Yüzükler takıldıktan sonra çok fazla sohbet muhabbet dönmediği için Tolga'nın babası izin istedi ve hep beraber kalktılar. Kayınvalidesi kapıdan çıkmadan beni son bir kez süzdü ve;
— Felek kimine kavun kimine kelek, dedi az bir sesle ama bu sözü ben duymuştum işin acı tarafı Bora'da duymuştu.
Dişlerini sıktı kulağıma eğildi;
— Bir kız kardeşimin kayınvalidesi kalmıştı karıma göz koymayan onu da gördük hayırlısıyla, dedi belime sarılıp beni kendine yapıştırırken.
Tolga'da sanırım duymuştu çünkü özür dilercesine Bora'ya ve bana baktı. Hepsi gittikten sonra Neslihan Hanım çökercesine koltuğa oturdu;
— Sinem daha önceden niye bizim haberimiz olmadı, dedi sitem edercesine.
— Anne yani benim de haberim yoktu. O sizinle tanıştı ama ben ailesi ile tanışmadım. Açıkçası kimlerdendir nedir sormadım da. Benim bildiğim Amerika'da yüksek lisans yapmış bir iş adamı. Yani nereden geldiğini sorgulamak aklıma bile gelmedi, dedi canı sıkkın bir şekilde.
— Kızım nerede tanıştınız siz bu çocukla? Diye sordu Neslihan Anne.
— Uçakta. Ağabeyimin yanından dönerken bussinesta tanıştık. Ben çizim yapıyordum o da çalışıyordu. Tüm uçak neredeyse uyuyordu. Biz ikimiz uyuyamadık. Sonra bir şekilde sohbet etmeye başladık. Bana kartını verdi ben de numaramı verdim. Sonra birbirimizi aramadık. Derken bizim gruptan birinin nişanında karşılaştık. Öyle yani sonra ben sormadım o da anlatmadı. Bu zamana geldik, dedi tam bir şey daha ekleyecekti de sonra sustu. Neslihan Anne;
— Kızım biz biz yani sen bu aileye ne kadar uyum sağlayabileceksin. Tabii biz de. Kayınvalide'yi gördün sopa yutmuş gibi dimdik oturdu, yüzü doğru düzgün gülmedi. Sinem gel vazgeç bu sevdadan kızım yol yakınken ayrıl, dedi yalvarırcasına.
— Anne Tolga aynı Tolga değişen bir şey yok. Ailesi ve o apayrı dünyaların insanları, dedi Sinem kararlı bir şekilde.
— Kızım tamamda yani ben bilemedim. Cengiz sen de bir şey söylesene, dedi annem hırsla eşine dönüp.
— Hanım hanım ben sana vaktiyle dedim ben ikili ilişkilerine hayatta karışmam ne halleri varsa görsünler. Seviyorum, dedi elinden tuttu bizimle tanıştırmaya getirdi. O hayatından memnunsa bize de mutluluklar dilemek düşer, dedi ve sustu. Salih Dede zaten gayet memnundu sonuçtan bir tek Afiyab Babaanne araya girip;
— Kızım halanlar da gelseydi de öyle karar verseydiniz yüzükleri takmaya, dedi usulca.
Neslihan Anne belki de hayatında ilk defa kayınvalidesinin kendisi ile aynı fikirde olduğuna şahit olmuştu. O yüzden de hayretle yüzüne bakıyordu.
— Hayır babaanne kusura bakmayın. Halamlar zaten ancak düğüne yetişirler, dedi hırsla. Afitab Babaanne ve diğerleri duydukları haber ile iyice şaşırmışlardı. Cengiz Baba artık dayanamadı;
— Kızım ne bu böyle yangından mal kaçırır gibi? Olmaz öyle şey yetişemeyiz. Biraz...
— Baba Tolga'nın acil Amerika'ya gitmesi gerekiyormuş. Ben de gideceğim. Uzun bir süre kalacağız o yüzden evlenip gitmek istiyoruz, dedi başını havaya dikip. Salon buz kesmişti. Tüm Tekelioğlu ailesi şaşkın ne diyeceğini bilemez şekilde Sinem'e bakıyordu. Neslihan Anne artık dayanamadı;
— Kızım sen bilirsin. Biz seni uyardık. Madem bu kadar kararlısın yaşa ve gör, dedi aynı şekilde başını havaya dikerken.
— Anne beni Tolga'dan başkası taşıyamaz. Beni ondan başkası anlayamaz. Ben delinin tekiyim biliyorsun. En son numaram gelininle oğlunun arasını açtım. Az daha benim yüzümden ayrılıyorlardı, deyip okları bize çevirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevmek Zamanı (#Tamamlandı)
General FictionAylin Öz ünlü moda firması Peralto'da yönetici asistanı olarak çalışmaktadır. Niyazi Varol ilerleyen yaşına rağmen hala işinin başındadır. Biricik kızı şirkette başa geçmeyi reddedince şirketi devretmeyi düşünmeye başlamıştır. Peki Aylin bu durumda...