Multi: Cenk
"Kalkın artuk da!"
Gözlerimi gelen seslerle birlikte açmak zorunda kaldım. Ama gözlerimin ağırlığıyla yeniden kapattım. Noluyorduk ya?
"Of dede ya!"
Yerde yatan Cerenin sesiyle yataktan zorlukla doğruldum. Cerenle göz göze gelirken kapıya vurulunca irkildim.
"Ceren kalkun artuk da!"
"Kalktık dede kalktık."
"Aferun. Bu saate kadar yatulmaz zaten."
Gözlerimi ovusturup telefonumu elime aldım. Saati görmemle ağrıyan gözlerim büyüdü.
"Saat beş buçuk ama."
"Dedem için bir önemi yok."
Deyip güçlükle ayağa kalktı. Dağılmış saçına eliyle şekil vermeye çalışıp odadan çıktı. Ben de arkasından boş boş baktım. Yataktan kalkıp pencereden dışarı baktım. Güneş bile yeni doğuyordu. El insaf be.
Odadan çıktığımda salonda Dursun dedenin namaz kıldığını gördüm. Sessizce mutfağa ilerledim. Banyoda Ceren olduğu için mutfaktaki muslukta yüzümü yıkadım. Gözlerim ağrıyordu. Ve muhtemelen gözaltılarım mosmordu. Uykusuz kaldığımda çoğunlukla öyle oluyordu. Aynaya bakıp da kendimden soğumak istemiyordum. Ocağa çay koyup kahvaltılıklari masaya çıkardım. Odama üstümü çıkarmak için ilerlerken namazını bitirmiş koltukta oturan Dursun dedeye
"Günaydın."
Dedim. Bana bakip elindeki tesbihi çekmeye devam etti. Kafasını öne çevirirken
"Hasbinallah."
Diye homurdandi. Yine nolmustu ya? Ceren banyodan cikip benim odama girdi. Ben de onun arkasından girdim.
"Dedene günaydın dedim suratını çevirdi."
"O günaydın kelimesinden hoşlanmaz. Hayırlı sabahlar diyeceksin."
Ağzım açık ona baktım. Yok artık. Ceren bavulundan bir tişört ve pantolon çıkardı.
"Ha bir de dedemin yanında çok kisa şeyler giyme uyuz oluyor."
"Zaten çok öyle şeyler giymiyorum. Ama Allah size sabır versin."
"Ben de her gün bu duayı ediyorum."
Deyip güldü. Pijamalarini çıkarıp bavuldan çıkardığı kıyafetlerini giydi. Ben de dolaptan tişört pantolon çıkarıp giydim. Aynanın karşısına geçip bavuldan küçük bir çanta çıkardı. Anladığım kadarıyla makyaj çantasıydı. Çantayı açıp makyajını yapmaya başladı.
"İster misin?"
"Yok makyaj pek tercihim değil."
"Sana özeniyorum ya. Makyaj olmadan güzel olan kızlardan birisin sen de."
"Teşekkür ederim. Bence senin de ihtiyacın yok."
Bu dediğime güldü sadece. Ben de onun arkasından aynaya baktım. Tam tahmin ettiğim gibi göz altlarım mosmordu. Keş insanlara benziyordum.
"Ama galiba göz altlarımın ihtiyacı var."
Deyip aynanın karşısına onun yanına oturdum. Çantasından fondöten çıkarıp bana uzattı. Ben de alıp elime birazcık döktüm. Gözüme kaçmaması icin uğraşırken düzgünce sürdüm. Aynaya baktığımda morluklar gitmişti. Aklıma ocaktaki çay gelince kalkıp mutfağa koştum. Mutfakta çayı bardaklara dolduran Dursun dedeyi görünce dudağımı ısırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENİN İÇİN
JugendliteraturHayatta her şeyi elinden alınan bir kız çocuğu aşka tutulabilir mi?? Ve intikam duygusu aşkına engel olur mu???