39. BÖLÜM

51.4K 2.2K 283
                                    

Korkmak değildi benimkisi sinirlerim boşalmıştı bir anda. Berkay'ın bana o şekilde davranması ağır gelmişti. Hem geçmiş vardı daha hesaplaşmadığım onunla şimdi bir de bugünü eklemişti üzerine. Hesabı iyice kabarmıştı.

Eve girince koltuğa oturttu o da yanıma oturup iyice sarıldı. Kokusunu bile özlemiştim. Neden sonra kafamı kaldırdım. Gömleği sayemde simsiyah rimel olmuştu.

— Şey Bora şu elimi yüzümü bir yıkasam. Ben şey iyi olacak, dedim.

Elimden tuttu kaçacakmışım gibi banyoya götürdü. Yüzümü yıkadım. Biraz kendime gelir gibi oldum. Kapıdan seslendi;

— Eşofmanlarını koydum buraya giyi rahat edersin, dedi. Aldım üzerimi değiştirdim.

Mutfaktan tıkırtılar geliyordu. Baktım önlük takmış baya baya yemek yapıyor;

— Yardım edeyim mi? Diye sordum.

— Sen otur sadece şu biberleri doğra, dedi. O sırada derin bir tavanın içine önce etten ayrı doğranmış yağları koydu sonra onlar biraz eriyince etleri attı. Ben biberleri doğradım ve sıra domateslere gelmişti. Tam kabuğunu soyuyordum;

— Domatesin kabuğu soyulmaz canım. Kabuk ve domates arasında likopen vardır. Özellikle pişmiş domateste daha fazla bulunur. Kabukla birlikte en vitaminli yerini atıyorsun, dedi kesme tahtasını elimden alırken. Kendi doğramaya başladı.

Ben sandalyede boş boş kaldım. Bana baktı.

— Buzdolabında yeşillik olacak salata yapabilirsin, dedi. Robot gibi kalktım buzdolabını açtım. O sırada telefonumun sesi geldi. Annem arıyordu.

— Bora ben telefona bakayım, dedim. Salatayı bıraktım. İçeri koşup telefonu açtım.

— Alo annem nasılsın? Diye sordum.

— Ben iyiyim asıl sen nasılsın? Diye sordu. Bora ile ayrıldığımızı anlatmıştım açık açık. Şimdi barışmadık ama ayrı da değiliz. Üstelik Berkay yüzünden eve de gitmek istemiyordum. Gelip beni bulacakmış gibi geliyordu.

— Anne ben şey bugün Berkay ile karşılaştım. Şey pek iyi geçmedi, dedim keşke şu anda yanımda olsaydı ve ona sarılabilseydim.

— Sana bir şey mi yaptı? Diye sordu panikle.

— Yok annem merak etme. Bora geldi. Onu görünce gitti zaten, dedim yavaş bir sesle.

— Evde kalmasan keşke. Aysel Teyzenlere mi gitsen acaba? Diye sordu.

— Anne onlar Mete'nin yanındalar. Aramıyor musun kadını? Dedim dalga geçer gibi.

— Of deli kız tabii ki de arıyorum da iki üç gündür anneannen biraz huysuzluk yapıyor anca seni arayabiliyorum işte, dedi bezgin bir şekilde.

Anladığım kadarıyla zaten canı sıkkındı. Gelebilecek durumda da değildi.

— Şey anne. Bora gelince bıraktı dedim ya. Ben biraz sinirim bozuldu. Bora beni kendi evine getirdi. Yani şey iznin olursa tabii ben bu gece burada kalabilir miyim? Diye sordum. Sesim ağlamaklı çıkmıştı.

— Ne diyeyim Aylin güveniyorsun ki evine gitmişsin zaten. Kal kızım. Böyle rahat edeceksen kal tabii. O serseri çocuktan seni korumak için uğraştık ama yine geldi buldu seni demek, dedi. Sesi sinirli geliyordu.

— Anne tamamen tesadüf. Öğlen yemeğinde karşılaştık. Ben sadece bu akşam yalnız kalmak istemedim, dedim ne kadar gayret etsemde sesim ağlamaklı çıkmıştı.

— Tamam kızım. En azından kendini güvende hissettiğin bir yerdesin. Kendine iyi bak, dedi ve telefonu kapattı.

Tekrar mutfağa geçtim. Salata suya basılmıştı. O da makarna suyu koyuyordu. En son bana salatayı doğrattı. İnanın porselen bıçak çıkarttı. Neymiş "Vitamini kaçarmış" hah bundan da vitamin almayı ver. Takıntılı manyak.

Sevmek Zamanı (#Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin