-7-

177 21 6
                                    

Multi: Azra

Okuldan sonra markete gittim. E malum evde bişey yok. Cebimdeki otuz lirayla halledicem artık.

Markete vardığımda  çok kalabalık değildi. Zaten bizim mahallede küçük bir marketti. İçeri girip yanıma bir tane market arabası aldım.

Yiyecek bölümüne ilerledim. Makarna bulgur pirinç ve benzeri gibi şeylerden aldım. En ucuzlarindan almaya çalışıyordum.
Çay şeker gibi şeyleri de aldıktan sonra kasaya doğru ilerledim. Aldıklarımı kasiyere uzattım. O da hepsini tek tek makineden geçirip fiyati söyledi.

"35 lira. "

İyi de bende beş lira yok.

"Ee bende 30 lira var da birkaçini iptal edelim. "

Kasiyer kız onaylayıp başını salladı ve bir kaç paketi iptal edince

"Şimdi 30 TL"

Elimdeki parayi ona uzattım. O da parayı alıp fişi bana uzattı. Aldıklarımı poşetledikten  sonra marketten çıktım.

Eve giderken bir yandan da düşünüyordum. Daha dört beş  yıl önce aldığım şeylerin parasını önemsemez umursamazdim. Şimdi ise alırken hesap yapıyordum. Cebimde her zaman para bulunmuyordu. O zaman küçüktüm belki de anlamıyordum ama şimdi anlıyorum da hayat gerçekten zor. Sadece beklemek lazım. Hayatın size diğer yönünü göstermesini beklemek...

Eve vardigimda kapinin açık olmasi içime bir kuşku düşürdü. Yine noluyor. Eve girerken anneme seslenecektim ki salondan annemin ağlaması gelince elimdeki poşetleri bırakıp koşarak salona girdim.

"Anne nolu-"

Salonda iri iki tane adam görünce sustum kaldım. Bunlar da kimdi?

"Siz kimsiniz ne işiniz var burda ?"

"Azra kızım git burdan "

Hemen koşarak yerde oturup ağlayan annemin yanına gittim.

"Anne noluyor?"

"Azra sen karışma git "

"Saçmalama "

Anneni bırakıp ayağa kalktım ve adamların karşısına dikildim.

"Ne istiyorsunuz annemden "

"Kadir babanın selamı var. Aldığı malların parasını istiyoruz. "

Kadir baba da kim ya. Ayrıca annem bu zamana kadar bana malların parasıyla ilgili bir şey dememişti.

"Kadir baba da kimmiş neyse veririz parasını "

"Ver lan o zaman "

"Ne kadar "

Dedim soğuk kanliligimi koruyarak. Karşımdaki iri adam bagiriyordu ve ben bu adamdan hem korkuyor hem de anneme yaptıkları için kızıyordum. Ayrıca anneme de kızgındım bana bunları anlatmadigi için.

"4 bin lira. Var mı o kadar paran "

Yuh. Dört bin lira ne demek?Şimdi ne bok yiyeceksin Azra.  Hadi bakalım.

"Tamam ben vericem paranızı şimdi gidin "

Nasıl vereceksem. Kendimi satsam ödeyemezdim heralde. Ama bulmaliydim.

"Nereden bulacaksın o kadar parayı"

"Bulurum ben "

Dedim kendime güvenir bir şekilde. Özgüven ben de tavan yapmış.

"Sana iki gün muhlet iki gün sonra geldiğimizde parayı bulamazsan olacaklardan ben sorumlu olmam "

Deyip ikiside evden çıkıp gittiler. Onlar gidince ben de kapıyı arkalarından kapattım. Salona girip yerde hala oturup ağlayan annemin kolundan tutup koltuğa oturttum.

SENİN İÇİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin