Kötü abla

271 23 1
                                    


Emma'nın söyledikleri ile kafamı olumsuz anlamda sallayıp yastığa geri yasladım.

"Sana telefon alacağız ve sende benimle geleceksin konu kapandı"

Emma, kargalar bokunu yemeden sabah yanıma gelmiş dün hakkında Edward'la ortadan koybolmam ve ona haber verememem ile zaten uyku sersemi olan beynimin uyuşmasına neden olmuştu.

"Hayır Emma, bugün sadece uyumak istiyorum. Sen istiyorsan gidebilirsin fakat ben..." uzandığım hamağı işaret ettim "...Buradan ayrılmıyorum"

Emma kaşlarını çatarak bana öfkeyle baktığında oflayıp üzerimdeki ince yorganı kafama çektim.

"Hadi ama White, peynir misin sen? Kokuşmayı mı bekleyeceksin burada? Sana bir telefon gerekiyor merak edince sana ulaşabileceğim bir telefon"

Yorganı kafama biraz daha çekerken bıkkınlıkla inledim. Emma'nın sinirle "Yeter be, amma da mızmızlandın" demesinin ardından kendimi yerde bulmuştum. Yorganı ve yastığı ise üzerimde... Hamağımı ters çevirmişti.

Yorganı ayaklarımla teperek üzerimden atarken sinirle elimi yastığa attığım gibi Emma'nın kafasına fırlattım.

Zaten gülmekten kendinden geçmiş kardeşim, bunu beklemediği için engelleyememiş kafasına yediği yastıkla yere çakılmıştı. Hesaba katmadığım ise düşerken kafasını zemine çarpmasıydı.

Acıyla haykırdığında gülmemek için dudaklarımı ısırırken ettiği küfürlerle tutmaya çalıştığım kahkahamı  koyvermiştim.

"Siktir White, kafam balon gibi olacak ikinci bir beyincik üreyecek oraya"

Öfkeli bakışlarını gözlerimde tutarken gülmemi keserek sırıtmaya başladım. "Beni oradan çıkarmayacaktın, hakettin" söylediklerimle yüzünü buruşturarak inledi. Kaşlarım anında çatılırken emekleyerek yanına gittim.

Kafasını tutarak saçlarını vurduğu yerden çekerken, o kısmın kızarmış ve hafiften şişmiş olduğunu gördüm. Elimi şişliğin üzerine yavaşça koyduğumda yeniden inledi.

Elimi hızla çekerken "Özür dilerim" dedim. Ardından derin bir nefes alarak "elimi üzerine koymam gerekiyor azcık dayan" dediğimde kafasını sallayarak onayladı.

Elimi dikkatlice ve tüy kadar hafif bir şekilde koca şişliğin üzerine koydum. Aklımdan iyileşmesini düşündüğüm de elimin altından beyaz bir ışık çıkarak Emma'nın kızıl saçlarına karıştı. Yüzümdeki hafif tebessümle elimi çekerek yaraya baktım. Yok olmuştu. Ve... benim eski rengine dönen saçlarım tekrar siyah olmuştu.

Emma elini saçlarına daldırarak vurduğu yere dokundu. "Harika! Ağrı bile kalmadı"

Söyledikleri yüzümdeki gülümsemenin daha da genişlemesine neden olurken "sevindim" dedim. Emma gözlerini kısarak bana bakarken "hadi hazırlan ne bekliyorsun? Gitmemiz gerek"  dediğinde oflayarak ayağa kalkıp banyoya girdim.

Rutin işlerimi hallettikten sonra tekrar Emma'nın yanına dönerek "telefon almak zorunda mıyız?" Dedim. İstemiyordum çünkü on sekiz yaşına gelmiş olmama rağmen o şeye ihtiyaç duymamıştım.

"Evet zorundayız. Anlamıyor musun sen? Melezi bulduk, elimizde bir kitap var ve okuyabiliyorum her şeyi çözecek ve tehlikeye daha fazla yaklaşacağız. Senin için endişeleniyorum. Sana bir şey olma düşüncesi bile ödümü koparıyor"

Yüzümdeki buruk tebessüm ile Emma'ya bakarken "bana bir şey olmaz merak etme sen sadece kendine dikkat et" dedim. Bir kaç adımda yanında olarak sıkıcı sarıldım ve kulağına fısıldadım. "Seni seviyorum"

Beyaz Güç Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin