-39-

66 8 8
                                    

Multi: Savaş

"Savaş burdayım Savaş. Yanındayım merak etme. "

"Lütfen hastayı sarsmayın!"

Hemşirenin dediği şeyi dikkate alıp ellerimi uzaklaştırdım ondan. Şuan ambulansla hastaneye gidiyorduk. Caner gittikten sonra Koray ve Ümit abi gelmişti. Meğersem gelmeden önce Savaş onları aramis. Biz de hemen ambulansa haber vermiştik.
Savaş gidemezdi o da beni bırakıp gidemezdi.

"İyi olucak değil mi?"

Dedim beklentiyle yanimizdaki hemşireye.

"Sırtında iki kurşun var. Kurşunlar organlara zarar verdi mi bilmiyorum. Solunumu düzensiz. O yüzden bir fikrim yok. En iyi tespiti hastanede yapacaklar. "

"O zaman sen napiyorsun burda?"

Diye bağırdım hemşireye. Doğru düzgün düşünemiyordum bile.

"Hanımefendi sakin olun önce. Ben ilk müdahaleyi yaptım. Benim elimden bu kadar geliyor. "

Cevap vermeyip Savaşın elini tuttum. Başımı kulağına yaklaştırıp

"Savaş lütfen gitme. Bana bunu yaşatma. Affet beni Savaş "

Beni duyduğundan bile emin değildim. Ama yalvarıyordum Savaşa. Gitmemeliydi. Bu hikaye burda bitemezdi.

Ambulansın durmasıyla geldiğimizi anladım. Ambulansın kapıları hızla açılırken ayağa kalktım. Tekerlekli sedyeyi arabaya yaklaştırırken Savaşı o sedyeye aktardılar. Ben de hızla arabadan inip onların peşinden koşmaya başladım. Kapıdan girerken Koray beni tutup

"Azra durumu nasıl?"

"Bilmiyorum, bilmiyorum. "

Bunları söylerken gözlerinden yaşlar akıyordu. Daha fazla burda beklemeyip hastaneden içeri girdim. Savaş ameliyathaneye götürülürken yüzüne bakmaya çalıştım. Belki de onu son görüşümdü.

"Savaş "

Dedim beni duymasını umut ederek. Bu sırada Koray da yanıma gelmişti.
Ameliyathanenin kapıları kapanınca ilk bulduğum yere çöktüm. Ümit abi de basimizda dikiliyordu. Koray yanıma oturup ellerimden tuttu.

"Bir şey olmayacak merak etme. "

İnanmak istiyordum. Savaşın şu kapıdan sapasağlam çıkmasını istiyordum. Hep aynı beklentiyle beklediğim bu koridordan bu sefer mutlu ayrılmak istiyordum.

..

Neredeyse iki saat geçmişti ve hala ameliyat bitmemişti. Bertan ve Gizem de gelmis bizimle bekliyorlardı. Bertanin çökmüş olduğunu yüzünden farkediyordum. Gözleri kırmızı kırmızı olmuş yanaklarında da gözyaşları kurumuştu. Çökmüş bir halde duvara yaslanıyordu karşımda. Yan tarafımda ise birbirini teselli etmeye çalışan Koray Gizem çifti vardı. Ümit abi polislerle görüşüyordu. Yarım saat önce gelen polisler ifademi almak istemişti. Ama benim konuşacak halim bile yoktu. Tek ihtiyacım olan şey doktorun şu kapıdan çıkıp iyi şeyler söylemesiydi.

Saçım başım dağılmış gömleğimde ve ellerimde Savaşın kanları vardı. Buğulu gözlerimle kanlı ellerime baktım. Kanlar elimde kurumuştu. Yıkamak istemiyordum ama her baktığımda o an geliyordu aklıma. Nasıl olur da önüme atlayıp kurşunların hedefi olabilirdi? Bir kere daha canını hiçe saymıştı benim için. Ve bu kez oluyordu galiba canından. Aklıma geldikçe gözyaşlarım daha da hızlanıyordu. Elimin tersiyle gözlerimi sildim.

Ayağa kalkıp yavaş adımlarla ilerlemeye başladım. Bizimkiler ilk baş nereye gittiğime baktılar ama benim ellerime baktığımı farkedince nereye gittiğimi anladılar galiba.

SENİN İÇİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin