15.BÖLÜM - SENİ SEVİYORUM

14.1K 1.1K 150
                                    

Veee... Galiba en çok beklenen bölümlerden biri =)

----------------------

Aslında ne zor bir kelime ‘Seni seviyorum’ demek.
Basitlik de yakışmazdı zaten sevgiye.
Aslında çok kolaydı yenildiğimi kabullenmek,
Ama kolay elde etsem efsane olmazdık seninle...

“Bir hafta Yağmur. Gideli bir hafta oldu. Ne aradı ne sordu. Yaptığım tek şey ona yemek yapmaktı ya. İnanabiliyor musun, yemek yaptım diye bütün bu olanlar?”
Yağmur yatağa yayılmıştı, “Ecrin ben daha sevgili olduğunuza inanamıyorum. Yani yanlış anlama da, hepimiz bir şeyler yaşadığınızın farkındaydık. Ama o hep gizledi. Kimse bilsin istemedi. Bu da zaten her şeyi açıklıyor. Senin duygularından şüphem yok. Ama ondan emin değilim ve ben senin üzülmeni istemiyorum.”

“Ben hep sana Erdinç için kızıyordum. Ama şimdi şu halime bak,” deyip yatağa tekrar gömüldü ve alayla kendine güldü. “Resmen o adamın oyuncağı oldum bile bile.”
“Ecrin yapma böyle. Hem belki geldiğinde her şey düzelir. Aklı başına gelir o akılsızın. Ayrı kalmak iyidir.”

“He düzelir. Bir bakarsın evlenme teklifi eder. Yağmur kendinle çelişiyorsun farkında mısın ya?” diye çemkirdi kadına.
“Haklısın,” dedi ve ikisi de gülmeye başladılar. Sonra Yağmur dudaklarını dişledi ve “Ecrin?” diye mırıldandı. Aklındakini sormak istiyordu.
“Efendim,” dedi kadının cipslerini yerken.
“Peki şey... Yani siz, birlikte oldunuz mu?”

Ecrin duyduğu şeyle durdu bir an, arkasındaki yastığı alıp yüzüne gömdü ve inler gibi ses çıkardı. Yağmur ise ne yapacağını düşünemedi. Kaldı ki Ecrin bunu yapmışsa işler bayağı karışıktı. Bu kız Cem’e sırılsıklam aşıktı.
“Canım yaaa...” diyerek sarıldı kıza.
“Ben onu çok seviyorum Yağmur, ölüyorum. Nefes alamıyorum. Neden o beni sevmiyor?”
“Onu öldüreceğim!”

***

Cem başka bir sarışınla odaya geldiğinde, yine diğer akşamlar gibi içti içti içti... Kız ona yaklaştıkça itti onu. “Uzak dur!” diye kükredi.
“Neden odaya geldik o zaman?”
“Yat uyu,” dedi ve pencerenin önüne geldi. Yine onu düşünüyordu. Lanet olsun bir haftadır onu aldatmak istiyordu, aldatmak ve onun son kelimesi gibi ‘bitirmek’ istiyordu. Ama sözle bitmiyordu işte.

Son yudumu da içince, bardağı duvara fırlattı ve yataktaki kadının yanına gitti, önce ellerini başının üstünde birleştirdi. Kızın gözlerine baktığında tanıdık bir pırıltı aradı. Ama yoktu...
“Lanet olsun!” dedi ve kadının koynundan kalktı. “Seviyorsun işte köpek gibi aşıksın o kıza!” diye bağırıp, konsolun üstündeki içki şişelerini devirdi. Yataktaki kız şaşkınca onu izliyordu.

“Defol git!” diye bağırdı Cem ona. Sakinleşmek için ellerini konsola koydu ve derin nefesler aldı. Kaçıyordu, ondan kaçıyordu ama artık dönmeliydi.
Bilerek uzatmıştı bu işi. Etrafı unutmak için afetlerle doluydu ama hiçbiri doğal afet değildi Ecrin gibi. Hiç biri o sarı cadı gibi bir bakışı ile eritmiyordu Cem’i. Her gece birini odasına alıyor ve sadece dudak temasında bile iğreniyor, geri çekiliyordu. Yapamıyordu. Bedeni kalbi onu istiyordu, yalnızca onu.

Eşyalarını toplayıp, hızla duşa girdi. Saate baktı, dokuza geliyordu. İlk uçakta yer ayırtıp, şirket telefonundan asistanını aradı. Çaldı çaldı, açan olmadı. Tam kapatacaktı ki, tanıdık bir ses açtı telefonu.
“Efendim?” Adamın nefesi kesildi. Ne olmuştu şimdi? Alt tarafı sesini duymuştu. Saçmalıyordu iyice. Bu kadar mı aşıktı bu sarı cadıya? Özlemişti... Çok özlemişti.

Boğazını temizledi. “Ecrin hanım, günaydın, benim Cem.”
Kısa bir sessizliğin ardından “Buyurun Cem bey?” diye soğuk bir ses geldi. Halbuki demin sıcacıktı o ses.
-Bi merhaba de, ama nerede, inatçı. “Azra hanım yok mu?”
“Aşağıda kahvaltıda.”

EFSANE'NİN AŞKI - Y.S.S. IV - FİNAL ❤️ Bir CEM ERNEZ EfsanesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin