Lunapark

108 8 0
                                    

Multimedia; Edward Edwinson
İnanın instagram hikayelerinde gezerken paylaştığı fotoya denk gelip yataktan aşağı düştüm. Allah'ım akşam yanımda şöyle bir şeyle uyusam kalp krizi falan geçiririm herhalde... Tabi bu benim görüşüm, siz hoşlanmamış olabilirsiniz.  Bu Edward değil sadece benim hayalimdekine çok benziyor siz de kendi halay aleminizde yatan Edward'ı hayal ederek okuyun ışıklarım. Sizi seviyorum.

Sıkıntıyla nefesimi verip gözlerimi açtığımda yıldızlı gece görüş alanıma girmişti. Bir türlü uyku tutmamıştı. Edward şu an bininci rüyasını görüyor olmalıydı. Gözlerimi ona çevirip yüzünde dolaştırdım. Uyurken her zaman çok masum gözüküyordu. Sert ifadesi yumuşuyor saçları anlına düşüyordu. Kapalı gözlerini çevreleyen siyah kiprikleri aşağı doğru dümdüz uzanıyor, yukarıdan vuran ay ve yıldızların ışığıyla beyaz tenine koyu bir gölge bırakıyordu. Kaşları gevşek olduğu için her zamanki sert ifadesinin aksine rahat ve sakin gözüküyordu.

Ah, Tanrım... bir yüz kalbimin bu kadar hızlı atmasını sağlayabilir miydi? Alt dudağımı sertçe ıslatıp dişlerimin arasına aldım. Siyah gür ve yumuşak saçlarına onu uyandırmamak için hafifçe dokunup parmaklarımı gezdirdim. Saçlarında ki nane kokusu ciğerlerimi ferahlatmıştı. Parmaklarımı saçlarından çekerek uzanıp şakağına tüy kadar hafif bir öpücük bıraktım.

Onu biraz daha izlediğimde derin bir nefes çektim içime. Uyumam gerekiyordu ama lanet uyku cini bu gece bana uğramıyordu. Bacaksız!

Gidip kendime papatya çayı yapsam uykum gelir miydi acaba? diye bir düşünceye kapılıp yataktan yavaşça kalktım. Odadan çıkıp merdivenleri adımlayarak mutfağa girmek üzereyken salondan bazı sesler duyup kaşlarımı çattım. Yönümü salona çevirdiğimde ilk Ana'yı gördüm elindeki cips paketiyle battaniyenin altına girmiş televizyon izliyordu. Bu saatte televizyon mu izliyordu? Gözlerim televizyona kaydığında kaşlarım havalandı. Gülümsedim. Gülmemin nedeni tabi ki Ana'nın bu saatte çizgi film izlemesi değildi. Asıl neden en sevdiğim çizgi filmin oynuyor olmasıydı!

Salona girdiğimde koltuğa oturarak battaniyeyi kaldırıp altına girdim. Ana "uyku mu tutmadı?" dediğinde kafamı salladım. "Beni de" dediğinde paketten biraz cips alıp ağzıma attım. Birlikte çizgi filmi izlemeye başladığımızda salona bir kişi daha girdi. Kafamı kapıya çevirdiğimde Teresa gülümseyip "Winx Club'ı mı izliyorsunuz? En sevdiğim çizgi film, bana da yer açın," diyerek aramıza girdiğinde "seni de mi uyku tutmadı," dedim. "Hayır, su içmeye kalktım, seslere geldim."

Ana'dan biraz cips alarak yemeye başladığında kısa bir süre sonra Crystal de tuvalete kalkmış seslerimizi duyarak yanımıza gelmişti. Birlikte sessizce izlemeye başladığımızda Crystal "benim en sevdiğim karakter hep Stella olmuştur," dediğinde kıkırdadım. "Karakteristik özelliklerin aynı olduğu içindir."

Sky ve Bloom'un olduğu bir sahne çıktığında Teresa iç çekerek "ben küçükken Sky'a aşıktım, büyüdükçe Brandon'ın daha yakışıklı olduğunu fark ettim" dediğinde dudaklarımı büzdüm. "Ben hep Brandon'ı seviyordum." Ana ve Crystal de benimle aynı durumda olduklarını söylediğinde Stella ve Brandon'ın sahnesine denk gelmiştik. Dördümüzde iç çekerek elimizi yanağımıza koyup "Brandon," dediğimizde son iki harfi uzatmıştık. Sanki birbirinden yakışıklı sevgililerimiz yoktu! Az önce Edward'ı izleyerek iç çekiyordun dedi iç sesim gözlerini devirerek. Kapının oradan bir ses "kendinize gelin" dediğinde tıpkı bizim gibi son iki harfi uzatmıştı.

Emma kızıl saçlarını yumak yumak tepesinde bir topuz yapmış, kırmızı dantelli saten geceliğiyle yanımıza oturmuştu. Vay... Çok seksi görünüyordu. Hem de çok... "Aiden öyle bir sarılmış ki nefesim kesildi. Kalktım biraz havaya alayım dedim." Ana dudaklarını bükerek "bu kılıkta benim yanıma uzansan bende koala gibi sarılırdım. Adamın sadece sarıldığına şaşırmalısın," dediğinde Emma gözlerini devirdi. "Sadece sarıldığını kim söyledi." Boğazıma cips parçaları kaçtığında öksürmeye başladım. Bu çok açık olmuştu. Crystal sırtıma vurup "alıştırarak söylemek diye bir şey var Emma! Hatta söylememek diye bir şey!" diyerek Emma'yı azarladığında öksürük krizim son bulmuştu. Emma rahatça omuz silkip "siz ne yapıyorsunuz?" dediğinde Ana'dan biraz cips aldı.

Beyaz Güç Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin