49.BÖLÜM

42.4K 1.9K 233
                                    

Evet karakol. Kimse hatunu elimden alamayınca polis gelmiş maalesef. Sonra işte sorgu odasında bir kaç saat. Bora kadını bir şekilde ikna etmiş. Avukatlar falan çıktım. Çıktım da utanç bundan sonrasında. Bora'nın diline düştüm bir kere.

— Yavrum sen nasıl saldırdın öyle kadına. Richard kadını çekti ben seni yoook alamadık saçlarını senin ellerinden. Bir dolamışsın maşallah zaten sanırım bir yeri kel kalmış. Mahkemeye vereceğim falan dedi de Richard da "Biz de senin Bora'ya asılırken çekilmiş görüntülerini veririz gazetelere" dedi o sayede sustu. Kene gibi yapışmışsın kadına kene, dedi kahkaha atarak.

Başımı öne eğdim ellerime bakmaya başladım utancımdan. Sonra dedim kaldır başını, dik dur onun yaptıklarının yanında senin ki sivri sinek saz kalır.

— Ben en azından alkollü olarak bir barda sana alenen sarkan birine daldım. Senin gibi şirkette güpegündüz çalıştığımız firmanın ortağına değil, dedim gözlerimden alevler çıkarak.

— Kısasa kısas diyorsun olayları karşılaştırıyorsun ama yanılıyorsun. İki olay birbirinden çok farklı, dedi gülerek.

— Nedenmiş o? Dedim burnumdan soluyarak.

— Çünkü güzelim adamla biz karşılıklı kapıştık. O bana ben ona patlattık, kozlarımızı paylaştık. Hatun bırak sana vurabilmeyi elini kaldıramadı be. Benim üzerimden bir uçuşun vardı dedim ne oluyoruz. Sonrası zaten... dedi ve gülmeye başladı. Richard sağ olsun arabasını bize bırakmış o taksiyle evine gitmiş. En azından bu konuşmaları yaparken baş başaydık. Yoksa ben ve mucizevi bahtım sağ olsun o taksici de Türk çıkar alenen benimle kafa bulurlardı.

Sonra birden o taksi şoförü hayali beynimde bir ışık çaktı. Işıkla beraber gözümde Richard, Kat, polisler sonra şirket avukatlarının yüzleri birer birer canlandı. Ay ben rezil olmuştum. Ay ben herkese rezil olmuştum. Çok utanıyordum. Biran önce Türkiye'ye dönüp bu olayları unutmak istiyordum. Ben böyle deve kuşu gibi kafamı kuma gömmüş düşünürken elimi tuttu.

— Tamam kızarıp bozarma böyle. Bir maden buldum kazayım dedim ama yeter üzülme bu kadar. Sonuna kadar haklıydın. Seven kıskanır güzelim. Hem sen onu yolmasan ben tokatlayacaktım o derece yapışkandı. Boğuluyorum zannettim. Zaten polise anlatınca onlarda sana hak verdi ve bir şekilde ikna ettik şikayetçi olmaması için. Yani aşkım (dedi elimi öperek) beni o yellozun elinden aldığın için teşekkür ederim. Namusumu kurtardın vahşi kaplanım benim, dedi gülerek.

— Ya ama Bora benimle daha ne kadar dalga geçeceksin söyler misin? Diye sordum yanaklarımı şişirip kıpkırmızı olmuş bir yüzle.

— Yani bu maden beni uzunca bir müddet götürür gibi. Ben Türkiye'de sen burada. New York havası sana yaramadı aşkım, dedi kahkaha atarken.

Dalga geçe geçe eve geldik. Arabayı park etti ve yukarı çıktık kendini çok pis hissediyordum. Tamam parmaklık arkasına alınmamıştım belki ama sorgu odası bile bana yetmişti. Hemen duşa girdim ve kendime geldim. Çıktığımda salonda kahve içiyordu.

— İyisin değil mi? Yani tamam güldük eğlendik de sen nasılsın? Dedi ciddi bir yüzle.

— Ya ne bileyim Bora. Yani hayatımda ilk defa yurtdışına çıktım, kıta değiştirdim. On iki saat uçtum. Hayalimde ki şehir New York'a geldim ve hayatımda gene ilk defa karakolluk oldum. Polise ifade verdim ve ben bunların hepsini bir güne sığdırdım. Yani şaşkınım ne diyebilirim? Dedim istemsizce gözlerimi açıp.

— Gel buraya, dedi kolunu uzatırken. Yanına gittim kollarının arasına aldı sıkı sıkı sarıldı. Başımdan öptü;

— Değişik bir başlangıç yaptık ama yarın sabah ilk önce beraber Central Park'ta yürüyüş yapalım. Sonra duşumuzu alıp güzel bir kahvaltı yapalım. New York'ta olduğunu anla. Sonra gezilecek yerlerin listesi var kafamda. Özgürlük Anıtı, Times Meydanı, Brooklyn Köprüsü, Empire State Binası falan falan iki gün sana full gezi yaptıracağım bol bol yürüteceğim hazır mısın turist hanım, dedi mümkünmüş gibi daha sıkı sarılarak.

Sevmek Zamanı (#Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin