ve melekler geliyor =)
Zaman hızla geçiyor,
Tek çırpınışım sensizliğe olan korkum.
Ölüm bile ayırmasa diyorum ya,
Sen ol başlangıcım gözlerin olsun sonum...“İçeceklerine uyku ilacı koyalım,” dedi Cem mutfakta içecek hazırlayan eşine.
“Saçmalama Cem. Bak bu adama çok kötü davranıyorsun. İki kızın olacak hatırlatayım.”“Bu adam beni sevmiyor. Ayrıca ben uyutalım diyorum Ecrin, öldürelim demiyorum. Kayınbaba katili olan kocalar var. Sen benim kıymetimi bilmiyorsun valla,” dedi alıngan bir tavırla.
“Maşallah sana. Koca katili olan kadınlar da var ama, unutma.”Cem sırıtarak kadının arkasından sarıldı, “Sen bana kıyamazsın ki... Ayrıca senin her bakışın beni öldürüyor zaten.”
“Hadi içecekleri sen al, ben de çerezleri getiriyorum.”
“Ayran mı çırpsaydık acaba? Daha sağlıklı. Kola sağlığa zararlı.”Ecrin inanamıyormuş gibi başını salladı, “Maşallah benim sağlıklı yaşam koçuma! Sen kendine çırp hemen bir bardak da iç.”
“Of iyi tamam. Ben sadece sağlık için şey ettim. Yaşlı başlı adam.”
Odaya girdiklerinde Derviş bey televizyon izliyor, Azimet hanım ise örgü örüyordu.“Damat bak şunlara ne tatlı,” dedi elindeki renkli patiği gösterip.
Cem gülümseyerek kadının yanına oturdu ve ördüğü minik patiklere baktı.
“Anne ya bunlar küçük değil mi?” dedi elinde sevimli patiklere sevgi ile bakarken.Derviş bey ise göz ucuyla onu izliyordu. Baba olmak bu hergele meleğe yakışacaktı.
“Ne küçüğü oğlum, büyük bile olabilir. Ne sanıyorsun sen, ayakları otuz sekiz numara mı doğacaktı?”Cem güldü, “Yok da bunun numarası da yok gibi.”
“Ecrin ilk doğduğunda en küçük çoraplar, patikler bile büyük geliyordu ona.”
“Öyle mi?” dedi karısına çevirerek bakışlarını. “Bebekliğini merak ettim doğrusu.”“Birgün geldiğinizde sana izletirim. Videoları, fotoğrafları var.”
Sonra Ecrin’in bebeklik anılarını dinlemeye başladı.
“Ay bir de sen Derviş babanı göreceksin. Zaten kızı olduğu için sevinçten davul zurna çalacak neredeyse. Ha bire buna bir şeyler alıp duruyor. Doğduğu günden iki gün sonra fark ettik ki bunun bir iki tane bebek şapkası var. Hani şu bağlanan, kundak şapkalarından. Bir onlardan almamış. Derviş babana işe giderken dedim ki, kızın şapkası yok gelirken almayı unutma. Akşam bu bir geldi elinde iki poşet dolusu şapka, ama ne şapka. Hepsi şu hasır, ucunda kiraz olanlardan. Rengarenk de almamış mı? Ay bütün gece dalga konusu oldu.”Herkes gülerken Derviş bey homurdandı, “Sen kendi kardeşine bak önce, iki günlük bebeğe motorla şehir turu attırıyor, çok da anlayacakmış gibi yerleri söylüyor.”
Bütün gece muhabbet gerçekten çok güzeldi de, işin en can acı kısmına gelmişti. Uyku...Neden uykuları gelmiyordu?
“Uykunuz varsa-”
“Yok benim uykum,” dedi Derviş bey aksi bir sesle.
Ecrin esnedi, “Ya benim uykum geldi. Biz yatsak size ayıp olur mu?”“Yok olmaz kızım.”
Cem tam çıkacakken, babasına baktı, “Babacım şömine diğer salonda mevsimden dolayı yakmadık ama, havuzu tavsiye ederim.”
Adam terliğini çıkarıp fırlatırken, Cem koşarak yukarı çıktı.
“Şebek melek seni!”***
"Odaların önünden geçerken ses çıkarayım mı Ecrin? Korkar kaçarlar belki. Böyle ‘bööö’ yaparım."
Ecrin yastığı başına koyup, inledi. "Ya ne korkunçsun sorma. Melek kostümünü giy çık. Kesin kaçarlar bak.”“Ya dalga geçme benimle!”
“Allah aşkına Cem, sevişebilir miyiz artık? Doktoru duydun. Artık yasak. Hem sanane adamla kadın odalarında uyuyorlar işte. Bırak!"
"Banane ya! Ben belki koltukta sevişmek is-”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EFSANE'NİN AŞKI - Y.S.S. IV - FİNAL ❤️ Bir CEM ERNEZ Efsanesi
RomanceEfsane kendi hikayesi 'EFSANE'NİN AŞKI' ile dönüyor. En çok istenilen, en çok eleştirilen, ama en çok sevilen Cem Ernez kendi hikayesi ile tekrardan okurları ile buluşacak. En berbat sevgili, en sadık koca, en kusursuz dost, en mükemmel baba, en kıs...