67.BÖLÜM

33.3K 1.7K 338
                                    

Sinem beni öpüp gittikten sonra ben aklımdan, gelen o güzel hanımı da Sinem'i de çıkartmış, elimde telefon üretimin hatasını Bora'ya çaktırmadan düzeltmek için çırpınmıştım.

En sonunda Bursa'da bir kumaşçıda iki top kumaş bulunmuştu ama bizim gidip almamız gerekiyordu ve ben bunu Bora'ya nasıl söyleyecektim.

Kapısını çaldım, içeri girdim. Öylece oturmuş camdan dışarı bakıyordu. Sanki tüm neşesi, hayat enerjisi çekilmiş gibiydi. Sabah o güzel saatleri geçirdiğim adam değildi karşımdaki. Bana döndü;

— Efendim Aylin, dedi canı çekilmiş gibi.

— Bora hayatım iyi misin? Sanki hayalet görmüş gibisin, dedim gözlerimi açıp.

Yüzüme baktı, kafasını salladı;

— Boşver güzelim. Önemli bir şey yok. Biraz yorgunum herhalde. Sen niye gelmiştin? Diye sordu. Bu haldeyken nasıl söyleyecektim ki ben ona kumaşları? Ama söylemem de gerekiyordu. Yani Bursa'ya gidilecekti ki belki ben gidecektim.

— Bora üretimde bir hata olmuş. Graf'ın repetesi Rose ile karışmış. Birinin kumaşı diğerinin modeli ile kesilmiş. Şey yani ben kumaşları buldum. Bursa'da ama bizim gidip almamız gerek. Üretim fazla mesai ile çözecek durumu. Şimdi müsaade edersen ben...

— Ne de demek sen? Sen olmazsın. Sevkiyattan Ömer ile Nuri gitsin, alsın, gelsin. Sen işinin başına geç, dedi biraz sert bir sesle. Başımı sallayıp yerime geçtim.

Bütün gün odasından çıkmadı. Yemek dahi yemedi. İçerde ne yaptı hiç bilmiyorum. Akşam işim bitti. Kumaşlar geldi onlara bakmaya aşağı indim. Üretim başlamıştı. Korkudan iki kere kontrol etmişlerdi dosyaları. Yukarı çıktım. Yorulmuştum eve gitmek istiyordum.

Kapısını çaldım. "Gel" demesini beklemeden içeri girdim. Bıraktığım şekilde oturmaya devam ediyordu. Dosyalar önünde yığılı, bilgisayarı kapalı öylece oturuyordu.

— Bora aşkım neyin var hayatım? Anlatacak mısın bana? Dedim yanına gidip elimi omuzuna koyup başını öperken. Elimi omuzundan aldı. Öptü, kokladı.

— Evde konuşalım. Bozkurt Dedemin son numarasını, dedi başımı salladım ve içeri geçip hazırlandım. Adam ölüp gitmişti ama hala arkasından bir şeyler çıkıyordu. Merak etmiştim acaba ne olmuştu da Bora böyle yerle yeksan olmuştu.

Kabanını giymiş olarak çıktı odasından. Elini uzattı, tuttum. Kaçacakmışım gibi sıkı sıkı tuttu elimi. Aşağı indik, arabaya bindik. Hala sessizdi. Bu sessizlik beni benden alıyordu. Laf olsun, daha fazla sinirlenmesin diye Sinem'in yaptığı iyiliği anlatmaya karar verdim. En objektif konu o geldi aklıma.

— Hayatım hani bugün seninle görüşmeye bir hanım geldi. Güzel bir hanımdı. Kendisi modelistmiş. Sizin eski bir tanıdıkmış...

— Eee biliyorum bunları ben Aylin cümlenin sonu nereye gidiyor, dedi Bora sertçe. Kaldım. Bana şimdiye kadar hiç böylesi sert konuşmamıştı. Kıpkırmızı oldum.

— Sinem onu işe aldı. Sen mutlu olursun diye düşündüm o yüzden... arabanın içinde zaman yine durdu. Bora nefes almayı bıraktı sanki. Gözümün içine acıyla bakıp;

— Aylin emin misin? Diye sordu biraz öncekinin aksine yumuşacık bir sesle. Sanki beni daha fazla incitmek, kırmak istemiyormuş gibi bir hali vardı.

— Evet Bora. Kadın zor durumdaymış. Çocuğu falan varmış. Benden izin istedi ben de tamam dedim. Melek gibisin deyip çıktı. Muhtemelen kadını aramaya gitti, dedim yüzüne şaşkın şaşkın bakarken. Elimi sıktı.

Sevmek Zamanı (#Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin