-10-

162 18 9
                                    

Multi: Koray (Tatlılıktan ölecek 🥧🥧🍭😋)

Bahçeye gizlice girip bir çalinin arkasına saklandık. Çiftlik kapisi kapalıydı. Adamlar diğer taraftaydi ve büyük bir masanın etrafına oturmuş konuşuyorlardı. Savaşın söylediğine göre bodruma evin içinden giriliyordu. Öncelikle eve girmeliydik ve bu pek mümkün görünmüyordu.

Dakikalardır mal gibi çalinin arkasında bekliyorduk. Allah'tan adamlar koyu bir muhabbet içinde ki bizi görmüyorlardı.

Birden evin kapısı açıldı ve içerden yaklaşık otuzlu yaşlarda bir kadın elinde çay tepsisiyle evden çıktı. Galiba hizmetçi falan olmalıydı.

Daha da önemlisi çıktıktan sonra kapıyı açık bırakmıştı. Bu bizim için iyi bir fırsattı. Bunu Savaş ta görmüş olmalı ki bana kafasıyla kapıyı işaret etti. Kadın adamların olduğu masaya gidip çay tepsisini masaya bıraktı.

Fırsat bu fırsat deyip biz de çömelerek eve doğru ilerlemeye başladık. Savaş önden bende onun arkasından gidiyordum. Olabildigim kadar hızlı ve sessiz olmayı denedim. Adamlar bizi görmeden evin kapısına ulaştık ve hemen içeri girdik. Karşımıza upuzun bir koridor çıkmıştı. Savaş hala önde ilerlerken ben de arkasından gidiyordum. Koridorun sonuna geldiğimizde bodruma inebilecek yer aradık. Aşağı ve yukarı doğru merdiven vardı. Heralde aşağı inerek bodruma ulaşırdık. Merdivenlere doğru ilerliyorduk ki kapının kapanma sesi geldi. Hizmetçi geliyordu ve biz mal gibi dikiliyorduk. Ben şoka girmiş gibi öylece yakalanmayi beklerken Savaş elimden tuttu ve beni bir odaya soktu.

Girdiğimiz oda  mutfakti ve hizmetçi buraya doğru geliyordu. Şimdi boku yedik.

Kadın gelmeden hemen kapının arkasına saklandık. Kapi buz camlı olduğu için haliyle net olmasa da görünüyorduk. Kalbim taramalı tüfek gibi atarken hizmetçi kadın mutfağa girdi ve bizi gördü. Zaten görmemesi anarmol olurdu. Elindeki boş tepsiyi aniden yere düşürunce metal tepsi büyük bir gürültü çıkardı. Kadın ağzını açmış dehşetle bize baktı.

"Siz kimsiniz "

Ben önde Savaş arkamda kapının arkasında dikiliyorduk ve bir şeyler yapmazsak bu kadın tüm adamları başımıza toplayacaktı. Hızla ne yaptığımı bilmeden elime ilk gelen şeyle kadının kafasına vurdum. Kadın başına aldığı darbe ile anında yere yığılırken ben de elimdeki vazoya baktım. Vazoyu aldığım yere bırakıp Savaşa döndüm. O da bana gözlerini açmış bakıyordu.

"Öyle bakma da birileri gelmeden hemen aşağı inelim "

Deyince hemen başını sallayıp kendine geldi. Benim yine elimden tutup aşağı inen merdivenlerden inmeye başladık. Biz inerken yukarıdan sesler geliyordu.

"Aa noldu İnci sana. Cevdet yardım edin "

Bu da kadın sesiydi. Ya o da hizmetçi ya da evden birisiydi. Kim olduğunu boşverip merdivenlerden hızla inmeye devam ettim. Savaş hala elimi bırakmamıştı hayır yani sanki ben kosamiyorum. Merdivenlerden bittiğinde şöyle bir etrafima baktım. Geniş bir koridordu ve sadece iki kapı vardı. Kapının az olması beni biraz olsun rahatlatırken yukarıdan gürültüler hala geliyordu. En azından hepsinin dikkatini bir yere çekmiştim.

Savaş nihayet elimi bırakıp kapılardan birinin yanına gidip açmayı denedi ama açılmadı. Kilitliydi. Ben de diğer kapıya koşup kapının kolunu sessizce indirdim. Kapı açıldığında arkamı dönüp hala diğer kapıyı açmaya çalışan Savaşa

"Savaş "

Diye sessiz bir şekilde söylendim.
Beni duyunca kapıyı bırakıp bana döndü. Kapının açık olduğunu görünce hemen yanıma geldi. Ben de kapıyı açıp içeri girdim. İçerde bir sürü koli torba falan vardı. Savaş da odaya girince kapıyı kapattı. Gündüz olmasına rağmen oda karanlıktı ve sadece duvarda bulunan bir pencereden gelen ışıkla aydınlatılıyordu ama o da yetersizdi. Neyse ki pencereden çıkabilme ihtimalimiz vardı.

SENİN İÇİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin