Resim anneme gittikten sonra birer çatal aldık yemekten ki keşke servis etmeden önce tadına baksaymışım. Tavuklar baya bildiğiniz tatlı olmuştu. Ama yani nasıl olurdu ki. Bora ağzına attığı tavuğu yutmak için biraz zorlansa da başardı.
— Hayatım bu tavuğun tatlı mı olması gerekiyor. Yani Amerika'da barbekü soslu hafif tatlı tavuk yiyordum ama bu bildiğin tavuk göğsü olmuş, dedi isyan ederek. Aslında tabii o kadar tatlı değildi yani olmamalıydı. Tuz miktarı kadar şeker koymama rağmen un ve nişasta işin içine kremada girince yani ona yakın bir tat çıkmıştı ortaya. Haksız sayılmazdı yani.
— Şey ben galiba tuz yerine şeker koymuşum ama neden? Yani o kadar da dikkat ettim, dedim de olan olmuştu artık. Ben salak ben geri zekalı ben maalesef baya baya tatlı tavuk yapmıştım.
Onca emek onca malzeme çöp olmuştu. Dudaklarım büzüldü kendiliğinden ve ağlamak ile gülmek arasında kala kaldım. Normalinde dalga geçmesi muhtemel sevgilim beni teselli etmek adına;
— Aşkım Halime Hanım tuzla şekerin yerini değiştirmiştir sen ondan karıştırmışsındır, diye beni teselli etmeye çalışıyordu. Diyemiyordum ki biri mat biri parlak ben nasıl karıştırdım. İşte olan olmuştu artık.
— Bora bak bundan anneme bahsedersen seninle konuşmam, dedim gözümden düşen bir damla yaşın silerken.
— Aylin saçmalama canım bu bizim evimizin sırrı niye başkasına söyliyeyim. Hadi ağlama şimdi aşağıdan bir şeyler sipariş edelim de karnımızı doyuralım, dedi beni teselli için öperken. Sevgilime ilk yemek yapma denemem hüsranla sonuçlanmıştı. Her ne kadar şu anda moralim bozuk diye benimle dalga geçmesede yıllar içinde muhtelif kereler bu tavuk temcit pilavı gibi önüme konacaktı biliyordum ve fakat yapacak bir şey yoktu. Beş dakika öncesine geri döneniyordum.
Gelen yemekleri Bora afiyetle yerken ben sinirden bir iki çatal alıp bıraktım. Yemek faslı bittikten sonra;
— Aylin annemlere yakın bir yalı dairesi boşalmış. Üç odalı temiz bir daireymiş. Yarın sabah ilk iş gidip bir bakalım diyorum. İçimize sinerse tutarız. Biran önce şu formaliteleri halledelim de nikah düğün bitsin her şey. Resmen karım olmanı istiyorum artık, dedi masanın üzerinden uzanıp elimi tutarken.
— Bir imza, atılır diyordun ne oldu? Ne değişti? Diye sordum gözlerinin içine bakıp.
— Aylin çevrede köpekbalığı dolu. Hepsi apartto bekliyor sanki ya da bana öyle geliyor. Benden ayrılsan ki Allah korusun birileri peşine düşecekmiş gibi geliyor. Baksana kardeşimin kayınvalidesi bile sana göz koydu daha ötesi var mı? Dedi ayağa kalkıp kahve suyu koyarken.
— Canım ben istemedikten sonra...
— Ben istemediğim halde geçmişim beni bulmuş hem de yitmiş gitmiş bir geçmiş. Boş versene sen ben artık işimi sağlama almak istiyorum. Karım derim herkes susar, dedi bana dönüp tek kaşı havada ukala bir bakış attıktan sonra.
— Bora Allah kötüye çattırmasın evli bekar fark etmeyen sapıklar, manyaklar dolu ortada. Öyle düşünme seviyoruz ve evleneceğiz. Çevre için değil kendimiz için evleniyoruz, dedim ayağa kalkıp arkasından sarılırken.
— İşte benim sevgilim. Sen nasıl bir şeysin böyle beni tamamlıyorsun, dedi bana dönüp kollarına alırken.
Sabah erkenden kalktım. Güzelce giyindim. Sinem sağ olsun kısa bir süre önce gardrobuma el atmıştı. Bir sürü kıyafeti eledi, yerine kendi koleksiyonundan ve sevdiği bir butikten bir sürü ciciler aldı. Tabii bunların hepsi Funda olayından önceydi. Şimdi ne benimle ne de ağabeyi ile konuşmuyor hatta şirkete bile uğramıyordu bir müddettir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevmek Zamanı (#Tamamlandı)
Fiksi UmumAylin Öz ünlü moda firması Peralto'da yönetici asistanı olarak çalışmaktadır. Niyazi Varol ilerleyen yaşına rağmen hala işinin başındadır. Biricik kızı şirkette başa geçmeyi reddedince şirketi devretmeyi düşünmeye başlamıştır. Peki Aylin bu durumda...