SENİN İÇİN

-46-

Multi: Koray

                       1 hafta sonra

"Ya Gizem çok güzel oldun."

Dedim Gizemin üzerindeki gelinliğe bakarken. Harika görünüyordu. Sabahtan beri gelinlik deniyordu en güzeli buydu galiba.

"Evet ya çok harika bir şey."

Dedi Gizemin arkadaşlarından biri. Kollarına inen kalın dantelli askılı ve göğüs dekolteli hafif kabarık bir gelinlikti. Yukarıdan aşağıya inen dantel islemelere sahipti. Ben bile cok beğenmiştim bunu.

"Ben de çok beğendim bunu ya. Harika."

Dedi aynada kendine bakarken. Görevli kadın yanımıza gelip

"Gizem Hanım elimizde bir tane daha var denemek ister misiniz?"

"Gerek yok bunu alıyorum."

"Tabi çok güzel olmuş."

Gizem gelinliği çıkarmak için aynaya son bir kez daha bakip kabinlere ilerlemeye başladı. Arkadaşlarından biri de onun arkasından kabine girdi.
Uzun bir müddet sonra nihayet çıktılar. Gizem bizim yanımıza gelip ellerini birbirine çırptı.

"Benim işim bitti şimdi sira sizde."

Anlamayarak ona baktım. Biz napicaktik ki?

"Benim elbisem çoktan hazır."

Gizemin arkadaşının lafından sonra anladım. Düğüne biz de gidiyorduk değil mi? Elbise lazımdı. Her ne kadar elbise tercihim olmasa da Korayin düğünüydü. Kardeşim de istisna yapabilirdim.

"Ben de tasarimcimla konuştum o halledicek."

"Ben de yurt dışından siparişi verdim dün."

Gizemin arkadaşlarına garip garip baktım. Millet çoktan hazır. Ben? Öğrenci gibi son günü bekleyenim. Gözler bana döndüğünde ellerimi kaldırıp

"Teslim oluyorum."

Gizem arkadaşlarına bakıp

"Hadi kızlar iş başına."

Kızlar ellerimden tutup beni kaldırdı. Gelinlikçiden çıkıp ilerdeki mağazaya koşarak girdik. Kızlar hala kollarımı bırakmıyordu. Sanki biraksalar kaçıcam. Teslim oldum bir kere. Umarım pişman olmam. Mağazada ilk gördükleri yere beni oturtdular. Sonra dördü birden mağazayı talan etmeye başladılar. Göz devirip ben de kalkıp elbiselere bakmaya başladım. Küçükken de annem zorla elbise giydiyirdi. Ağlayıp itiraz etsem de galip yine annem geliyordu. Ama en sonunda o da vazgeçmişti. Kızından prenses olmazdı.

Gözlerim elbiseleri tararken fiyatlarına da bakmayı ihmal etmiyordum. Her yeni elbise de ağzım şaşkınlıktan biraz daha açılıyordu. Millet bu fiyatlara ev geçindiriyor be!
Oflayıp geri yerime oturdum.

Gizem ve arkadaşları ellerinde sayısız elbiseyle karşımda dikiliyordu. Dördü de savaşa hazırlanıyor gibi savaş boyalarını sürmüştü sanki.

Gizem kolumdan tutup beni kabine sürükledi. Elindeki kıyafetleri de elime tutuşturdu. Kabinin kapağını kapatırken çaresiz elimdeki elbiselere baktım. Elbiseleri askıya asıp içinden rengi hoşuma giden birini elime alıp inceledim. Tekrar yerine astım. Göğüs dekolteli muhtemelen götümü bile zor örtecek bir elbiseydi. Elim siyah bir elbiseye gittiğinde şöyle üzerime tuttum. Güzel görünüyordu.

"Azra birini giy, dışarı çık, biz de görelim."

"Tamam."

Diye mırıldanip üzerimi cikarmaya başladım. Siyah elbiseyle başlayabilirdim. Elbiseyi giyip kabinden çıkmadan önce aynada kendime baktım. İyi görünüyordu. Kabinden çıktığımda  fantastik dörtlü beni baştan aşağı süzdü.