ölümüm senin elinden olsun

105 13 0
                                    

Multimedia: Lucas

Sıcak.

Gece donarak ölmek üzereyken şimdi yanarak ölecektim. Göğsüm alev almış gibiydi. Gözlerimi kırpıştırarak açtığımda gördüğüm karın kaslarıyla sertçe yutkundum. Gözlerim yukarı tırmandığında Edward'ın masum yüzüyle karşılaştım. Uyuyordu. Saçları anlına dökülmüş onu her zamanki sert mizacının aksine sevimli göstermişti.

Dağınık uyumam nedeniyle neredeyse üzerine çıkmıştım. Bacağımı üzerine atmış, başımı göğsüne yaslamış ve ellerimi omuzlarına koymuştum. Üstelik Edward yarı çıplaktı. Aslında bende yarı çıplaktım, hatta ondan çok daha çıplaktım. Üstümde onun kazağı vardı ve kazak belime kadar sıyrılmıştı. Edward'ın kolları çıplak belimi sahiplenircesine sarmış beni kendine çekmişti. Yüzümde ufak bir tebessüm oluştuğunda çenesine küçük bir öpücük bıraktım. Sıcak olmaya başlamıştı.

Ellerimi omuzlarından çekip yatağa koyarak bedenimi kollarından kurtarmak için kendimi çektim. Kolları gevşediğinde beni bıraktı ve yana kayıp yorganı üstümden çektiğimde Edward bana doğru yan dönerek uyumaya devam etti. Ayaklarımı aşağı sarkıttım. Yataktan çıktığımda farkettiğim ilk şey; oda çok sıcaktı. Bedenimi esnetip üstümdeki kazağı düzelterek odanın neredeyse tüm duvarını kaplayan pencereye ilerledim. Geceliği açıp tül perdenin kalmasına izin verdiğimde derin bir nefes alarak bahçenin ardında uzanan karın beyazlığına bürünmüş ormana baktım.

Tanrım! Bu oda neden bu kadar sıcaktı. Yanaklarımın pembeleştiğine emindim. İlerleyip kalorifere dokundum fakat dokunuşum iki saniye bile sürmedi. Elim yandığında dişlerimin arasından sessiz bir nefes çekip elimi havada salladım.

Dün gece Edward evin ısısını yükseltip geleceğini söylemişti yanlış hatırlamıyorsam fakat adam evi cehenneme çevirmişti. Edward'a dönüp yatağa ilerledim. Yatağın üstüne oturup elimi uzattım ve saçlarını anlından çekerek hafifçe gülümsedim.

Kafamı uzatarak saçlarının arasına yumuşak bir öpücük bırakıp saçlarında ki nane kokusunu içime çektim. "Her gün böyle uyanmayı çok isterdim." Tatlı bir mırıltıyla konuştuğunda kıkırdadım. Kafamı çekip yüzüne baktığımda "günaydın" dedim gülümseyerek.

Yastığa koyduğum dirseğimi bükerek kafamı elime yasladığımda diğer elim hala saçlarının arasındaydı. Uzun siyah tutamları parmaklarıma dolayarak oyun oynamaya başladığımda "iyi misin?" dedi dünü kastederek. Kafamı sallayıp "İyiyim, sadece..." dedim. Elimi saçlarından çekip kendime yellediğimde "çok sıcak" diye devam ettim.

Elini saçından geçirip düzelttiğinde dudaklarımı ıslattım. Saçlarının dağılmasından gerçekten hoşlanmıyordu. Elimi öne uzatıp saçlarını yeniden karıştırdığımda sırıttım. Gözleri kısıldığında yeniden düzeltti. "Bunu sürekli yapabilirim." Dedim saçlarını yeniden dağıtmak için uzandığımda. Elimi tutup hızlı bir hamleyle iki kolumu yatağa sabitlerken üzerime eğildi.

Göğsü göğsüme temas ediyor o bölgeyi sıcak kılıyordu. Öyle yakınımdaydı ki nefeslerim hızlanmaya başladı. Dudakları aralandığında "şimdi de yap görelim" dedi. Güldüm. Saçlarım siyaha dönmeye başladığında sadece bakışlarımla saçlarını karıştırdım. Kaşlarım havalandığında "böyle çok sevimli oluyorsun," dedim.

Bir süre sessiz kaldığında yutkundu. Alt dudağımı ısırarak gözlerimi kapadım. Önce bileğimde ki elinin varlığı yok oldu ve sıcak eli yanağımı örttü. Parmağı dişlerimin arasındaki dudağımı serbest bırakmamı sağladığında gözlerim hala kapalıydı.

Beni öpecek miydi?

Bunu istiyordum. Beni öpmesini istiyordum fakat o, sadece sıcak dudaklarını yanağıma bastırarak diğer bileğimi de bıraktı ve üstümdeki varlığı da yok oldu. Hayal kırıklığıyla özlerimi açarak sırtına baktığımda aklımı farklı bir soru meşgul etti. Edward'ın sırtında siyah bir dövme vardı. Dövme bir kurtdu fakat içinde kırmızı oturan bir kadın vardı.

Beyaz Güç Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin