-23-

118 10 11
                                    

Multi: Ados- Kan Kaybı

Sabah gözlerime gelen ışıkla gözlerimi araladım. Güneş çoktan doğmuş insanlara uyanması için kucak açıyordu.

Üstümdeki battaniyeyi kaldırıp yataktan kalktım. Kalkerken karnım biraz agrisa da umursamamaya çalışıp mutfağa girdim. Bir ekmek alıp içine domates peynir koyup tost yaptım. Kahvaltıdaki favorim buydu. Hem tadı güzel hem de karnın doyuyordu hem de zahmetsiz. Ekmeği yedikten sonra ilaçlarımı içtim. Kremleri de sürdükten sonra cantamı da alıp evden çıktım. Artık okula gitmem lazımdı. Ne zamandır hastane yüzünden falan gitmemiştim. Ve bir hayli geride kalmıştım. Bara da gitmiyordum. Bugün oraya da gitmem gerekti. Yaralarım geçiyordu. Sadece zorladığımda karnimdaki yara acıyordu o kadar. Onun dışında yüzümde kabuk bağlamış yaralar vardı. Onlar da çok kötü görünmüyordu. Bu kadar kısa zamanda iyileşmemi dayanıklı vücudum sağlıyordu. Küçükken dövüş sporlarına ilgim vardı. Zaten odamdaki kum torbasından belli. Babam bu ilgimi farketmiş beni kurslara göndermişti. Tabi babam öldükten sonra onlar da yarım kalmıştı ama. Ve ayrıca küçükken çok yaramaz bir çocuk olduğum için her zaman bir yerlerimi yaralarmışım. Tabi bunun kadar bir şey değil. Kısaca alisiğim ama doktorun verdiği ilaçlar da çok işe yarıyordu.

Okula vardığımda benim bu halimi görenler bana bakmaya başladılar. Bu insanlara böyleydi işte bir geçmiş olsun demeyi çok görüp gözleriyle yer bitirirlerdi. Kimseyi umursamayip sınıfa çıktım. Sınıftaki bir kaç iyi olduğunu düşündüğüm kişi geçmiş olsun derken hepsine teşekkür edip yerime oturdum.
Ben yerime oturur oturmaz Savaş tepemde dikiliverdi.

"Neden geldin dinlenmen lazımdı. "

"Sen neden geldin "

Dedim aynı şekilde. Tam birşey söyleyecekti ki bir kız sesi duyuldu. Bakışlarımız kapıya yöneldiğinde beni Savaştan uzak durmam için uyaran Tuğbayı gördüm. Göz göze geldiğimizde bakışlarını benden çekip Savaşa bakmaya başladım.

"Savaş bir gelir misin"

Savaş bana döndüğünde

"Hadi git kızı bekletme "

Dedim bakışlarımi camdan dışarıya çevirerek. O da bir müddet daha bekleyip oflayarak gitti. Bakışlarımı tekrardan kapıya çevirdigimde Tuğba'nın dik dik bana baktığını gördüm. Bu kizda zaten ayrı bir dert. Sanki hiç işim yokmuş gibi.

Hoca sınıfa girdiğinde Savaş da arkasından özür dileyerek girdi. Kızla ne konuştuğunu merak ediyordum. Bana neyse. Kizin Savaştan hoşlandığı bariz belliydi. Ya Savaş?

Hoca ders anlatmaya başlamadan önce bana geçmiş olsun demiş ben de teşekkür etmiştim. Haber de her yere yayılmış ya.

...

Okul bittikten sonra doğruca bara gittim. Her şey yine bıraktığım gibiydi. Ama bir dakika köşede oturan Koray ve Gizemi gördüm. Vay Koray efendiye bak sen işi bile bırakmış. Gerçi şuan kimse yoktu ama neyse. Yanlarına gidip

"Naber çifte kumrular"

İkisi de beni görünce aynı anda.

"Niye geldin sen "

Bakın aynı anda dediler. Bunlar çift olmanın masterını yapmışlar. Evlensin artık bunlar.

"Bu kadar üzüleceğinizi bilsem gelmezdim "

"Yok ondan değil de hastaneden daha dün çıktın kızım biz gelecektik birazdan yanına "

"Ya napicam oğlum ben evde. Canım sıkılıyor "

SENİN İÇİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin