Etime işlemiş sevdan
Duvarlarımı göğerten nem değil
Kitap aralarında sakladığım
Deniz tuzu bulaşmış gözlerin
Sürgün bir Kenan ili gibi
Kilometrelerce uzaklaşırım kendime
Alır sürükler beni gözlerindeki masal
Cennet papağanlarının ve Zümrüdüankaların diyarına
Deli bir sevinçle adını okurum
Çocukken suda yüzdürdüğüm kâğıt gemilerde
İşte buradalar bak, hiç biri kaybolmamış
Hala havada süzülüyor o kâğıttan uçak
Ve henüz ayağımı kanatmamış
Düşürüp kırdığım o cam bardak.
Etime işlemiş sevdan
Şakaklarımı ağartan zaman değil
Çıkmaz sokaklarında içimin
Bir inzibat gibi aradığım yokluğun
Sürgün o Kenan ilindeki beş yaşındaki çocuğum
Gözlerindeki masaldan mahrum
Batar gemilerim, uçaklarım kâğıt enkazı
Ve kanayan ayağımda dinmeyen sürgit bir sızı
Yaşamak, yavaş yavaş ölmektir derler, biliyorum
Ama sen yokken ben, hızlı hızlı ölüyorum...