Sen yoksan
Ölümlüdür bu yağmur, bu hava, bu toprak
Bu çiçek, bu ağaç, ağaçtaki bu yaprak
Ölümlüdür bütün bu deli saçması hatıra ormanları
Ve kaçak göçek âşıkların gözdesi
Bütün bu sonbahar harmanları.
Ölümlüdür, asfalt yollar
Makadamlar tel tel dökülür
Sen yoksan, telefon direkleri ayakta ölür.
Sen yoksan
Ölümlüdür inşaatlar, inşaat ustaları
Ve birer kuran gibi ceplerinde taşıdıkları
Yağlı şavulları
Ve koskoca bir sılayı sığdırdıkları
Şavulu kaymış bavulları
Ölümlüdür.
Ölümlüdür
Ekose etekli kolej kızlarının turuncu hülyaları
Ve artlarındaki delikanlıların
Mubah mı mubah taşkın rüyaları
Sen yoksan
Ölümlüdür, düğme gözlü dağ ceylanları
Ve kızıl kor kusan yanardağ heyelanları.
Sabah çiğlerinin koynunda uyuyan yediveren gülleri
Ve güllerin kederden ölüveren bülbülleri
Ölümlüdür.
Sen yoksan
Ölümlüdür Leyla ile Mecnun, Kerem ile Aslı
Ölümlüdür Neşet Ertaş.
Ve bütün büyük âşıkların başucunda
Birer nebbaş.
Sen yoksan, ölüm bile noksan
Her şey nafile,
Ölümlüdür
Bizatihi ölümün kendisi bile...