Multi: Tuğba
Biraz daha yanlarına yaklaştım birbirlerinden nihayet ayrıldıklarında tepelerinde dikilen beni farkettiler. Gözümden bir damla yaş daha düşerken Tuğba denen sürtük siritiyordu. Savaş öylece bana bakarken sonunda kendine gelip ayağa sendeleyerek kalktı. Yanıma gelip elimi tutmaya çalıştı.
"Azra "
Elimi hızla çekip suratına tokatı geçirdim. Belki daha fazlasını hak ediyordu ama en azından içimdeki sinir biraz gidiyordu. Hala gözlerime bakmaya devam ederken
"Yazıklar olsun"
Deyip oradan gitmek için arkamı döndüm. Burada bir dakika bile durmak istemiyordum. Gözyaşlarım şiddetlenirken Koray önüme geçip durdurdu beni.
"Azra dur nereye?"
"Koray bırak!"
Ben böyle deyince önümden çekildi. Koşarak bardan çıktım. Elimin tersiyle gözyaşlarımı sildim.
Ağlamamalıydım. Savaş buna değmezdi. Karanlık sokağın sonuna geldiğimde durup nefes aldım. Hem ağlayıp hem koşmak yormustu. Elimi göğsüme koyup hızla inip kalkan göğsümü durdurmaya çalıştım."Azra "
Savaşın sesini duyduğumda tekrar koşmaya başladım. Arkama baktığımda onun da koşmaya başladığını görünce hızımı artırıp ilerdeki taksi durağına koştum. Son paramı da bitirecektim ama umrumda değildi. Şuan onunla konuşmak istemiyordum. Gerçi artık ne konusacaksak? Her şey ortadaydı işte. Beni aramanasından anlamalıydım. Boşuna bunca zaman beraberdik. Yalandı her şey. Aşkı,sevgisi...
Taksiye hizla bindiğimde
"Abi hemen gidelim nolur"
Taksici arabayı çalıştırdı. Savaş koşarak kapımı açmaya çalışınca kapıyı sımsıkı tutup açmasına izin vermedim. Cama vurarak bağırıyordu.
"Azra gitme dur. "
Taksici bana dönüp
"Bu kim?"
"Şerefsizin biri abi boşver. Biz gidelim. "
Adam başini sallayıp arabayı sürmeye başladı. Savaşa son kez bakarken gözümden bir yaş daha damladı. Araba uzaklaşırken Savaş kalmıştı orda.
..
Eve vardığımda titreyen ellerimle anahtarı kapının deliğine sokmaya çalışıyordum. Bir türkü anahtar deliğe girmezken delirmek üzereydim. Anahtar elimden düştüğünde içimden bildigim ne kadar küfür varsa ediyordum. Saçlarımı elimle itip gözlerimi sildim. Anahtarı yerden alıp tekrardan deliğe soktum. İlk denemede girdiğinde bir oh çektim. Demek ki demin gözlerim buğulu olduğu için göremiyordum.
İçeri girdiğimde banyoya ilerleyip elimi yüzümü yıkadım. Aynada kendime baktığımda göz altlarim hafif şişmiş göz akım da kırmızıydi.
Bu kadar kolay ağlamak istemiyordum. Ben bu kadar güçsüz olamazdım. Ama dayanamıyordum. Savaşa bu kadar değer vermişken bu yaptığı canımı çok yakıyordu. Kalbim çok acıyordu. Gözyaşlarım tekrardan firar etmeye başladığında banyodan çıkıp odama ilerledim.
Telefonum çaldığında Korayin aradığını gördüm. Aramayı reddettiğimde hemen sonra da Savaş aramaya başladı. Telefonu tamamen kapatıp yatağın üstüne attım. Sert bir yere atacak kadar zengin değildim.Kum torbasına yöneldiğimde elimin ne kadar acıyacağını umursamayip bir yumruk attım. Sonra bir yumruk daha ve bir yumruk daha...
Her yumruk atışımda gözümden bir yaş damlıyordu yüzüme.Ne kadar süre yumrukladim bilmiyordum ama yorulunca kendimi yere bıraktım. Ellerimin üstü kaniyordu.
Sırt üstü yere uzanırken aklima hala o manzara geliyordu. Savaş karşılık vermişti o kıza. Onu öpmüştü. Beni sevdiğini söyleyen o dudaklar başkasını öpmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENİN İÇİN
Teen FictionHayatta her şeyi elinden alınan bir kız çocuğu aşka tutulabilir mi?? Ve intikam duygusu aşkına engel olur mu???