-15-

132 13 9
                                    

Multi: Bertan        

                          Savaştan

"Bir haber yok mu hala "

"Arıyorum açmıyor bir kaç kere evine de gittim ama kapıyı açmadı "

Azradan üç gündür haber alamıyorduk. Telefonlara cevap vermiyor evine gittiğimizde ise kapıyı açmıyordu. Ne okula geliyordu ne de  bara. Komşuları evden hiç çıkmadığını söyledi. Gerçekten büyük bir kayıp yaşamıştı ama bu böyle olmazdı ki. Hayatı elinden bırakmamalıydı.

Tekrardan aradığımda telefonu bu sefer kapalıydı. Akşam olmuştu. Ve yine bara gelmemişti.

"Neyse Koray görüşürüz ben bir gidip bakiyim "

"Tamam kardeşim beni de haberdar et "

"Tamamdır"

Bardan çıktığımda tekrardan denedim aramayı ama yine açmadı. Adımlarımi hızlandırıp ıssız sokaktan çıktım. İlerde bir taksi gördüğümde hemen gidip taksiye bindim. Taksiciye Azranin evinin adresini verdikten sonra sırtımı geriye yasladim. Artık biri buna son vermeliydi ve Azrayi tekrardan hayata döndürmeliydi. Ve o benden başkası olamazdı.

Geldiğimizde taksiden indim. Saat akşam ondu. Uyudu mu bilmiyordum ama uyumasa da kapıyı açmayacaktı. Evin etrafında dolaşmaya başladım. Acaba açık bir yer var miydi.

Evin arkasına dolaştığımda banyodaki küçük camın açık olduğunu gördüm. Aklıma malları çalarken odada pencerenin altına saklandığımiz zaman geldi. Benim kucağıma oturmuştu ve kokusunu iyice cekebilmistim. Adamın gölgesi gitse bile galiba görmemişti ve ben de fırsattan istifade onun kokusunu biraz daha kendime çekmiştim.

Pencere küçüktü ama sıgabilirdim heralde. Ev tek katlı olduğu için pencere çok yüksek değildi. Yerdeki taşın üstüne basarak pencereden içeri baktım. Tahmin ettiğim gibi banyoydu. Pencereden kafamı sokup yanlardan da destek alarak gövdemin yarısını sokabilmistim. Neyse ki camdan sıgabiliyordum. Duşa kabinin tepesine tutunup ayaklarımı da içeri çektim. Biraz ses çıkarmıştim ama galiba duymamıştı.

Sonunda inebildigimde banyodan çıktım. Sessiz adımlarla odasına yöneldim. Kapıyı sessizce açtım. Yatakta yatıyordu ve galiba uyuyuyordu.

Odasını incelediğimde tavana asılı bir kum torbası gördüm. Bu kız gerçekten deliydi. Hangi kız odasına kum torbası asar ki. Küçük bir dolap bir masa ve bir de yatak vardı işte. Azra bu hayatı hak etmiyordu. Gerçi kim hakettiği hayatı yaşıyor ki.

Yanina yaklaştığımda yastığa sarılmış bir şekilde uyuyordu. Yastığa öyle bir sarılmış ki hiç birakmak istemezmis gibi. Uyurken bile güzeldi. Kahverengi uzun saçları dağılmış mavi yeşil karışımı gözleri kapalı. Gözleri o kadar guzeldi ki o gözlerde yaşayabilirim.
Yanına uzandığımda biraz kipirdanir gibi oldu ama uyanmadi. Ben de ayaklarımı yatağa uzatıp sırtımı yatak başlığına yasladim. Neden bilmiyorum ama hep Azranin yanında olmak istiyordum. Elimle saçlarını okşamaya başladım. Saçları yumusacikti. Elim yanağına gittiğinde dayanamadım ve yanağına eğilip bir öpücük kondurdum.

Bu sefer bana doğru döndü. Anladığım kadarıyla uykusu hafifti. Bir şey olduğunda hemen hissediyordu. Elindeki yastığa biraz daha sarıldı. O an yastığın yerinde olmak istedim. Yastığı çekip alsam muhakkak uyanirdi. Açıkçası uyandığında beni görünce neler yapar düşünemiyordum. Ama umrumda değildi. Şuan olmak istediğim yerdeydim.

Ben de kafamı geriye yaslayıp gözlerimi kapadım.

..

Gözlerime gelen ışıkla gözlerimi araladım. Sabah olmuştu. Yanımdaki Azraya baktığımda kolunun birini benim karnıma koymuş kafasını da yan yatırmışti.

SENİN İÇİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin