17.BÖLÜM - GEÇMİŞİNDEN ÇALDIM GELECEĞİMİ

13.2K 1.1K 89
                                    

ve söz verdiğim bölüm sizlerle =) keyifli okumalar =) bölüm kısa oldu ama bu seferlik =)

-----------------------------

Senden almışım aşkın görkemini,
Gözlerinden seyrettim kendimi.
Hayran kaldım yüzümdeki aşka.
Yüreğinden aldım o büyük cesareti
Ve geçmişinden çaldım geleceğimi
Şimdi her şeyden arınıp geldin bana...

Cem kayınbabasının bakışlarından sürekli kaçırıyordu bakışlarını. Kızını verecek bir babadan çok onu öldürecek bir seri katil gibi bakıyordu. Yani alt tarafı kızını verecek, bu afra tafra ne? Sanki ilk veren kendi de... Saçmalıyordu. Ama alacaktı, düğünde de karşısına geçip, ‘Anan baban çatlayacak, alacam kız koynuma’ şarkısına göbek atacaktı.

“Bu sana kızını vermez,” dedi Ateş eğilerek.
Cem korku ile baktı adama, “Hamile derim.”
“O zaman da seni öldürür.”
“Banane ya. Zaten ‘damat’ deyip duruyor. Gıcık aldım adamdan.”

“Yok ne diyecekti? Kanka mı? Ahbap mı? Allah Allah ya, adama sıfat koymuş, sıfatını beğenmiyor.”
“Cem. Benim adım Cem. Adımla seslensin ya.”
“Damat!” dedi adam yine sert bir şekilde.
Cem öksürüp “Bak yine dedi,” diye homurdandı ve adama baktı. “Buyurun Derviş bey amca babacım.”

“Ne işle meşgulsün?”
“Ecrin söylemedi mi?” dedi Ecrin’e bakarak. “Söylemedin mi canım?”
Ecrin gözlerini devirdi. “Ben kızıma değil, sana soruyorum damat!”
“Ha, evet,” derken kravatını gevşetti. “Şey Ateş ile şirketimiz var. İki ortağız. Ateş işin tasarım kısmı ile ilgileniyor. Ben de şirketin Finans kısmını idare ediyorum. Ecrin’le çalışıyoruz.”

“Anladım. Maşallah işin bir tek magazinsel kısmı ile gündeme geldiğinden iş hayatında ne haltlar ettiğini bilmiyoruz.”
Cem’in eli kravatından inmiyordu. O sırada araya babası girdi. “Sormayın Derviş bey, neler çektim ben bu haytanın çapkınlığından, ama Ecrin’den sonra çok değişti.”

“Evet değiştim ben çok,” dedi Cem tedirgin bir şekilde.
“Valla tanışmamızda pek de farklı değildi, öyle değil mi?” dedi iğneler gibi.
Cem öksürmeye başladı. Diğer yanında oturan Tamer ona suyu uzattı. “Nasıl tanıştınız lan?” diye fısıldadı.

“Kızı ile duvarda sevişirken,” dedi suyu içer gibi yapıp, fısıldarken.
Tamer kendine engel olamadan, “Oha!” diye inledi.
“Bir sorun mu var?” diye sordu Gökhan bey.
Cem “Yok bir şey,” dese de Derviş bey öyle susacak değildi.

“Var Gökhan beycim. Oğlunuzla tanışmamız nahoş bir şekilde oldu.”
Cem derin derin nefesler alıyordu. “Derviş bey baba amca, şey ama o günde dedim size uygulamalı şeysiydi o.”
“Neysiydi damat?”

“Ben bir olayı anlatıyordum. Belki anlamaz diye şey ettim.”
Derviş bey kaşlarını çattı, “Çok affedersin benim kızım salak mı damat?”
“Damat diyorsunuz, ama hiç de öyle davranmıyorsunuz,” dedi ağlamaklı bir sesle. Ecrin eli ile yüzünü yelledi. “Baba konuya gir ya, gözünü seveyim.”

Gökhan bey başını sağa sola salladı ve konuya girdi. “Efendim gençler birbirini görmüş, beğenmiş, sevmiş... Ben de Allah’ın emri Peygamberimizin kavli ile kızınız Ecrin’i oğlum Cem’e istiyorum.”
Cem nefesini tuttu adeta.
“Evin var mı delikanlı?”
“Var.”

“Kızları attığın evden bahsetmiyorum. Yuva olacak evden bahsediyorum.”
Cem yutkundu, “Derviş baba bey, o eve Ecrin’den başka kimse girmedi.” Ecrin öksürünce, Cem tekrar kravatını çekiştirdi, “Tek değil yani, arkadaşlarla. Grup olarak şey ettik. Yani oturduk. İnanın şuan batıyorum. Verin artık şu kızı Derviş baba ya...”

EFSANE'NİN AŞKI - Y.S.S. IV - FİNAL ❤️ Bir CEM ERNEZ EfsanesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin