Her yerde

79 7 0
                                    

Crystal büyükannesi ve büyükbasından ayrılarak "neden geleceğinizi haber vermediniz?!" dediğinde büyükannesi Elizabeth salona doğru yürümeye başladı. Bir yandan da Crystal'in sorusunu yanıtlıyordu. "Süpriz yapalım dedik, diğerleri nerede?"

Kızlarla birlikte ayağa kalktığımızda Elizabeth salonun ortasına gelip "oturun kızlar, kalmayın," dedi ve bizimle birlikte kendisi de koltuklardan tekli olanına oturdu. Crystal büyükbabası ile sarılarak salona geldiğinde "annem ve babam kahvaltıyı dışarda yapmak istediler ama amcamın nerede olduğunu bilmiyorum. O sabah çıkmış," dedi.

Onlarda oturduğunda Elizabeth "neyse," dedi. "Biz onlar gelene kadar sizinle konuşuruz. Hem tanışmak istediğim çok kişi var," diye devam etti gözleri Emma ve benim üzerimde gezinirken.

Crystal'in büyükbabası bacak bacak üstüne atarak "kızları sıkma," dediğinde Emma hemen "hayır," dedi. "Lütfen, sizinle sohbet etmeyi biz de çok isteriz."

"Kesinlikle," diyerek onu onayladığımda Elizabeth kocasına bakarak "seksen yaşında olabilirim ama hala genç sayılırım Aaron," dediğinde adamın adını öğrenmiş oldum. Aaron karısına gülümseyerek "ben sana yaşlandın kızları sıkma demiyorum Beth," dediğinde Elizabeth kaşlarını kaldırarak "ne diyorsun?" dedi.

"Crystal de biliyor ki, sen otoriter ve gücü önemseyen bir kadınsın şimdi kızlara kalkıp da güçleri yada potansiyelleri hakkında bir sürü soru sorma."

Elizabeth kocası gibi bacak bacak üstüne atarak "kim demiş," diye itiraz ettiğinde Aaron kısa bir kahkaha attı. "Christopher, en büyük örneği işte. Sana benzedi o çocuk. Logan iyiki bana benzedi üçüncü bir Elizabeth'i düşünemiyorum."

Elizabeth elini göğsüne koyup şaşırmışçasına "yok artık, şimdi de karekterime isyan mı ediyorsun?" dediğinde Aaron yeşil gözlerini kısarak "senin karakterine ölürüm ben," dedi. Aralarındaki tatlı atışmayı keyifle gülümseyerek izliyorduk hepimiz.

Elizabeth kocasına gülümseyerek Crystal'e döndüğünde "Aiden ve Edward nerede?" dedi merakla. Crystal sağa sola bakıp omuz silkerek "bilmem," dediğinde olaya el atarak "Edward, eğitim binasına gitti. Küçük bir sorun varmış," dedim. Emma da benim gibi "Aiden, bara uğrayacaktı. Gideri ve geliri hesaplaması lazımmış," dediğinde Elizabeth gülümseyerek bize baktı.

"Hanginiz Emma, hanginiz White?" dediğinde gözleri ikimizinde bileklerinde gezindi. Bileğimdeki yılan başlı bilekliği farketmesiyle gözleri mavilerime tırmandığında "White sensin," dedi. Ardından ekledi. "Tabiki sensin, beyaz ışık saçıyorsun etrafa."

Gülümseyerek karşılık verdiğimde öne eğilerek bana yaklaşıp "tüm gücünü aldığını öğrendim," dedi tam devam edecekken Aaron "Eliza!" diyerek onu uyardığında Elizabeth gülerek geriye yaslanıp ellerini kaldırdı. "Tamam!"

Aaron "ışığını göstersene," dediğinde kafamı sallayıp "elbette," dedim. Elimi yukarı kaldırarak kalbimden gelen bir güçle ışığımı elime aldım. "Saçlarının rengi değişti," dediğinde istemsizce elim saçlarıma uzandı. "Evet, bundan yaklaşık sekiz ay önce bir cadı saçlarıma büyü yaptı. Büyüyü ışığım hiç kıramadı."

Işığıma bakarak havada itip "git," dediğimde uçarak Aaron'un önüne geldi. Aaron "inanılmaz bir şey," diye karşılık verdiğinde Crystal atlayıp "bu ne ki?" dedi. Işığım yok olduğunda Elizabeth "elbette, sonuçta o bir Lady. Çok güçlü ve hayal ettiği her şeyi yapabilir. Her şeyi..." dediğinde mahçup bir şekilde gülümsedim.

Elizabeth Emma'ya bakıp "senin ateş perisi olduğunu duydum," dediğinde Emma kafasını sallayıp "öyleyim," dedi. Elizabeth ellerini birbirine vurarak "ben ikinizi de çok sevdim şimdiden, ailemiz rengarenk oldu," dediğinde Aaron imayla "hani sen ailenin saf kurtlardan oluşmasını istiyordun," dedi.

Beyaz Güç Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin