Nath sabahtan beri onun yanında mı? Doğruyu söyle White beni aldatıyor mu?"

Kafamı hızla iki yana salladım. "Hayır, hayır... O sadece Tim'le birlikte Casandra'yı arıyor. Sanırım ormanda kaybolmuş." Gözlerini irice açtığında "cadılar ona bir şey yapmış olmalı," dedi korkuyla. Derin bir nefes aldığımda bu sefer konuşmamı engelleyen kadifemsi sesti. "Arkadaşlarının yanına dön, bu olayla ben ilgeneceğim."

Edward kapının pervazına yaslanmış gözlerini Tracy'e dikmişti. Tracy omuzlarını düşürüp kafasını olumlu anlamda salladığında yanından geçerek odadan çıktı. Edward'ın sözleri benim gibi istek değil emirdi. Bununla Edward gözlerini bana çevirdiğinde "kıza cadılar bir şey yapmış olabilir, sabahtan beri bulamıyorlar," dedim. "Gidelim" dediğinde hızlı adımlarla yanına geldim. "Nath için ormana gidiyorsun değil mi?"

Soruma kafasını salladığında "diğer sürüler liderlerinin sorumluluğunda beni ilgilendirmiyor," dedi. Gözlerimi kısarak "sırf bir kız kayboldu diye yardım etmezsin değil mi?" dediğimde bana baktı. "Bir Stewart umrumda değil."

"Stewart'larla bir derdinin olmadığını söylemiştin."

"Doğru" dediğinde sertçe yutkundum. "Kimseyi umursamıyorsun değil mi?" Kolumdan tutup beni duvara yasladığında çenemi kavrayıp gözlerimi gözlerine sabitledi. "Nasıl bir canavar olduğumu biliyorsun."

Beyaz Güç Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin