Beni bırak
Firarisi olmuşum zaten ne varsa
Ağız tadından gönül huzurundan yana
Dipsiz sokaklar çağırır beni
Kara betonlara bakan kara pencereler
Aynaları yüzüme yüzüme kapanan
Ve hançeresinde hüzün şakıyan caddeler
Şişe dibinde unutulmuş
Bir yudum kahırlı şarap
Anlar beni olsa olsa
Bir de berrak hayallerini senin
Bir bir çıkarıp astığım
Menteşesi gıcırdayan o gardırop
Beni bırak
Bir iskemle, ayağı topal bir masa
Bir de sırtımı kırbaçlayan acı bir yel
Yeter bana
Kirpiklerinden keder fışkıran
Sevda müptezeli olan bana
Beni bırak...