Evden içeri girince annemin kokusu burnumda tüttü derken içerden bir;
— Sürpriiiiz! Sesi geldi. Şok oldum. Annem gelmişti.
— Döndün mü çeeen? Diyerek sarıldım azıcık şımarayım, özlemişim anacığımı.
— Döndüm ama. Kuzum gel oturalım şöyle, dedi beni salona alırken. Yolunda gitmeyen bir şeyler vardı demek ki. Oturunca annem devam etti konuşmaya;
Anneannen ameliyat olacak. Kemik kaynamış ama ağrıları çok şiddetli gece uyutmuyor kadını. En iyi ihtimalle kırk gün gelemeyeceğim diye teyzenler gönderdiler beni. Dört beş gün kalıp döneceğim. Merak etme uçakla geldim. Hem biraz daha eşya falan alacağım. Öyle işte, dedi bana sarılırken.Ama ben satır aralarını iyi okumuştum. Annem artık Antalyalı olmuştu. Yaza kadar dönebilirse şanslıydım. Ben de sıkı sıkı ona sarıldım. Öylece oturduk. Sonra beni ayağa kaldırdı.
— Kız sen zayıfladın mı? Bana mı öyle geliyor. Biraz sanki incelmişsin, dedi gülerek.
— Beş kilo verdim Seniha Sultan, dedim kendi etrafımda dönerken.
— Çok güzel olmuşsun. Dizin nasıl? Diye sordu.
— İyi annem merak etme. Pilatesimi de aksatmıyorum. Biraz daha zayıflayınca spor salonuna yazılacağım, dedim gülerek moralim düzelmişti.
— Hadi bakalım o zaman sofraya. Bir sürü yemek yaptım sana zayıflamanı kutlayalım, dedi kahkaha atarken.
— Alem kadınsın ha. Yiyerek kilo vermemi kutluyoruz, dedim kahkaha atarken.
Gece geç saatlere kadar kaynattık annemle. Söz döndü dolaştı Çağdaş ve Sitare'ye geldi.
— Kız Aylin doğru mu söylüyor bizim deli bozuk cidden çıkıyorlar mı? Diye sordu annem.
— Evet anne kulağımla duydum. Ama ne zaman kadar çıkarlar işte orasını bilemem, dedim ellerimi iki yana açarak.
— Allah Allah kısmete bak sen, dedi ki bu son gıybetimiz oldu. İkimizinde gözleri kapanıyordu.
— Annem bu gece seninle yatabilir miyim? Dedim. Gözleri dolu dolu kafasını salladı;
— Ben de aynı şeyi sana soracaktım. Dönene kadar beraber yatalım mı kuzum? Dedi ve bana sarıldı. Sabaha kadar anacığımın kokusunda uyumuştum.
Sabah Sinem değil Adnan Ağabey almaya geldi beni. Şaşırdım. Aslında şaşırmamak gerekirdi çılgın Sinem'in kim bilir ne işi vardı? Bu arada Bora Beyin verdiği talimata uymamıştım. Hala kendi telefonumu kullanıyordum . Gelince kendisi versin diye düşünüyordum. Her ne olursa olsun çekmecelerini karıştırmayacaktım.
Sinem neden sonra mesaj attı;
"Aylin ben bugün gelemiyorum. Jane geldi onu gezdireceğim" oh be prova mankenliğinden kurtulmuştum. Tabii erken sevindim aşağıdan Gülden Abla aradı;
— Aylin Hanım bana bir uğrar mısınız? Diye. Yanaklarımı şişirip aşağı indim. Soyunma kabinine aldı beni. Üzerimde sadece badim vardı. Badime beyaz kumaştan çıkarttığı kalıpları iğneledi. İki kıyafet için sadece üst bedeni oturttu. Alt etekleri yoktu ikisinin de. Bir tek bütün olan sırt dekolteli elbiseyi bütün olarak çalışmıştı. Onu da iğneledi. Kalıplar bedenime tam oturmuştu.
Gülden Abla işin zor kısmını başarı ile atlattığı için mutlu olmuştu.
— Sinem Hanım yarın bir görsün de gerçek kumaşlarına uygulayalım, dedi. Ben gülümseyerek;
— Kıyafetlerin sahibi geldi abla. Hiç kasma onun üzerinde prova edersin, dedim gayet sakin üzerimi giyerken.
— Yahu Aylin o manken manken seni prova mankeni olarak kullanıyoruz, dedi gülerek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevmek Zamanı (#Tamamlandı)
General FictionAylin Öz ünlü moda firması Peralto'da yönetici asistanı olarak çalışmaktadır. Niyazi Varol ilerleyen yaşına rağmen hala işinin başındadır. Biricik kızı şirkette başa geçmeyi reddedince şirketi devretmeyi düşünmeye başlamıştır. Peki Aylin bu durumda...